Hemen yap перевод на английский
1,742 параллельный перевод
Ne yapacaksan hemen yap.
whatever you want to do, do it quickly!
Hemen yapın bunu, yoksa öldürürüm sizi!
Do it now otherwise I'll kill you!
Birşey bul ve bunu hemen yap.
Find something and find it fast.
Hastanın iyiliği ve bizim güvenliğimiz için, bunun hemen yapılmasını öneriyorum.
In the interest of patient care and for our own safety, I recommend that we administrate immediately.
Miss Teeger için benim yanımda bir yer ayarla ve bunu hemen yap.
Put Miss Teeger at the table. Put her next to me. And do it now.
Hemen yapılabilecek birşey değil.
It's not something that can be done right away.
Hemen yap!
Just do it!
Şu işi hemen yap yoksa bir sonraki sen olursun!
You either do it now, yeah, or you're next.
- Evet, hemen yap.
- Yeah. Do that.
Eğer istediklerim hemen yapılmamışsa buradaki herkesi öldüreceğim.
And if something's not done about it in less than no time, I'll have everybody executed all round.
Hemen yap.
Just do it.
Yapılması gereken bir şey görünce, hemen yapıyorum.
You know, I see that something needs to be done and I do it.
Eve gider gitmez hemen yap. Tekrar şüphe altında kalmayacaksın.
Do it as soon as you come home so you won't be seized with doubt again.
Başka bir şey yap... ne olursa olsun ama hemen yap.
Do something else... anything else. Just do it now.
Tutuklama işlemleri hemen yapılsın lütfen.
Take him direct to booking, please.
Hemen yap!
Do it then!
Yani onu temize çıkarmak için ne yapman gerekiyorsa... hemen yap.
So whatever you got to do to clear him, get it done.
Transfer yapılmadan hemen önce girmemiz gerek.
To cover the informer, we do the job in the warehouse.
Hemen dediğimi yap, lanet olası.
You do it right now, damn it!
Törenden hemen sonra başkanla bir toplantı yapıp bu konuyu konuşacağı biliniyor.
He plans to meet with the President right after the ceremony to discuss these matters.
Yap şunu hemen.
Do it now.
Hemen venogram yapıyoruz.
I'm doing the venogram now.
Chloe, Ahmed Adoody hakkında hemen araştırma yap.
Chloe, find out all you can about Ahmed Adoody.
Arkada mutfaktaydım. Çığlıkları duyduğumda kahve yapıyordum. Hemen avluya koştum.
I was, um, back in the kitchen making coffee when I heard... the scream.
Evet, böbrekleri iflas ediyor. Hemen ona moral verici konuşma yap.
Oh yeah her kidney's are failing, give her a pep-talk, stat.
Yapıver hemen!
Now, just do it.
Yap hemen.
Do it.
Hemen bunu yapın.
Just get it done.
Hemen hastaneye kaldırılmış, acil sezaryen yapılmış.
She was rushed to the hospital for an emergency C-section.
Tadilatı yapıp hemen satmak zorundayım.
I have to renovate it and sell it quickly.
- Yap şunu hemen!
Do it, now!
Anne, seni arabaya servis yapılan bir yere götürmemize izin vermedin. Biz de l-85'in hemen üstündeki Winkie's'e geldik.
Well, mom, since you wouldn't let us take you to a drive-through, we've come here to Winky's, a fine eatery just off I-85.
Hemen laktat testi yapılsın. Altı ünite paketlenmiş kan hücresi hazır edilsin.
Draw a lactate now, you, and, uh, give me six units of packed blood cells standing by in the blood bank.
Chloe, yapman gereken neyse, yap ve buradan hemen çık.
Chloe, whatever you have to do, get out now.
Kendime koca bir çikolatalı dondurma yapıp hepsini yiyeceğim. Ondan sonra da keyfim yerine gelmezse okulu da bırakacağım. Parmağımı boğazıma soktuktan hemen sonra.
I am going to make myself a huge chocolate sundae and eat the whole thing, and then if I don't feel better after that, I will drop out, too, right after I stick my finger down my throat.
Hemen çişimi yapıp geleceğim, tamam mı?
I'm just gonna piss really quickly, okay?
Eğer tüm dünyanın, İngiltere Kralı'nın dönek ve... basit biri olduğunu, taşkınlık yapıp sözlerini tutamadığını düşünmesini istiyorsan hemen gidip söyleyeceğim.
If you want the world to think that the king of england is easily changeable, shallow, intemperate, incapable of keeping his word then of course, I will go tell them.
- Biliyor musun... $ 1,500 indirim yap ve hemen el sıkışalım.
- You know what? You knock $ 1,500 off the price right now and I will take it off your hands.
Onu hemen yerine geri yapıştır.
Stick it back..
Mike, bir şey yapacaksan, hemen şimdi yap.
Mikey, walk. Whatever you do, do it soon.
Sen şunu 40.000 yap işi hemen sana bağlayayım.
Forty. Make it 40, and I'll award you the contract right here.
Blackriver şirketine kayıtlı cep telefonundan yapılan aramaları takip ederek FBI ajanları dün gece Dubai'nin hemen dışında Charles'ın sabit disklerine ulaşmışlar.
By tracing calls made from the black river cell phone, last night, FBI agents recovered Charles'hard drives just outside Dubai.
Limandan istediğin resimleri çekmemizin hemen ardından uydumuz büyük bir yapısal hasara uğradı.
After the impromptu photo op of the harbor you had me conduct our satellite suffered severe structural damage.
Onurlu bir iş yap ve beni hemen öldür.
Do the honorable thing. Kill me now.
Yap, hemen.
Do it. Now!
- O halde yap, hemen şimdi.
- So do it then. Do it now.
İIk ödemede, anlaşıIan fiyatın yaklaşık yüzde ellisi sözleşme imzandıktan hemen sonra yapılacaktır.
The first instalment, amounting to 50 % of the agreed price, is to be paid upon the signing of the contract.
Hemen hastanenin yanında yapılacak.
It's right over at the hospital.
Bu görevden döndükten hemen sonra, vazgeçiyorsun, Aynı zamanda doktor olan en iyi arkadaşının tavsiyesine uymayıp, aşırı gayret sarfedici işler yapıyorsun.
That shortly after you complete this mission, you go on leave, and against the advice of your best friend, who also happens to be a medical doctor,
Bu görevden döndükten hemen sonra, aşırı gayret sarfedici işler yapıyorsun.
Shortly after you complete this mission, you work yourself up into a state of extreme exertion.
Ne gerekiyorsa yapın. Onları hemen gönderin.
I don't care What it takes, just get rid of them now.
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapamaz 108
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapın 121
yapmak istemiyorum 51
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yaptık 46
yapamaz 108
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapın 121
yapmak istemiyorum 51