Derdik перевод на английский
713 параллельный перевод
Ona "kriko" derdik.
We used to call him "the jack."
Ona eskiden Sakar Shaw derdik.
What do you think of that?
Çocukken, sıcak, sıcak derdik.
Getting warmer and warmer, as we used to say as kids.
Ona bebek yüzlü derdik.
Only, we used to call him "Baby-Face".
Hatırlar mısın Clive, eskiden şöyle derdik :
Do you remember, Clive, we used to say,
Süründüren jöle derdik bunlara.
Creeping Jelly, we called them.
Buraya aşk yuvamız derdik.
Yes, we called it our Sans-Souci.
Ona "Bebek Sakal" derdik.
We called him Baby Beard.
İyi Japon ölü Japondur derdik.
We used to say that the only good Jap was a dead Jap.
Biz ona Süzgün Göz derdik.
We called him sad eyes.
Üniversitede hepimiz "Swann'ın sonu hapis" derdik.
Mind you, at college, we'd all said that Swan would end up in jail.
Kadınların Koruyucusu derdik.
We used to call it the woman's defender.
Oregon'da sana zengin, inatçı kız derdik.
On second thought, back home in Oregon... we'd have called you a rich, headstrong girl. - That would have made it all right.
Hepimiz ne hoş bir kız derdik.
We all thought she was a nice girl.
Hepimiz ona kuzen "Aceleci" derdik, çünkü sürekli bir yerlere koşardı.
We called him Cousin "Hurry" because he was always running someplace.
Ona tombul derdik.
We used to call him Butterball.
- ki, biz buna "sataşma" derdik -... bu sefer yavaşça ilerleyerek, yol boyunca peşlerinden gittik.
We watched them ride slowly along, holding hands
Bundan dolayı ona zengin teyzemiz derdik.
That's why we used to call her our rich aunt.
Biz hastanede öyle derdik. Gerçekten de öyle.
That's what we call him and that's what he is.
Evet, Şöyle derdik ;
Yeah. we used to say :
Onlara özel isimler verirdik. Tramvaylardan çıkardığımız büyük çelik bilyelere "çelik misketler" derdik.
THE STEELE KIND WE CALLED THOSE "STEELI ES",
Şeffaf, bakınca içi görünenlereyse "şeffaf misketler" derdik.
THE CLEAR KIND THAT YOU COULD SEE TH ROUG H WE CALLED THOSE "CLEARI ES". YOU STILL GIVE TH EM SPECIAL NAMES?
Meşeydi ama eğer o söğüt derse biz de söğüt derdik.
It was an oak but we called it a willow if he said so.
İpe "sopa" gelmez derdik.
It's strictly for the "boids."
O yüzden ona "Küçük Anka" derdik
That's why we all call him Little Roc
Burada hortlaklar var derdik.
We used to think there was ghosts here. Uh-huh.
Her bir seneyi devirdiğimizde, ne derdik biz?
Every year at Passover, what do we say?
Yazıyla taahhüt ederdik : ilk geceden itibaren bekâretlerini kaybedecekler, sonra derdik ki...
And then we could swear'in writing that we would rob them all of their virginity the very day they arrived.
Galiba herkes ona "Fayne" diyor, ama biz "Fay" derdik.
You all call her "Fayne," I think, but we call her "Fay."
Ona "Çakma Belmondo" derdik.
We called him the "Imitation Belmondo"?
Hollywood'da ona "the continental" derdik.
In Hollywood, they called him...
# Eski şarkılar söylerdik. Bunlara "kederli şarkılar" derdik.
~ And sing the old songs We called them dole songs ~
Biz ona sarma derdik.
We used to call it gage.
Müzisyenlerin kendi argoları... vardır. Ona sarma derdik.
And musicians have their own... lingo, you know, we called it gage.
Ona "Fare" derdik.
We used to call him "Mouse."
Ne derdik ona?
What'd we call it?
Biz öyle derdik.
That's what we call it.
Ona böyle derdik.
That's what we called him.
Küçük Solcuk derdik.
He was a dandy little southpaw.
Bu yüzden ona solcu derdik.
That's why we called him a lefty.
Sejanus bize böyle bir öneriyle gelseydi biz "hayır" derdik, ama Claudius daha doğrusunu biliyor.
If Sejanus had come to us with a proposal like that, we'd have said no, but Claudius knows better.
Derdik ki, "Kendisi yapamayan öğretir öğretmenlik bile yapamayan, spor öğretmeni olur Spor öğretmeni bile olamayan da gelir bize öğretmen olur."
We had a saying, "Those who can't do, teach... and those who can't teach, teach gym." And those who couldn't do anything, I think, were assigned to our school.
Biz ona Cilacı derdik.
We called him Waxer.
Donanmada buna'keşif gezisi'derdik.
In the Marines we call it reconnaissance.
Ona şöyle derdik ; " Wolfgang, hepsi senin.
We'd have said, "Wolfgang, she's all yours!"
O zaman bile ona İhtiyar Chalmers derdik.
Even then, we called him old Chalmers.
Her gece "Uyuyor musun?" derdik.
Every night we'd say, "Are you sleeping?"
Bu vadide ciddi şeyler oluyor. Ordudayken buna "düşman baskısı" derdik.
Now, who's seen what happened?
Size Markie derdik.
THAT WAS YOUR N ICKNAM E, MISS FOLEY
Biz de hep öyle derdik.
We used to say it all the time.
Sen ekmekleri al. " derdik.
Aduci tu pâinea. "
derdim 136
derdi 359
derdin 40
derdin ne 136
derdi ne 17
derdin nedir 30
derdin ne senin 232
derdi ki 32
derdiniz ne sizin 18
derdi ne bunun 19
derdi 359
derdin 40
derdin ne 136
derdi ne 17
derdin nedir 30
derdin ne senin 232
derdi ki 32
derdiniz ne sizin 18
derdi ne bunun 19