Dedim ki перевод на английский
6,865 параллельный перевод
"Seni tanıyor." Dedim ki : " Beni tanıyor mu?
"He knows you." I said, " He knows me?
Dedim ki--ha!
I said--ha!
Dedim ki eğer aramızda bir şeyler varsa diye neden bakmayalım?
Well, you know, I just figured, why not see if there's something here?
Bende dedim ki icabına bakacağım.
I said I'd take care of it.
Ama sonra dedim ki, "işler buraya kadar geldiyse anlamı ne?"
But then I'm thinking... If it's come to that, what's the point?
Sonra ben de dedim ki, " Üzgünüm.
So I said, " I'm sorry.
Kendime dedim ki, "Hayatımın geri kalanını bu kadınla geçireceğim."
I said to myself, "I'm gonna spend the rest of my life with that woman."
Bölümün senaryosunu elime alınca yazarları arayıp dedim ki...
When I got the script, I called the writers, and I said,
Ben de dedim ki, "ah tanrım, lütfen bugün beni yanına alma."
All I kept thinking was "oh, lord, please don't take me home today."
Sadece arkadaşlarımız ve çocukları oluyor, gelebilen herkes yani, ve, dedim ki belki bir gün sen de uğramak istersin.
Yeah. It's just friends and the kids, anyone who can stop by really, and I was wondering if maybe you could come by sometime.
- Dedim ki, belki bir ihtimal- -
Well, I thought there was a chance that - -
Dedim ki bu, sarmaşıkları patlatır.
I said that will make the vines explode.
Dedim ki "Hiçbir şey anlam ifade etmeyen bu hikâyeleri yazmaktan bıktım artık."
I said, "I'm really sick " of writing these stories that mean nothing.
Ve sonra düşünürken duvarda bir sinek gördüm ve dedim ki " Tanrım, bir süper kahraman tıpkı bir böcek gibi duvarlara yapışsa güzel olmaz mıydı?
And then, while I was thinking, I saw a fly on the wall, and I said, "gee, wouldn't it be something if a superhero could stick to walls like an insect?"
Ve sonra dedim ki, "Örümcek Adam."
And then I said, "Spider-man."
Dedim ki, "Martin, bence bu kitabı Çizgi Roman Otoritesi'nin onayı olmaksızın yayınlamalıyız."
I said, "Martin, I think we ought to publish this book without the approval of the comics code."
Dedim ki, e uldunuz?
I said, "What did you find?"
Ben beş yaşındayken yılbaşı resitaline gitmiştik. Ve orada obua çalan bir kız gördüm ve anneme dönüp dedim ki "Anneciğim, o küçük siyah çubuklardan istiyorum."
Oh, when I was five, we went to this Christmas recital, and there was this girl and she was playing the oboe, and I like, turned to my mom and I said,
Dedim ki, konserini başka zamana erteleyelim.
I said, let's postpone his performance for another time.
Şu canlandırma meselesiyle seni sıkıştırdığım için kötü hissettim sonra da dedim ki bir limuzin tutayım ve seni "Mormon'un Kitabı" nı görmeye götüreyim.
Well, I felt bad about sandbagging you the other night with the whole role-playing thing, so I thought, what the hell, I'll hire a limo and take you to see "Book of Mormon."
Dedim ki, desteğe ihtiyacımız yok.
I just said we don't need a relief team.
Çünkü ilişkilerimin çoğu aslında birer inanılmaz hata videosu. Bu yüzden bu sefer dedim ki o ne istiyorsa onu yaparım ve iyi bir kız arkadaş olurum. Çünkü onu önemsiyorum.
Because most of my relationships are epic fail videos, so this time I thought I should just do what he wants and be a good girlfriend because I care about him.
Sendikam onlara izin vermememe rağmen yeni bir avukat göndermek için diretti. Onlara dedim ki bırak terletsinler.
My union rep tore me a new one when I wouldn't let him send a lawyer, but I told him, "Let them sweat me."
Karısıyla birkaç yatak sorunu var ben de dedim ki bir uğrar sorunu çözmelerine yardımcı olurum.
Him and his wife are having some problems in bed and I said I'd stop by and help them figure it out.
Ve ben de dedim ki : "Hayır akıllım Kurt, t ile."
And I said "no, genius it's Kurt with a T."
Büyük John Bell'e bir şey söylemek istedim. Dedim ki konuşmacıların görüşleri çılgıncaydı.
Keen to say something to the great John Bell, I said I thought that the speaker's conclusions were completely crazy.
Dedim ki yakabilir.
I said, it might burn the skin.
Dedim ki kılıç silahın dengi olamaz.
I said the sword's no match for a gun.
Dedim ki, ben köpek değilim!
I said I'm not dog!
Onu Gaston'un kıyafetleriyle görünce dedim ki onun yerinde oğlum olabilirdi.
Seeing him dressed in Gaston's clothes, made me think... he could be my son.
Okul kapısına geldiğimizde ellerini tuttum, gözlerinin içine baktım ve sana dedim ki...
And when we got to the school gate, I held your hands, and I looked into your eyes, and I said to you,
Sonra dedim ki, "Bryson, neler oluyor?"
I said to him, "Hey, Bryson, what's going on?"
Dedim ki hey tatlım
Said, hey, sweet baby
Dedim ki hey güzelim
Said, hey, good lookin
Ben de ona dedim ki...
Anyway, I tell him...
Evet, dedim ki, ne dinliyorsun?
Yeah, I was just asking, what are you listening to?
Ben de dedim ki "Bir dakika."...
And I said, " Just a minute.
Dedim ki "Dinle, adamım..."
I said, " Listen, man.
- Bak Billy, Maureen'e dedim ki...
- Look, Billy, I told Maureen...
İnanılmaz gizli güçler bana vaat edildi. Sinirli kılıcımı kaldırdığım gün dedim ki...
Fabulous secret powers were revealed to me the day I held aloft my magic sword and said :
Dedim ki bence parti vermeliyiz
I said maybe we should have a party.
Hayatımda yaptığım en yenilikçi filmlerden birisiydi. Buradaki adamla hava alanında tanıştığımda dedim ki...
This has been one of the most innovative movies I have ever done and I told this guy right here, when I first met him at the airport...
Niye ki, ne dedim ben?
Why, what did I say? You know what?
Sonrasında da iyi ki hiç aklıma gelmemiş dedim.
And I liked that I hadn't thought about it.
Acaba olay yerinden burada ki kalanizasyona..... kadar sürüklenmiş delil var mıdır dedim.
I was wondering if any of the evidence from the crime scene might have washed its way all the way down the block to the... sewer.
Evet, " Benim Sera'm dedim. Ne oldu ki?
Of course, it's'Our Sera'.
Tedavi oldun mu diye bakayım dedim ama belli ki olmamışsın.
And to see if you got fixed. But I guess that didn't happen.
Sadece buradan geçiyordum ki, neden seni de ziyaret etmeyeyim dedim.
I was in the neighborhood and wanted to visit.
Ama öyle günler geçirdim ki keşke Detroit'te tekrar tutuklansam dedim.
But I've had days where I almost wish we was gettin'arrested in Detroit again.
Ekmeye başlamıştım aslında ama sonra neden zahmet edeyim ki dedim.
I actually started to, and then just... thought I wouldn't even bother.
Bir ruj kutusu, neden bir ruj kutusu olsun ki adamda dedim.
is in all that shit... there was this. A lipstick canister, and I'm like, why would he have a lipstick canister?