Eğlenceli mi перевод на английский
1,795 параллельный перевод
Kendi kendine oynamak eğlenceli mi?
Having fun playing by yourself?
Belalı pislikler yerine hayvan yakalamak eğlenceli mi?
Having fun catching real bugs instead of human pests?
Anıların tekrar canlanması eğlenceli mi?
IT'S FUNNY HOW MEMORIES CAN COME RUSHING BACK.
Bu senin için eğlenceli mi?
Is this fun for you?
bu şey çok iğre.... eğlenceli mi?
That is nasty! Something funny?
Bu senin için eğlenceli mi?
Is it fun for you? ah... yeah.
Eğlenceli mi? Marcy'nin tüm randevularını yeniden ayarlamak kızgın müşterilerle başa çıkmak mı eğlenceli?
Rescheduling all Marcy's appointments, dealing with angry clients...
Eğlenceli mi?
Fun?
Babanla işte olmak eğlenceli mi?
Are you having fun, being at work with your father?
Eğlenceli mi?
Is it fun?
Sence bu eğlenceli mi?
You think that's fun?
- Eğlenceli mi?
- It's fun, no? It's cool?
Hapishane müdürü olmak eğlenceli değil. Değil mi müdür bey? Evet profesör.
No fun being the warden, huh, warden?
Birlikte çalışmak eğlenceli, değil mi?
This is fun, us working together, huh?
Ben, "Eğlenceli değil mi?" dedim.
I said, "Isn't this fun?" And you said, "Uh-huh."
İşin eğlenceli kısmı burada, değil mi?
That's part of the fun, isn't it?
- Hem eğlenceli de olabilir, değil mi?
- It might be kind of fun, huh?
Bu sana eğlenceli mi geliyor? Eğleniyor musun?
Did he buy you that camera, too?
Eğlenceli bir şeyler mi yapalım diyorsun?
YOU MEAN DO SOMETHING FUN?
En iyi kum kutuları, Beverly Hills'te vardır, değil mi? Kulağa eğlenceli geliyor.
That's the main thing that I want everybody to take away from this show, is that you guys are family.
Bu eğlenceli, değil mi?
Isn't this fun?
Biliyorum, eğlenceli değil mi?
I know. Isn't that funny?
Hadi, Wuhan mağarasından ve 40.000 yıllık iskeletlerden daha eğlenceli, değil mi?
Come on, isn't this a lot more fun than the Wuhan cave and the 40,000-year-old skeletons?
Neyse,... düşündüm de, senin ve benim gibi güzel görünen, zeki, eğlenceli çekici iki insanın, oturup bilirsin işte şu Meredith konusuna bir çözüm bulamaması çok saçma değil mi?
Anyway, I was giving it some thought, and there's no reason that two attractive, good looking, intelligent, funny, attractive people can't, you know, just sit down and work this whole Meredith thing out.
Eğlenceli vakit geçirince zaman su gibi akıp gidiyor, değil mi?
Time flies when you're having fun, eh?
Ne eğlenceli bir iş aslında, değil mi?
Now that seems like a fun job, right?
- Amma eğlenceli olur! - "İş" mi?
- How fun would that be?
Eğlenceli, öyle değil mi?
It's fun, isn't it?
Eğlenceli değil mi?
Isn't this fun?
Eğlenceli mi?
Delightful?
Eğlenceli, değil mi?
This is fun, isn't it?
- Eğlenceli mi?
- Fun?
Eğlenceli değil mi?
isn't this fun?
Bunun eğlenceli olduğunu sanıyorsun değil mi?
Think this is funny, do you?
- Eğlenceli bir şey mi?
- Something fun?
Eğlenceli kısmı, öyle mi?
The fun part. Really?
İnsan öldürmek eğlenceli, değil mi?
It's fun to kill, isn't it?
Eğlenceli, değil mi?
Amusing isn't it?
- Eğlenceli olurdu, değil mi?
That would have been fun, huh? Yeah.
- Eğlenceli ama, değil mi?
Sorry. It's fun though, right?
- Çünkü labaratuvar raporu çok eğlenceli öyle mi?
- Because the lab report was so exciting?
Tatil eğlenceli mi bari?
All right, enjoying your vacation?
Gördüğüm en eğlenceli gösteriydi. - Biz ofis gidelim mi?
Believe me, the funniest show I've seen.
Oldukça eğlenceli değil mi?
All the fun of the fair, eh?
Güzel, eğlenceli bir yer mi acaba?
That's great! Is it fun there?
- Orası çok eğlenceli, değil mi?
- Νot too fun down there, is it?
Eğlenceli mi, bari? Pek değil.
Not really.
Bu eğlenceli değil mi?
Isn't this fun?
O geceye geri dönmek eğlenceli olurdu, değil mi?
Could be fun to go back to that night, wouldn't it? [Laughs]
Eğlenceli gibi, değil mi?
Sounds like fun, right?
- Ne yani, eğlenceli sohbetimiz bitti mi?
Why, was that the issue you were trying to avoid?