Her şeyi anlatacağım перевод на английский
950 параллельный перевод
Sana her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything.
Kang Woo, sana her şeyi anlatacağım.
Kang Woo, I will tell you everything.
Sana her şeyi anlatacağım!
- l'll tell you everything!
Size bildiğim her şeyi anlatacağım.
I'll tell it all, everything I know!
Dinleyin, size her şeyi anlatacağım! O lanet binada ne aradığımızı bile...
I'll tell you everything I know - even what we were looking for in that damn building.
Bir gün her şeyi anlatacağım.
One day I'll tell you everything.
Bak şimdi, otur, sana her şeyi anlatacağım.
Now look here, you sit right up here, and I'll tell you all about it.
- Sana her şeyi anlatacağım.
- Let me tell you the whole story.
Onlara her şeyi anlatacağım.
All right, I tell them everything.
Bayan Lee, size her şeyi anlatacağım.
Miss Li, I tell you the whole affair
Şimdi her şeyi anlatacağım.
Now I will tell everything.
Yılanlardan biri beni öpmezse her şeyi anlatacağım.
If I ain't kissed by one of them snakes, I'll tell you.
Her şeyi anlatacağım.
I will tell everything.
Her şeyi anlatacağım!
I'll tell you everything.
Her şeyi anlatacağım.
I'll tell you all about it.
Soruya gerek yok. Size her şeyi anlatacağım.
No need for questions, I'll tell you everything I know.
Çok makul davrandınız, Bay Leyden. ben de size her şeyi anlatacağım.
You've been very reasonable, mr. Leyden, i shall tell you everything.
Morgan's Creek'e dönüp onlara her şeyi anlatacağım.
I'll go back to Morgan's Creek and I'll tell them everything.
Birbirimize her şeyi anlatacağımıza söz vermiştik.
We said we would tell each other everything.
Güneş doğduktan önce her şeyi anlatacağım.
I'll explain everything before sunrise.
Sonra bilmek istediğin her şeyi anlatacağım.
I'll tell you anything you want to know.
Her şeyi anlatacağım!
I'll tell you everything! Joe!
Polise bilmek istedikleri her şeyi anlatacağım.
I'll tell the police anything they want to know.
Tamam, sana anlat- -... sana her şeyi anlatacağım.
- Alright, I'll tell you everything.
Sonra da her şeyi anlatacağım.
And then I'll tell her everything.
Hayır. Her şeyi anlatacağım.
I'll explain it all.
Size bildiğim her şeyi anlatacağım.
- I'll tell you anything I know.
Her şeyi anlatacağım.
I'll tell you.
Bak tatlım, her şeyi anlatacağım. Ama şimdi değil.
Any spilling that's to be done, I'll do, but not yet.
- Ona her şeyi anlatacağım.
- I'll tell her everything.
Onlara her şeyi anlatacağım, kendi yaptıklarım da dahil.
I'm going to tell them the whole story, including my part in it.
- İstediğiniz her şeyi anlatacağım.
I'll tell you anything!
Smith'i bulup ona her şeyi anlatacağım.
I think I'll get Smith and tell him the whole story.
Fazla zamanınızı almayacağım. Sizi çok uğraştırmadan... olan her şeyi anlatacağım.
Save you a lot of time, give it to you without you havin'to pump me, everything that happened.
Tamam, her şeyi anlatacağım, yalan söylersem şuracıkta öleyim.
Okay, I'll tell you the whole story, may I drop dead on this spot.
Her şeyi anlatacağım.
I tell you everything.
Size bildiğim her şeyi anlatacağım.
I'll tell you everything I know under oath.
Ara onları, ama seni uyarayım, Onlara her şeyi anlatacağım.
Call them, but I'm warning you, I'll tell them everything!
Her şeyi anlatacağım.
He'll hear about this.
Ona her şeyi anlatacağım.
I will tell him everything.
Sabahleyin Şerif Thibault'a gideceğim, ve ona her şeyi anlatacağım.
In the morning I'm going to Sheriff Thibault, and I'm going to tell him everything.
- Size her şeyi anlatacağım.
- I'll tell you the whole thing.
Size her şeyi anlatacağım!
I'll tell you everything!
Polis gelince onlara her şeyi anlatacağım...
When the police come I'll tell them everything...
Sana her şeyi anlatacağım.
I'll tell you all about it.
Bildiğim her şeyi size anlatacağım.
I'll tell you everything I know.
Bu gece her şeyi komutana anlatacağım.
Tonight I will tell all the brigade, but I must go.
O'na her şeyi bizzat ben anlatacağım ve... seni zahmetten kurtaracağım tatlım.
I'm gonna tell her all about it myself... thus saving you the trouble, sweetie.
Sana her şeyi anlatacağım.
Carl's always been jealous of Owens.
Bu ilişki sona erdiğinde her şeyi ona anlatacağım.
I'll tell her all about it when it's over.
Her şeyi açık açık anlatacağım.
I'll give it to you plain and simple.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi biliyorum 83
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi biliyorum 83