Eskisi gibi перевод на английский
4,731 параллельный перевод
İşin aslı, seni buradan alıp eskisi gibi dinlenmeye koymak aşırı derecede kolay.
In light of the fact that it would Be incredibly easy to put you back Into a relief rotation,
Buradan kurtulacağım ve onları tekrar göreceğim. Her şey eskisi gibi olacak.
I'm gonna get out of here and I'm gonna see them again... and everything's gonna be like it was before.
O zamandan beri takım eskisi gibi değil.
They haven't been the same since.
Nasıl eskisi gibi oluruz bilmiyorum.
I don't know how to get back.
- Sanırım eskisi gibi olmaya çalışıyordum.
Guess I was just... trying to make it feel like us again.
Artık biliyoruz. Elim asla eskisi gibi olmayacak.
I figured coming down here is the only way to get you to stop coming in.
Her şey tıpkı eskisi gibi olacak.
Everything's gonna go back just the way it was.
Artık eskisi gibi değil.
He's not the same.
Seni ilk gördüğümden beri hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Nothing has been the same since first I saw you.
İşler artık eskisi gibi değil.
This is not the same business anymore!
Eskisi gibi güzeldi.
She's still as pretty as ever.
Lizzie, döndükleri zaman onlar... İnsanlar eskisi gibi olmuyor.
Lizzy, when they come back, they aren't- - people aren't who they were.
Bazı şeyleri yaşadıktan sonra eskisi gibi olamıyorsun.
There's some things you just can't come back from.
Şimdilik her şey eskisi gibi işleyecek.
For now, it's business as usual.
Bu şeyi atlattığımız zaman eskisi gibi olmayacak, değil mi?
When we get past this thing... it's not gonna be like how it was, is it?
Eskisi gibi.
All the same.
- Eskisi gibi olmaz.
- It won't be the same.
Odasını eskisi gibi yerleştirmek o kadar garip bir davranış değil.
Look, when you think about it, putting back her room is really not that strange of a reaction.
Tekrar ötmeye başladı. Tıpkı eskisi gibi.
I started singing again.
Bir daha eskisi gibi olmayacakmış gibi hissettiriyor.
Feels like it'll never be like it was.
- Artık eskisi gibi değil, Joe.
It's not like the old days, Joe, we can't pull strokes any more.
Eskisi gibi olmadığının farkında.
He's out of his depth and he knows it.
Bir kalp üç kez veya dört kez kırıldığında eskisi gibi ses çıkarmaz.
When a heart breaks for the third or fourth time, it makes no sound
Maruz kaldığınız gaz sizi bayılttı fakat kısa zamanda eskisi gibi iyi olacaksınız.
You inhaled poison gas which has left you dizzy But your health wil recover
Tekrar bir araya geldikten sonra işler eskisi gibi değil.
Things aren't the same after we got back together.
Yakında, her şey eskisi gibi olacak.
Soon, everything will be like before.
Eskisi gibi neden olmuyor ki?
Why can't it be like before?
Gözleri eskisi gibi keskin değil.
Her eyesight is not what it was.
Hangisini seçerseniz seçin hayatınız asla eskisi gibi olmayacak ama yardım etmeme izin verirseniz en azından hâlâ beraber olursunuz.
Your lives will never be the same, whichever way you choose, but at least if you let me help, you can still be together.
Eskisi gibi olmadığıma inanamaz mısın?
Can't you believe... I am not the man I was?
Gelişen teknolojinin artık eskisi gibi düzenli olmadığı bir zamanda.
Evolving technologies can no longer be regulated.
Eskisi gibi genç değil, her şey hızlı oldu.
He's not a young guy. It all happened fast.
Son zamanlarda eskisi gibi değilsin.
You've been out of sorts lately.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Things are not going back to the way they were!
Sonra elimi kırdım ve asla eskisi gibi çalamadım.
Then I broke my hand, and after that, I was never able to play the same again.
Asla eskisi gibi olmayacaklar diye korkuyorum.
And I'm afraid they'll never work again.
Ben de özlüyorum Wendy ama orası artık eskisi gibi değil.
I miss it, too, Wendy, but it's not the same place anymore.
Kalabalıktan hoşlanmıyor eskisi gibi?
She does not attract the crowd she used to, hm?
İnsanlar bana eskisi gibi bakmıyorlar artık.
You know, the people don't look at me like they used to.
Söz veriyorum. Her şeyin eskisi gibi olacağı yola döneceğiz.
Everything's gonna go back just the way it was.
Bunu öğrenirsen hayatın bir daha eskisi gibi olmaz.
Once you know, your life will never be the same.
Eskisi gibi de değil. Tamamen farklı bir şey bu.
And nothings the same.
Onu bulduğumuzda eskisi gibi olmayabilir Ward.
He may not be the same when we find him, Ward.
Ama işler eskisi gibi değil artık.
But things aren't like they used to be.
Asla eskisi gibi olamayacağımı kabul etmem gerekiyordu.
I had to accept that I'm never gonna feel like the old version of myself again.
Kızmakta haklısın fakat biz artık eskisi gibi değiliz.
You have a right to be mad, But that's not who we are anymore.
Ailem Ianka'yı Marcus'tan geri çaldığı zaman kantorum eskisi gibi değildi.
When my family stole lanka back from Marcus... my songstress was not the same.
Bir açıdan sen de benim gibi biliyorsun ki eğer onları parçalarsan, Charming dağılır. Bir daha eskisi gibi olmaz.
On some level you know, same way I did if you rip them out Charming unravels never looks the same.
Uyandığında herşey eskisi gibi olsun.
Hoping things will be like before when you wake up...
Herşeyin eskisi gibi olacağını dilemen büyük aptallıktı.
Been a while. Yeah. I guess we've been on different shifts.
Eskisi gibi.
Seol Chan.