Her şeyi ayarladım перевод на английский
282 параллельный перевод
Ben zaten her şeyi ayarladım.
I already made a promise.
Sen teknedeyken... ben de evliliğin iptal edilmesi için her şeyi ayarladım.
While you've been onboard I've arranged to have your marriage annulled.
Kumpanyaya 200.000 dolar yatırmanız için her şeyi ayarladım.
I've arranged for you to invest $ 200,000 in the New York Opera Company.
Gitmek için her şeyi ayarladım.
I've made arrangements to leave.
Her şeyi ayarladım. Kapılar açık, ışıklar yanıyor. Adamın kendisi dışında her şey hazır.
Women trapped open door and the candle lit everything but the reinforcements we hoped
- Her şeyi ayarladım.
- It's all settled.
Merak etme her şeyi ayarladım.
Don't worry, I've fixed everything.
Ama her şeyi ayarladım.
But I got it all arranged.
Johnny, her şeyi ayarladım.
Johnny, I've fixed it for you.
Evet, her şeyi ayarladım ve yatağı da yaptım.
Yes. I've gotten everything ready and made the bed.
Ben her şeyi ayarladım.
I took care of everything.
Senin için her şeyi ayarladım.
I've got it fixed for you the way I said Because you're my brother.
Her şeyi ayarladım. Ama bir terslik olur da ödemeyi ben yapamazsam parayı gönderdiğim kişiler sizi bu kartlarla tanıyacak.
I've got everything covered, but in case something does go wrong and I can't make the payoff myself, the cards will identify you to whoever I send with the money.
çünkü Her şeyi ayarladım ve artık evlenebileceğiz.
Because I've fixed it sowe can be married.
Sana söyleyeyim, her şeyi ayarladım.
But it's already fixed, I tell you.
Her şeyi ayarladım. Başından sonuna.
I got everything all figured out.
- Fakat her şeyi ayarladım.
- But I get all that laid on.
Şimdi, bak, Ben her şeyi ayarladım.
Now, look, I've taken care of everything.
"Yarın evleniyoruz, her şeyi ayarladım."
"We're getting married tomorrow, and I've arranged everything."
Her şeyi ayarladım.
I've made all the arrangements.
Her şeyi ayarladım.
I've arranged everything.
Her şeyi ayarladım.
I already made plans.
Onu yakalaman için her şeyi ayarladım.
I've got him all set up for you.
Her şeyi ayarladım.
I've laid it all on.
Ona seni oradan alacağım, her şeyi ayarladım dedim.
I'll get you out of the doghouse. I'll say I cooked up the whole thing.
Merak etmeyin. Ben her şeyi ayarladım.
Don't worry, I've arranged everything
Ben her şeyi ayarladım, bilesin.
I want you to know I have everything arranged.
- Ben her şeyi ayarladım.
- I've already made my move.
Ben şimdiden kendim için her şeyi ayarladım.
I've already worked out everything for myself!
Tamam çok güzel her şeyi ayarladım.
Alright, very good. I managed everything!
Ben her şeyi ayarladım. Bir fırın eldiveni için beklemek istiyor musunuz?
You guys want to stick around for an oven mitt?
gerekli her şeyi ayarladım.
I've done the necessary.
Her şeyi ayarladım.
I've arranged for it to begin now.
Ben her şeyi ayarladım.
I've taken care of everything.
Ben her şeyi ayarladım.
I have made all the arrangements
Her şeyi ben ayarladım.
I arranged it all.
Senin için her şeyi ayarladığımı zannediyordum.
I thought I'd arranged everything for you.
- Her şeyi ayarladın mı?
- You got it all straight now?
İstediğiniz her şeyi ayarladığımı sanıyorum.
I think we've got everything you asked for.
Her şeyi buna göre ayarladım.
I've arranged things that way.
Dr. Gachet'le her şeyi ayarladın mı, beni bekliyor mu?
Is everything set there with Dr. Gachet, is he expecting me?
Her şeyi ayarladın mı?
Are you all set?
Üzgünüm, her şeyi çoktan ayarladık.
I'm sorry, but we've already booked the rooms and everything.
Göreceksiniz hanımefendi, nasıl da her şeyi ayarladığımızı.
Nothing will help him this time. Not even that...
Her şeyi ayarladın mı?
Did you set everything up?
Her şeyi bana yakın olman için ayarladım.
I've arranged all this to have you near me.
Narcissus, Caractacus'un yardımıyla her şeyi ayarladı.
Narcissus has arranged it all through Caractacus.
Her şeyi ayarladım.
Oh, I've cleaned all the mess,
Her şeyi ayarladınız mı?
Is everything arranged?
Okuhata'yla her şeyi ayarladın mı?
Did you settle things with Okuhata?
Jutland'ta büyükannemle konuşup ayarladım her şeyi.
I arranged it with my grandparents in Jutland. But first -
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi biliyorum 83
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi 506
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi biliyorum 83