Burası mı перевод на английский
11,537 параллельный перевод
- Neresi acıyor, burası mı?
- Where's it hurt, there?
Burası mı, Lancelot?
Is this the place, Lancelot?
Yeni yuvamız burası mı oldu?
This our new home?
Burası mı?
This place?
- Burası mı?
- This here?
Burası mı?
Here?
Takıldığın yer burası mı?
That's where your head goes?
Yine burası mı?
This place again?
Neresi? Burası mı?
Where... here?
- Gittiğimiz yer burası mı? - Hayır.
- This is where we're going?
Bu biraz zamanımı alabilir... Burası sana göre bir yer değil, River.
It may take me time but... this isn't the place for you, River.
- Burası uzak mı?
Hey, is this far?
Yeniden doğacağım ve bunu ödeyeceksiniz. Burası çok karanlık, korkuyorum.
I will rise again, and you will pay... [whimpering] It's dark and I'm frightened.
- Clear-Line Gemicilik. Burası Sarkissianlara mı ait?
Clear-Line Shipping... this belongs to the Sarkissians?
Çünkü burası bataklık evladım.
'Cause, you know, this here's the swamp, son.
McCutching arazisi için oldukça fazla para harcıyorsunuz. Burası yeni yatırım yeriniz.
Well, you bet big on the McCutching land, and that's right next door.
Burası senin odan mı?
Is this your room?
- Burası dana yahnini koltuğuna getirdikleri sinemalardan mı?
Is this one of those theaters where they bring your beef stew right to your seat?
- Burası çok korkunç. - Şaka mı yapıyorsun.
This place is terrible.
Burası güvende olduğum ilk yer ve bunu bir kenara atmamı mı istiyorsun?
This is the first place I've ever been safe, and you want me to throw it away?
Hey, evlat, burası çıkmaz sokak mı?
Hey, boy. Is that a dead end?
Burası benim dükkanım.
Al's garage.
Sanırım karanlık yaz sırasında burası da istila edildi ve hepsi öldü.
I imagine they were all killed when this place was overrun during Black Summer.
Burası bizim yuvamız kocacığım.
This is our home, husband.
Burası kızımın en sevdiği bar.
This is my daughter's favorite bar.
Sadece o yerin burası olduğuna birkaç saniye inanamadım.
I just don't believe for a second it's here.
Hadi bakalım hanımlar, burası kahve sohbet yeri değil.
Okay, ladies, this is not a coffee klatch, okay?
Gördün mü tatlım, burası birilerini etkilemek istediğinde onları getireceğin yer.
You see, sweetheart, this is the kinda place you bring someone when you want to impress'em.
- Burası Almanya mı?
Is this Germany?
Burası arabadan inmen gereken kısım.
So, this is the part where you get out of the car.
Ve söylenenlere göre burası Olivia Pope'un apartmanı.
And I'm being told that this is Olivia Pope's building.
Kafalarımız "bulut" ta, ki görünüşe göre burası bilgisayar zımbırtılarının birlikte takıldıkları yermiş.
Provenza : We have our heads in the cloud, which apparently is a place that computer stuff hangs out together.
- Burası benim sarayım.
This is my palace.
Central City'e yeni taşındım geldiğim yere göre fazlasıyla değişik bir yer burası.
What I mean is, I just moved to Central City, and it's a pretty big change from where I come from.
Burası benim mekanım.
It is my club.
Yani gerçek bir banka yöneticisi değilsin. - Bir ay gizli görevdeyim, Ve burası yemek dükkanı gibi kokuyor.
I'm gonna be undercover for a month and this place already stinks like take-out.
Tanrım, Elijah'larla dolu bir oda burası.
My, God, it's a room full of Elijahs.
- Beth, burası benim evim. Yani burası da benim garajım, benim gizli kapağım benim gizli yeraltı sığınağım, benim meçhul, gürüldeyen yaratığım.
- Beth, this is my house, which makes this my garage, my secret hatch, my hidden subterranean lair, and my faceless gargler.
Sanırım burası olabilir.
No, it's nice.
Burası Chao'nun odası mı?
Is that Chao's room?
O harita parçalarından biri sahte, ama eminim burası ihraç noktası.
One of those map fragments was bogus. But I'm sure this is the extraction point.
Burası kapalı bayım.
Hey, man, this place is closed.
Burası hariç başka bir yerde sana nasıl sert davranırlar bir fikrin var mı?
Have you any notion how harshly you would be treated anywhere but here?
Bugün burası bana lazım olacak.
I'm gonna need the place to myself today.
İşte geldim. Burası benim evim.
Okay, I'm here.
Çok fazla ölüm ve yıkım gördü burası.
Too much death and destruction.
- Sıcak mı oldu burası?
Is it warm in here?
Burası bizim toprağımız!
This is our land!
Burası olmaz, tamam mı?
Not here, okay?
Paris'te öğrenim gördüm ve hep şöyle düşündüm " Buradayım, seninle konuşabiliyorum, çünkü burası Fransa.
I studied in Paris and I was like, " I'm here, I can talk to you because it's in France.
Ev burası mı?
- So this is home?