Dört перевод на английский
55,700 параллельный перевод
Hoşuma gitmiyor değil ama dört, altı dakika içinde sona eriyor ve bu sırada ikimiz de bedensel yaralanma konusunda risk altında olmuyoruz.
I like it, but, you know, it usually times out between four and six minutes, and neither of us are in any remote danger of physical injury.
O günden bu yana Uzun John Silver ve adamları benim adamlarımdan birini öldürdü. Senin dört adamını öldürdü. Dün gece de Underhill Malikanesi'ndeki bir aileyi sekiz yaşındaki kızları da dahil olmak üzere soğukkanlılıkla öldürdü.
Since that time, Long John Silver and his associates have murdered one of my men... murdered four of your men... murdered a family of three on the Underhill estate in cold blood last night, including an eight-year-old girl.
Ve üç parlak arkadaşınla birlikte Dört kişinin buradan geçeceği bilgisini aldım.
And your three brilliant companions are also awe-inspiring. I learned that the four of you would pass by here.
Yalnızca dört yıl birlikte oldular.
And they were only together for four years.
Dört cinayeti de itiraf etti.
He- - confessed to all four murders.
Burada son dört aydır, Stussy Lots tarafından alınan her bir kuruşun, üç ortağın adına deniz aşırı hesaba aktığına dair kanıt var.
There is evidence that every dime borrowed by Stussy Lots in the past four months was funneled into dozens of offshore accounts in the name of all three partners.
Dört kişiden birinin süzme salak olduğunu bilecek kadar kişiyle yolum kesişti.
I've... I've crossed enough paths to know that one in four people are rock stupid.
İkmal deposu yaklaşık dört kısımdan oluşmaktadır.
Supply depot's about four sections in.
Adamları dört gruba ayır Staz.
Staz, split them up into four groups.
On dört seneden beri oraya gitmeye çalışıyoruz.
We've been trying to get over there for the last 14 years.
Patlamadan dört saat önce çekilmiş.
Taken four hours before the explosion.
Dört yıldır bürodayım.
I've been at the Bureau the last four years.
Dört yaşında bir çocuğun pek ihtiyacı olmaz ama bir şeye ihtiyacı olur.
A 4-year-old doesn't need much, but they do need something.
Üç ya da dört başkanla.
- Three or four.
Kendini dört kez vurmuşsundur.
You yourself got hit four times.
Bacaklarımın dört bir yanına ısırık ısırıkları var.
I have flea bites all over my legs.
Dört ay önce komplo sitelerinde paylaşım yapmaya başlamış.
He started posting on conspiracy sites about four months ago.
Zafer kelimesi memleketin dört yanında yayılıyor.
Word of the victory is being spread throughout the land.
Dört iyidir.
F-four series regulars.
Kendinden harcadığın zamanı telâfi edip annene dört dörtlük bir hizmet sağlaman için yeter de artar.
It should be more than enough to compensate you for your time and get excellent care for your mother.
Önümüzde dört gün var sonuçta, değil mi?
We'll know in the next four days, right?
Dört gün sonra ne oluyormuş ki?
What happens in four days?
Şarap kadehlerini bulacak diye tüm dolapları gezen bir adamdı... Yanlış yazılmış bir dövmesi var. Günde dört defa sıçıyor.
He used to look through all of our cupboards before he found the wine glasses, he has a tattoo that's misspelled, and he shits four times a day.
Dört bilet.
Four tickets.
Dört düşükten sonra, tüp bebek denedik.
After the four miscarriages, we tried IVF.
Seninle hayatım boyunca sevişmeyi dört gözle bekliyorum.
I look forward to a lifetime of fucking up with you.
Üç, dört.
Three, four.
- Bir, iki, üç, dört. - Al, sayma, dört deme neler çevirdiğini biliyorum.
- Al, don't count, don't say four,'cause I'm gonna be on you.
Yılda dört hafta ordu üssüne gidiyorum.
That's why I have to go to that Army base four weeks a year.
Dört şüpheli tespit ettim.
I have four potential hostiles.
Sorgulama dört, tam biyometrik paket.
Interrogation four, full biometric package.
Üç Yedi, A, T, DÖrt, Dört, H, Altı, İki.
Three, Seven, Alpha, Tango, Four, Four, Hotel, Six, Two.
On dört hücre daha var hepsi aynı anda saldırmalı.
There are 14 more cells, and they must strike as one.
Dört kollu bir veri kurtarma algoritması başlattım.
I'm running a four-branch recovery algorithm.
Tamam, şimdi, Theo, kalan son dört bağlantıya bakıyorum.
Okay, so, Theo, I'm looking at the last four connections.
Dört kilometre boyunca bu yolda kalın.
Stay on this road for four kilometers.
Dönüş dört kilometre ileride.
The turnoff's four kilometers ahead.
Dört hedef.
Four targets.
Dört köşe oluşumu.
Four corner formation.
Carter, Naseri'nin kızı, Ancak dört silahlı kişi var Ev çevreleyen.
Carter found Naseri's daughter, but there are four armed individuals surrounding the house.
Şimdi bu telefon dört basamaklı bir kod istemiyor.
Now this phone is asking me for a four-digit code.
Sunny, iletişim becerilerinin eksikliğini, var olan dört dişinin boyutu ve keskinliğiyle kapatırdı.
What Sunny lacked in communication skills, however, she made up for with the size and sharpness of her four teeth.
Beş, dört, üç, iki...
Five, four, three, two...
Gizli dosyalar dokuz kez hacklenmiş, Ulusal Güvenliğin güvenlik duvarına dört saldırı olmuş.
Nine hacks of classified files, four attacks on NSA firewalls.
Sanırım dört.
I think four.
Şimdiye kadar İspanyolların adanın dört bir yanına erkekler olduğunu varsaymak zorundayız.
We have to assume the Spanish have men all across the island by now.
Richard, dört yaşında olduğu halde geceliğiyle dışarı çıkar ve onu beslerdi.
Richard, all of four years old, would go outside, still in his nightshirt, and feed it.
- Dört kez üst üste.
- Ha! Four in a row.
Yirmi dört ayar hayatım.
Twenty-four karat, hon.
Dört!
Four!
Dört. Siktir.
Four.
dört gözle bekliyorum 27
dört yüz 16
dört göz 26
dört yıl önce 37
dört saat 18
dört tane 28
dört dolar 18
dört mü 45
dört üç 26
dörtlü 16
dört yüz 16
dört göz 26
dört yıl önce 37
dört saat 18
dört tane 28
dört dolar 18
dört mü 45
dört üç 26
dörtlü 16