Hareket ediyorlar перевод на английский
465 параллельный перевод
Parmakların incinmedi, rahat hareket ediyorlar değil mi?
Your fingers didn't get hurt, and they move just fine, right?
Çok yüksek bir hızda hareket ediyorlar ama 52.
They were moving at significantly high speed.
Kendi başlarına hareket ediyorlar.
They have a life of their own.
Hayır, bayan. Sadece o insanların kuralları var ve bunlara göre hareket ediyorlar.
No, ma'am, it's just that they got rules and they go by them.
Neden böyle hareket ediyorlar?
Why are they acting that way?
Çok zekice hareket ediyorlar.
They're so smart.
Karanlık olduğunda hareket ediyorlar.
When it's dark, they move.
Haklısın, hareket ediyorlar.
You're right. It's moving.
Askeri kurallara göre hareket ediyorlar, Frank.
They're operating under army rules, Frank.
Saatlerin kadranlarının ilerleyişini de görmüyorsun ama hareket ediyorlar.
THEN WHY CAN'T WE SEE IT? WELL, YOU DON'T SEE THE MOVEM ENTS OF A CLOCK'S HAN DS
Sanki bir suçluymuşum gibi hareket ediyorlar.
They act like I'm a criminal or something.
Çok yavaş hareket ediyorlar.
It's going much too slowly.
Çok sessizce hareket ediyorlar.
They are moving on very quietly.
O ve Spangler birlikte hareket ediyorlar. Bu bir tuzak olabilir.
He and Spangler rode together, this could be a trick.
Doktor'un dediği gibi çok hızlı hareket ediyorlar.
Just like the Doctor said - they move fast.
Şey, bunu ancak sigorta şirketi halledebilir... fakat sigorta şirketleri çok gizemli hareket ediyorlar - cin gibi, fakat hiç cömert değiller
Well, there'll be insurance... but insurance companies move in mysterious ways- - like God, of course, but not half as generous.
Hareket ediyorlar.
They're moving.
- Zaman kalmadı, hareket ediyorlar.
- We haven't time, they're moving.
Çok rahat hareket ediyorlar.
And in a very leisurely manoeuvre.
Bize göre çok hızlı hareket ediyorlar.
They're moving too fast for us.
Anladım, Pastor Kardeşler Maria Sokağı'na hareket ediyorlar!
I see, the Pasztor boys are moving to the Maria Street!
Hızlı hareket ediyorlar.
They're moving fast.
- Çok uzaklar ve hızlı hareket ediyorlar.
- Too far, moving too fast.
Hareket ediyorlar, canlılar mı?
They're moving, they're alive?
- Şimdi hareket ediyorlar.
They're moving now...
Japonlar, Fransız Çinhindi'ni işgal etmek üzere güneye hareket ediyorlar.
The Japanese are moving south to occupy French lndo-China.
Gitgide çok daha iş, otomasyon tehlikesiyle karşı karşıya kaldığından özelleşmiş sanayilerin çöküşünden sendikalar zaten işi olanların işini garantiye almak yönünde hareket ediyorlar.
Insofar as more and more jobs... are threatened by automation... and the fall of specialized industries... the unions act to ensure employment for those who already have jobs.
Yukarı ve aşağı giderek gerçeğe uygun bir şekilde hareket ediyorlar.
They go going up and I descend, but in contrast of the Hunos, they are always in the good way.
Bize karşı hareket ediyorlar ve bizi köleleştirmeye çalışıyorlardı.
They wanted to make of enslaved us.
Kocaman kütleler, dev savaş makineleri gibi karanlıkta hareket ediyorlar ve bir başka istila için manevra pozisyonu alıyorlar.
Great masses move around in the darkness like vast engines of war as they maneuver into position for another invasion.
Kitaba göre hareket ediyorlar.
Well, they're going by the book.
Sanki hareket ediyorlar!
I thought I saw it moving.
Doğuya doğru hareket ediyorlar sanıyorum, Midway'in uzağına.
I figure they moved east since we launched, away from Midway.
Hareket ediyorlar ve sen de izliyorsun.
AND IT MOVES AND YOU WATCH THEM
Ama bombacılarının sayısına bakılırsa 3 üs gemisi ile hareket ediyorlar.
But from the number of bombers, they have three base ships moving in.
Sadece öfkesiyle hareket ediyorlar ve bu bilinçli ya da bilinçsiz olabiliyor.
They're motivated only by her anger... whether that anger is conscious or subconscious.
Henüz ipler benim elimde ama, kendi başlarına hareket ediyorlar.
I'm holding the reins, but they march alone.
Hareket ediyorlar.
They're waving us down.
Sanki hareket ediyorlar.
Like they're moving.
Birlikte uyumlu hareket ediyorlar, değil mi?
They move well together, don't they?
Ve dışarı çıkıyorlar, hareket ediyorlar ve altıncı patlayıcıya, bir Claymore mayınına tosluyorlar.
They're coming out and run into charge six. Claymore mine. End of story.
Çok hızlı hareket ediyorlar.
They always slip away.
Hareket ediyorlar!
They're moving.
Neden bu şekilde hareket ediyorlar?
* Why do they behave the way they do? *
Beş oyuncu bir kişi olarak hareket ediyorlar.
The five players on the floor function as one single unit.
Hareket ediyorlar demek.
So, they're moving.
O, onların sadece Birlik Ordusu için çalışıyor gibi hareket ederek böylece iyi insanları öldürüp soyma şansını elde ediyorlar, derdi.
He says they're just acting like they're working for the Union Army so's they have a chance to kill and rob decent folks.
Yani aslında hareket mi ediyorlar?
OR SLOWED DOWN FOR THEM.
Onlar da kendi arabalarına bindi ve beni takip ettiler... Ancak sinemada daha önce pek çok kez olduğumu ve taksinin diğer tarafından şoförüm hareket etmeden önce çıktığımı bilmiyorlardı. Bunun anlamı da şu ki hâlâ taksimi takip ediyorlar.
They got into their car and followed the taxi only they didn't suspect that I've been to the cinema many times and knew to crawl out of the other side of the taxi before my driver even left which means that their car is still following my taxi.
- Çok hızlı hareket ediyorlar.
- How'd they do it so fast?
Bizimle sadece alay ediyorlar. Hareket et!
They're not doing anything but taunting us.