Hayal kırıklığına mı uğradın перевод на английский
326 параллельный перевод
Hayal kırıklığına mı uğradın?
Disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradınız?
Are you disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
You disappointed?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
- Disappointed?
Burada oluşumuz hoşuna mı gitmedi, ya da Kyle'ye geri dönelim demediğim için hayal kırıklığına mı uğradın?
Do you resent our being here, or are you just disappointed that I didn't ask Kyle to turn back?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
Are you disappointed?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
- Some kind of a disappointment?
Fıtık olmadığı için hayal kırıklığına mı uğradın?
Are you disappointed he hasn't got a hernia?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
You're disappointed in me?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
- Αre you disappointed?
Noyard. - Hayal kırıklığına mı uğradın?
- Αre you disappointed?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
Disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
Would you be disappointed?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
- You're disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradınız?
Disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
You disappointed in me?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
Disappointed.
Yoksa biraz hayal kırıklığına mı uğradın?
Or are you just a little disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradınız?
You are disappointed?
Hayal kırıklığına mı uğradın, Poirot?
Disappointed, Poirot?
Hayal kırıklığına mı uğradın?
Do you feel... Are you disappointed?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
- You disappointed?
- Hayal kırıklığına mı uğradın?
- Are you disappointed?
Geri gelmediği için hayal kırıklığına mı uğradın?
Now you're disappointed he's not coming back?
Hayal kırıklığına uğradın mı?
Are you disappointed?
Sizin hakkınızda hayal kırıklığına uğradım Bay Ringo.
I'm kind of disappointed in you, Mr Ringo.
Bir an hayal kırıklığına uğradın sandım.
For a moment I thought it was dismay.
Hayal kırıklığına uğradığını sandım ama, sen benden korkuyorsun.
I thought you were disappointed in me. And instead, you're afraid of me.
- O halde hayal kırıklığına uğradın.
Then you are disappointed. No, I'm not disappointed.
Kırıldım ve hayal kırıklığına uğradım ve..... kızgınım.
I'm hurt, and disappointed, and..... and mad.
İntikamımızın, kimsenin keyfini bozmadığını görünce, hayal kırıklığına uğradık.
We were disappointed our revenge upset no one
Hayal kırıklığına uğradıysan üzgünüm, Morgan ama bu senin kafanda canlandırdığın Jack Thursby, Digicore'un değil.
I'm sorry if you're disappointed, Morgan. That is your vision of Jack Thursby. It is not DigiCorps.
Hal, olağanüstü bilgi birikimine rağmen, bugüne kadar hiç çalıştığın kişiler yüzünden hayal kırıklığına uğradın mı?
Hal, despite your enormous intellect, are you ever frustrated by your dependence on people to carry out actions?
Ma Yung Chen, hayal kırıklığına uğradım... yoksa o parayı yerden alacak mıydın?
Ma Yung Chen, I'm disappointed in you You planned on picking up the dollar?
- Umarım hayal kırıklığına uğradın.
- I hope you're disappointed.
Hayal kırıklığına uğradınız mı?
Disappointed?
Hayal kırıklığına uğradınız mı?
Didn't I do it well?
Bay Dillinger, sizin hakkınızda büyük bir hayal kırıklığına uğradım.
Mr. Dillinger, I'm so very disappointed in you.
Ne yaptığın umurumda değil ama biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim.
I honestly don't care what you do, but I must say I'm a little disappointed.
Yüzme takımı seçmelerine katılmadığın için de hayal kırıklığına uğradım.
I'm very disappointed you didn't even try out for the swimming team.
Gerçekten hayal kırıklığına uğradın mı?
Are you really disappointed?
Hayal kırıklığına uğradığınızı mı sanıyorsunuz?
You thinkyou're disappointed?
- Hayal kırıklığına uğradın mı?
- You disappointed?
Çok büyük hayal kırıklığına uğradığının farkındaydım en zor kısmı da herhalde buydu. İşte hikaye bu.
I could tell he was terribly disappointed in me and that was almost the hardest part of all.
Senin ve babamın doktorluk yerine bu yolu seçtiğim için hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum ama bilmem gerek.
I know that you and Dad were... disappointed that I chose the path I'm on, instead of medicine. But I need to know...
Şu an hepinizin ne kadar hayal kırıklığına uğradığınızın farkındayım.
I know how very deeply disappointed each of you must be feeling right now.
... bu yüzden hikayeni okuduğumda hayal kırıklığına uğradığımı bilmeni isterim. ... çok basmakalıptı... bir kadının gerçek arzuları hakkında elle tutulur bir şey ortaya koyamıyordu.
Imagine then my disappointment when I read your story, which was trite and revealed nothing profound about a woman's desires.
Son dansını bitirmediğinde hayal kırıklığına uğradım.
I was disappointed when you didn't finish your last dance.
George her zaman seni destekledim bu yüzden araç gereç çaldığını duyunca büyük bir hayal kırıklığına uğradım.
I've been your biggest supporter and I was disappointed to hear you've been pilfering equipment.
Sanırım, hayal kırıklığına uğradın.
I think you're disappointed.
Homer, hayal kırıklığına uğradım, ama ailen için en iyisini yapmalısın.
Homer, I'm disappointed, but you need to do what's best for your family.