Bu hafta перевод на английский
13,333 параллельный перевод
Açığa kavuşturmak adına söylemeliyim ki, şu an biraz kötüleşmiş durumdayım, çünkü bu hafta çok fazla şey yaşadım.
You know, but in the interest of full disclosure, I am the tiniest bit aggravated because I had a lot going on this week.
Hayır, bu hafta 4 tanesine katıldım zaten.
No, I've had four of those already this week.
Tam olarak nerelere bakmamız gerektiğini ve ne bakmamız gerektiğini, Bu hafta aldığımız spesifik bilgilerle Bu arama iznini bize sağladı.
With the degree of specificity that we'd received this week, knowing exactly what to look for and exactly where to look for it, led to the issuance of today's search warrant.
Bu hafta.
This week.
Bu hafta çıkmasın.
Not this week.
Hepsi bu hafta Colt Luger'ın yeni bölümünde.
This week, on an all new Colt Luger.
Vivian Ryetown'daki müşteri Julie'yle anlaşmam için bu hafta beni bu hafta üçüncü kez gönderdi. Her neyse...
Vivian sent me to deal with that customer in Ryetown, Julie, for the third time this week.
Çünkü bu hafta onun konserine iki biletim var. Ve birlikte gideceğim kız vardı sevgilim falan değil gelemeyecek, işi varmış.
'Cause I have a couple of tickets to his concert this week and the girl I was gonna go with, not a girlfriend or anything, she can't make it, she has a thing.
Trinity üniversitesinde açığa vuruldu, Dublin, bu hafta,
Uncovered in Trinity college, Dublin, this week, by my lovely wife.
- Patty, bu hafta sonu dört cenazem var.
- Patty, I got four funerals this weekend.
Bu hafta dokuz iş görüşmem var.
I have nine interviews this week.
Bu hafta sonu dışarı çıkıp deliler gibi...
This weekend... you and me need to go out, and get stuck into some serious...
Bu hafta gittikçe güzelleşiyor.
This week just keeps getting better.
Bu hafta bir ara!
Sometime this week!
- Gerçekten mi? - Restoran da bu hafta açılıyor.
- And the restaurant opens this weekend.
- Bu hafta insanlar kutlama partileri düzenliyor.
People doing a lot of celebrating this week.
Bu hafta beklenmedik birçok öneri aldım öğrenmek isteyeceksiniz.
You'll be interested to learn I received several unexpected propositions this week.
Bu hafta planlanan bir kabus oldu!
This week has been a scheduling nightmare!
Bu hafta sonu burası full çekecek, görürsünüz.
Bet the place is full this weekend.
Bu hafta iş görüşmen var mı?
Any job interviews this week?
Bu hafta yok.
None this week.
Büyükbaba, bu hafta sonu için neler tasarlamıştın bilmiyorum..... ama ben sadece seni Boca'ya götürmek için geldim.
Grandpa, I don't know what you thought this weekend was going to be about, but I came here for one reason, to get you to Boca.
- Prova yemeğim bu hafta sonunda.
- My rehearsal brunch is this weekend.
Bu hafta sonu yaptığım bir gözlemi anlatmamı ister misin?
Would you like to know an observation that I made this weekend?
Bu hafta sizi doğaya karşı insanoğlunun bulunduğu bataklığa götürüyoruz.
This week, we take you to bayou country where it's man against nature.
Bu hafta, Mark yüzlerce asabi dikenli istakoza karşı.
Or in this case, Mark against hundreds of pissed-off crawfish.
Sandusky, Ohio'dan bir kız için kiralandı bu hafta.
Rented it this week to a girl from sandusky, Ohio.
Eğer bu bir hafta önce olsaydı, daha büyük bir TV alabilirdik.
You know, if this had happened a week ago, we could've got a bigger TV.
Hem hafta başında hem de dün "Bu davada tek bir kurban var" dediniz.
[male reporter] You said yesterday and earlier in the week "there's only one victim in this case." Can you explain why you said that?
Her Temmuz'da, yırtıcılar yılın en büyük ziyafeti için toplanırlar ama bu sadece birkaç hafta sürer.
Each July, predators gather for the biggest feast of the year... but it will only last a few weeks.
Bu, gezegendeki en büyük kıyıda yavrulama gösterisi ama sadece bir ya da iki hafta sürecek.
