Evde перевод на английский
51,466 параллельный перевод
Birkaç günlüğüne karının ve çocuklarının evde olmayacağından emin ol.
Just make sure your wife and kids aren't around for a few days.
Allison'ın tepesi atmadan evde olmalıyım.
I gotta get home before Allison pitches a fit.
Peki, evde sizden başka birinin olup olmadığını biliyor musunuz, hanımefendi?
And do you know if there's anyone else in the house with you, ma'am?
Ama onu kaçıran kadın ya dışarıda ya da ahır veya başka bir evde.
But the woman that took him is out in a barn or some house.
- Yan evde yaşıyorum.
- I live next door.
- Ben koruyucu bir evde büyüdüm.
- I grew up in a foster home.
Bu evde kadınlar çalışmış.
The women work here in the house.
Evde kalmak istiyorum.
I wanna stay in.
Tamam, ama evde kalmamızın tek sebebi hiçbir son sınıf partisine davet edilmememizdi.
Okay, but the only reason we stayed in was because we weren't invited to any senior parties.
Kusura bakmayın, kocam evde değil.
I'm so sorry. My husband's not here, so...
Seni burada bırakmak istemiyorum ama evde değil galiba.
I don't wanna leave you here. But I guess he's not home.
- Evet, yakında evde olacağız.
- Yeah, we'll be home soon. - Ruth :
"Evde fare var." diye bağırdı.
"There's a mouse in our house," she yelled.
Evde tanımadığın kimse var mı?
Anyone in the house you don't know?
- Hayır, güvenli evde görüşürüz.
Let's go. - No, I'll see you at the safe house.
Genelde geç vakit gelirim. Bulaşıkları filan yıkarım. Evde kimse yokken.
I usually come in later, you know, do the dishes when they're all gone.
Evde annemle yaşamak zor.
It's hard at home with Mom.
Ölüm Yıldızı'nın temelini evde atar, sonra size gelirim.
I'll knock out the basic bones of the Death Star at my place, and then I'll come by afterwards.
Mutfaktayız. Oh, Jeffrey evde mi?
Oh, Jeffrey's home?
Evde değil gibi.
It's not like at home.
Evde durumlar nasıl?
And how's everything at home?
- Evde bir tane...
- There's a fucking...
Bu köyde, evde kalmış kızlara babaları ölünce ne olur biliyor musun?
Do you know what happens to spinsters in this village after their fathers die?
Evde kimse yok mu?
Anyone home?
Eminim Belle evde, nefis bir akşam yemeği pişiriyordur.
I'm sure Belle is at home, cooking up a lovely dinner.
Belle evde değil.
Belle is not at home.
İçine baksana, evde birilerini görebilecek misin.
Take a look inside, see if anybody's home.
Bu evde olmaz!
Not in this house!
Evde değildin. Kendim girdim.
You were not home and I went in.
Lütfen içeri gelmeme izin ver. Annem ve kızım evde.
"Please, let me in." My mom and my daughter are inside.
Ben evde olduğuma göre.
That I'm back in the house.
Seni evde geri döneceğim.
We'll meet you back at home.
Belki beyaz evde birileri bitmiştir...
Maybe somebody over at the white house...
Evde?
- Home?
Bu boğucu evde durmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
It's too nice outside to be in this stuffy house.
Evde acil bir durum vardı.
She had an emergency at home.
Sanki evde tarzan var.
It's like fighting and trying!
Gerçekten, yani, bunu evde yapmak mı istiyorsun?
Really, I mean, you wanna do that at home?
Beceriksiz bir adam ortaya çıkabilir Bir yıl boyunca kanal bandı ile evde.
An unhinged man might show up at your house with a year's supply of duct tape.
- Evde unuttum.
It's at home
Evde bir yerdedir ama.
It's gotta be in the house, though.
- Tessa, Lilly'nin evde olmasının içine sinmediğini söyledi.
Tessa said she's not comfortable having Lily in the house. What?
David'in işi uzadı bizi evde bekleyecek.
David got stuck at work. He'll be waiting for us at home.
Sorun yok. Baban yakında evde olacak, gitmek zorundayız, tamam mı?
Daddy's gonna be home soon and we have to go, we have to leave, okay.
Evde aynı şey mi var?
The same thing inside the house?
Evde görüşürüz.
I'll meet you there.
- Saat 7'den önce evde olmak zorundayım.
I have to be in my house before seven.
Ve annenin alışverişe gidip telefonunu evde unuttuğunu söylemek istiyorum.
And I wanna say that your mom just went shopping and she forgot her phone at home.
doğum gününde evde olacağım demiştim ama sana yalan söyledim.
... but I lied straight to your face.
Sen burada kal, ben de eve gideyim, evde görüşürüz.
Maybe you stay here, I go, I'll see you at home, ok?
Evde geçireceğim.
Just spending it at home.
evdeyim 77
evde misin 63
evde mi 56
evde kimse yok 70
evde kimse yok mu 61
evde yok 32
evde kimse var mı 101
evde değil mi 17
evde kimse yoktu 16
evdeydim 25
evde misin 63
evde mi 56
evde kimse yok 70
evde kimse yok mu 61
evde yok 32
evde kimse var mı 101
evde değil mi 17
evde kimse yoktu 16
evdeydim 25