Fark ettim перевод на английский
9,528 параллельный перевод
Ona bu zor zamanlarda yardım etmesi gereken kişinin ben olduğumu düşünürken başka birini çağırdığını fark ettim.
Briefly, I thought I might be the one to help her through this harrowing time, until I realized she called upon someone else.
Fark ettim ki ya o olacak ya da ben.
I figure it's him or me.
- Son iki saatte Jack Soloff'u ve saçmalıklarını düşünmediğimi fark ettim sadece.
- No, I just realized I haven't thought about Jack Soloff and his bullshit for two hours.
Ve kendini çabuk kaybeden insanlarla ilgili bir şey fark ettim eninde sonunda, kendilerini kaybetmek için her yolu deniyorlar.
And the thing I've noticed about people with chips on their shoulder is that somewhere along the way they went to great lengths to get'em off.
Seni özel küçük kulübüne almamanı aşağılayıcı bir hareket olarak düşünmüştüm ama şimdi üye olmak için yeterince esnek olmadığımı fark ettim.
You know, I used to find it insulting that I was barred from your special, little club, but now I realize I lack the flexibility to become a member.
Elijah'ın yanında olmadığını fark ettim.
I notice Elijah's not with you.
- Evet, fark ettim.
Yeah, I gathered.
- Bay Başkan, fark ettim ki enerji üretmede problem yaşıyorsunuz galiba.
Uh, Mr. President, um, couldn't help but notice that you were having problems generating power.
- Ama şimdi fark ettim ki kapitalizmi yıkmama gerek yok.
- You what? - But now I realize, I don't need to take down capitalism.
Peter için bir şeylere karar verirken,... insanların da benim için kararlar aldığını fark ettim.
I realized I was deciding things for Peter, and I'm through with people making decisions for me.
Ve başka bir şey istediğimi fark ettim.
And I realized that I wanted something different.
Biliyorum canım, ama sonra onun çok aptalca olduğunu fark ettim.
I know, sweetie, but then I realized how stupid that is.
Ben de fark ettim.
I felt the same.
Ama sonra dünyanın onların gelişmesine ihtiyacı olduğunu fark ettim.
And then I realized, the world needed them to.
Joe'nun söylediklerinden ve Patty'e yardım ettikten sonra hâlâ kalbimde olduğunu fark ettim.
After what Joe said, and helping Patty, I realize that you're still in my heart.
Caroline'in hâlâ kızların odasında olduğunu fark ettim.
I noticed Caroline is still being held in the girls'room.
Onu nasıl kullanacağımı bilmediğimi fark ettim.
I realized I have no idea how to use that thing.
Damon Salvatore'un bütün katliamlarının arasında bu çiftlik evi velvelesi hiç kalır. Sonra fark ettim ki her şey burada başladı.
Out of all of Damon Salvatore's greatest hits, this farmhouse kerfuffle was barely a b-side, and then I realized this is where it all began.
- Seni konser sırasında fark ettim.
I caught sight of you during my concert.
Sonra içeceğimiz olmadığını fark ettim.
Then I realized we didn't have no iced tea.
Aynı zamanda Martin'e sağlam bir iyilik yapabileceğimi fark ettim.
I just figured that I could do Martin a solid at the same time.
Çıkış artışını ben de fark ettim ve okuduğu tüm kitapları döküp saçtım ve buna benzer hiçbir şey bulamadım.
I noticed the checkout activity too, and I poured through every book he read, and I didn't find anything that looked like this.
Adamlarınızın arasında bazı Saksonlar olduğunu fark ettim.
I noticed that you have some Saxons amongst your ranks.
Tüm hayatımın bir yalan olduğunu fark ettim.
I realized my whole life was a lie.
Şirketin bir kısmına ortak olduğunu fark ettim.
Realized he owned part of the company.
Bunu neden sordun? Çünkü isminin Micheal Ross olduğunu fark ettim ve ben de bir kez Mike Ross'la çıkmıştım.
Because I noticed that his name was Michael Ross, and I went out with a Mike Ross once.
Seni ne kadar çok sevdiğimi fark ettim ve bu, hiç bir zaman saklamak istediğim bir şey değil.
I just realized how much I love you, and... that's not something I ever want to hide.
fark ettim ki, senle benim aramda her ne olduysa...
when I realized, whatever happened between you and me...
Gençken de trans-aşık olduğumu fark ettim.
When I was younger, I realized that I was trans-amorous.
Sonra bir gün aşkı ve seksi ayrı tutamadığımı fark ettim.
Then one day I realized I didn't have to separate love and sex.
Derken fark ettim ki...
And then I realized...
Apendektomi yarası olduğunu sanıyordum ama nakil yarası olduğunu fark ettim.
Well, I realized that the scar I thought was from an appendectomy was actually a pediatric transplant.
Bu sabah uyandığımda tüm gece dalga varili hakkında uzun bir rüya gördüğümü fark ettim.
I woke up this morning and realized I had this long dream about a barrel all night.
Anladığını fark ettim.
I figured you'd understand.
- Kayıt cihazının çalıştığını fark ettim.
- Noticed your A.R. was operational.
Ajan Bannerman'ın kişisel telefonuna ait buluta eriştim ve bazı fotoğrafların silinmiş olduğunu fark ettim.
So, I accessed the cloud on Agent Bannerman's personal cell phone, and I found some photos that had been deleted.
Kafasına sıkmadan önce, onun Jimmy "çift tabanca" ya benzemediğini fark ettim.
I could put a bullet through his brain, I realized the guy doesn't look anything like Jimmy "two guns."
Evet, sonra fark ettim ki roman tarihindeki en sıkıcı kitap olacağını görünce, Derek Strom'u yazdım.
Yes, but then I realized that that novel would be the most boring novel in the history of novels, so I wrote a Derek Storm book instead.
Ama fark ettim ki..
But I'm realizing that...
Katılıp katılmadığımdan emin değilim ama, bazı karar alışlarımın eskisi gibi olmadığını fark ettim.
I'm not sure I agree, but, uh, I have noticed that some of my decision-making isn't the same as it used to be.
Bugün bir kaç kez, onunla sadece arkadaş olamayacağımızı fark ettim.
Several times today, I realized I can't just be friends with her.
Bunu fark ettim.
I have noticed that.
- Bugün yeni müşterimi eğitmeye gittim ve onun zombi olduğunu fark ettim.
I showed up to train a new client today, and he was a zombie.
Ama sonra....... çok kibar bir insan olduğunu fark ettim.
But later I realized that she's simply a very kind person.
Sonra fark ettim ki gerçekten birini sevdiğinde fark edemeyebilirmişsin de.
Later I realized... if you really like someone... you might not even notice it.
Evet seni arayan çok kişi var. - Evet, fark ettim.
Yeah, uh... a lot of people looking for you.
İşimi ne kadar sevdiğimi biliyorsun. Ama bu hafta fark ettim ki ben...
But I realized this week that I...
O anda hapın etkisinin saatler önce geçtiğini fark ettim.
It was right then that I realized that the pill wore off hours ago.
- Kostümümde görünüş açısından bir eksiklik fark ettim.
I'm just perplexed at the apparent lack of curiosity regarding my costume.
İyi miydi? Piggy ile ben evliyken, onun tahmin edilemez, garip ve kafasına göre hareket eden biri olduğunu fark ettim.
So, how did that go for you? Okay, then? Oh.
Ensesinde bir yara izi fark ettim.
I noticed a scar on the back of her neck.
fark ettim ki 18
ettim 71
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21
ettim 71
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark etmedin mi 48
fark etmemişim 21