Bu olmamalıydı перевод на английский
422 параллельный перевод
Bu olmamalıydı.
This shouldn't be happening.
Belki de bu olmamalıydı.
Maybe this shouldn't happen.
- Bak şimdi, bu olmamalıydı.
- Now that shouldn't be.
Bu olmamalıydı.
It shouldn't have happened.
- Bu olmamalıydı.
- It's not meant to happen.
Bu olmamalıydı.
This shouldn't happen!
- Bu olmamalıydı!
- This shouldn't happen!
Bu olmamalıydı.
That was not supposed to happen.
- Bu saate kadar ayakta olmamalıydın, Sue.
- You shouldn't be up this late, Sue.
Hiç fırsatım olmamalıydı.. Çünkü birazdan burdan gidiyorsun. Bu kadar çabuk!
I shan't have a chance to, because you leave quite soon, quite suddenly.
Hiç olmamalıydı bu.
It's awful. It never should have happened.
Ya da belki bu kadın Silvana olmamalıydı.
Or maybe... that woman shouldn't have been Silvana.
Dora, bu böyle olmamalıydı.
DORA. DORA, DON'T LET THIS HAPPEN TO US.
Bu şekilde olmamalıydı.
It wasn't supposed to happen this way.
Bu kadar duygusal olmamalıydın.
You shouldn't have been that sentimental.
Öte yandan, böyle bir şeytana boyun eğmişsen bu o çirkin yaratıkla olmamalıydı.
Besides, if you were to succumb to such a demon it wouldn't be with that ugly creature.
Bilmeni isterim ki bu olanlardan ötürü seni suçlamıyorum senin için böyle olmamalıydı..
I just want to say that I don't hold you to blame for what that's worth.
Bu kesinlikle olmamalıydı.
That should damn well never have happened.
Bu hiç olmamalıydı!
It never should have happened!
Bu Şehirde olmamalıydınız.
We should have stayed in the city.
Ama bu kızlara bir şey olmamalıydı.
But these girls were invulnerable.
Ama bu şekilde olmamalıydı.
But not like that.
Benim affımı sağlamalıydı. Bu mahkeme hiç olmamalıydı.
He'll never forgive you, never.
Söylemek istediğin kimse bu bilgiye sahip olmamalıydı, çünkü iki büyük şirket birleşirse, değerleri artar mı?
What you mean is nobody should have that information, because if two big companies get together, they're worth more money?
Hamileliğimin ilk üç ayında yatağa hapsolmuştum. Bu üç ay koca bir kayıp olmamalıydı, ben de mektup öğretimine başvurdum.
I was confined to my bed for the first three months of my pregnancy, so it shouldn't be a total loss, I took a correspondence course.
Ethel, gecenin bu vakti burada olmamalıydın.
Ethel, you shouldn't be out here this time of night.
Ama bu şekilde olmamalıydı.
Just not this way.
Kongxing birader bu kadar kızgın olmamalıydı
Brother Kongxing doesn't have to be so angry.
Bu aptal yardım konserine razı olmamalıydım zaten.
I never should have let myself get talked into this dumb benefit.
Ölümün geldiğini hissettim ama bu ölüm olmamalıydı!
I felt that Death is coming and at the same time that Death shouldn't be.
Bu gerçek olmamalıydı.
It must have been unreal.
Bu bir moda tartışması olmamalıydı.
It's not supposed to be a fashion statement.
Bu kadar birbirimize yakın olmamalıydık.
We didn't have to be so close!
Bu Mühendislikte olmamalıydı.
I shouldn't have this in Engineering.
Bu gemide olmamalıydı!
She should not be here!
Bu olmamalıydı.
That shouldn't have happened.
Böyle devasa bir yapıyı havadan bulmak bu kadar zor olmamalıydı.
It shouldn't be this hard to spot a giant ornate building from the air.
Bu dosya fazla ortalıkta olmamalıydı.
That file was not supposed to circulate.
Bu asla olmamalıydı, asla.
It's one of those things that never happens.
Ama bu seferkinde farklı bir şeyler vardı ; tüylerimi ürperten bir şey. O resim orada olmamalıydı, hayır hayır olamazdı.
But this time there was something more something that makes my skin crawl... a picture that shouldn't...
Bak oğlum, bu dünya böyle olmamalıydı.
Man, the world ain't supposed to work like this.
Bu kadar kaba olmamalıydılar.
They wouldn't have been so harsh.
Bu asla olmamalıydı.
This should have never happened.
Bu şekilde olmamalıydı.
It wasn't supposed to be this way.
Bu nedenle Santiago tehlikede olmamalıydı, öyle değil mi, Albay?
So Santiago should have been in danger, should he?
- Bu asla olmamalıydı.
- It should never have happened.
Bu burada olmamalıydı.
This shouldn't be here.
Gördün mü? Bu kadar açgözlü olmamalıydın.
You see, you shouldn't be so greedy.
Kendi iyiliğin için bu kadar iyi olmamalıydın.
You're just too good for your own good.
Bu güce asla sahip olmamalıydık.
This is a power we were never meant to have.
Bu asla olmamalıydı. Bu olmamalıydı.
This could never have happened.
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olur 45
bu olacak 24
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olur 45
bu olacak 24
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16