It is the greatest coastal breeding spectacle on the planet, but it will only last a week or two.
Belki de bu işin sonunda birkaç hafta içinde iki tane boş tasmamız olacak.
It's going to be difficult. We might just end up picking up two empty collars in the next few weeks.
Ayılar avlanabilmek ve gezebilmek için deniz buzuna bir platform gibi ihtiyaç duyarlar, orada çiftleşirler, ama görüyoruz ki deniz buzu iki üç hafta önceden parça parça oluyor ve iki üç hafta geç oluşmaya başlıyor bu yüzden beslenmek için daha az zamanları var.
The bears need to see ice as a platform to hunt their prey, to travel, they mate out on the sea ice, but we see sea ice breaking up around two and a half to three weeks earlier and forming around two and a half to three weeks later, so the bears have less time to feed.
Önümüzdeki hafta Brendan'la üzerinde konuşmamız gereken bir karar bu.
I guess that's a decision Brendan and I have to talk over next week.
Hafta sonu yapılan bu sorgulamanın kullanılmaması için aralarında sözlü olarak anlaşmışlardı, çünkü Len Kachinsky, Brendan'ın yanında avukatı olmadan sorgulanmasına izin vermişti.
There was a gentleman's agreement that this was a lost weekend because Len Kachinsky allowed Brendan to be interrogated without counsel.
Waupun Hapishanesi, Avery Oto Mezarlığına 160 km'den az mesafede bulunan maksimum güvenlikli bir cezaevi. Annesi, babası ve benim, ziyarete gelmeden önce birkaç hafta beklememizi bu arada hapishanenin ortamına biraz alışmak ve oranın kurallarını öğrenmek istediğini söyledi.
He wanted us to wait, his mother and father and myself, wait a couple weeks before we came and visited because he wanted to get acclimated a little bit to the institution and know what the schedule was and stuff like that.
Gelecek hafta başlayacağım, ve bu konuda iyi olmana ihtiyacım var.
I start next week, and you need to be OK with that.
Kolonide, yavru doğduğundan bu yana bir hafta geçti.
Back at the colony, it's been a week since the chick was born.
Bu hafta sana ne oldu böyle?
Hey, what has gotten into you this week?
Sen de bu çocuk senin için pamuk toplasın diye geçen hafta gidip süslü püslü bir kanun hazırladın.
Then you go and work up some fancy law just last week that gets this boy back in the fields picking cotton for you.
Bu yüzden bir hafta sonra buraya geldim...
So I came here a week later...
Yani 3 hafta falan burada çalışsan bu adamın seni öldürmesi için yalvarırsın.
I'm telling you, you're gonna be begging this guy to die.
Dinle, bu günden 3 hafta sonra yani bu gariplikler sona erdiğinde ben gerçekliğe geri dönüp işimi yapardım.
Listen, in three weeks from now, I think the novelty of this whole thing will have worn off and I think, the reality will set in, which is that I work all the time and I probably would never see you, and I'd probably have to cancel all of our dates.
Bu yüzden onu, önceki gezileri yenecek bir kız kıza hafta sonu gezisine çıkaracağım.
That's why I'm taking her on an a girls weekend to beat all girls weekends.
Bu saplantı onun dengesiz biri olmasına yol açtı bunu ilk rapor eden üç hafta önce onun partneri Phil'di.
This obsession led to an instability, first reported by his partner, Phil, three weeks ago.
Eminim sana söylemem gerek Bu ülkede her hafta kaç kişinin sinemaya gittiğini.
I'm sure I need not tell you how many people attend the cinema every week in this country.
Seni bu yıl işe sokabilmek için bir hafta vaktimiz var, hadi o zaman.
We got a week to get you a job this year. Chop, chop.
- Bu amcığı bir hafta bedavaya ister misin?
You want this free pussy for a week? Is that it?
Bu titrek hafta.
It's a shaky week.
- Bir ya da üç hafta arasında rahmi daralmış. Annenin yaşına bakarsak, bu kadın ne kadar gençse, o kadar hızlı olur.
The uterus contracts... between one and three weeks after delivery depending on the age of the mother, the younger the woman, the faster this happens.
- Bütün hafta bu taşlar üzerinde çalıştın.
Been working on these pieces all week. All week.