Hâkim перевод на английский
2,394 параллельный перевод
- Sayın Hâkim, kürsüye yaklaşabilir miyiz?
Your Honor, may we approach the bench? You may.
Sayın Hâkim, savunma bu dava ile mahallede olmuş 3 tane çözülmemiş soygun arasında bağlantı kurmaya çalışıyor.
The defense is trying to draw a connection between this murder and three unsolved robberies in the neighborhood. - We would ask for a proffer
- O zaman izin verin iddia makamı fikrini savunsun ve jüri ona göre karar versin, Sayın Hâkim.
Then let the prosecution argue that and let the jury decide, Your Honor.
Sayın Hâkim.
- Your Honor.
Sayın Hâkim, şahsi bir kin nedeniyle taraflı karar veriyorsunuz.
Your Honor, you have been using a private grudge to rule from bias.
Sayın Hâkim size basketbol oynarken faul yaptım.
- Your Honor, - I fouled you in basketball...
Sayın Hâkim, binada son zamanlarda olan soygunlarla ilgili olduğu için alakalı.
Relevance. Your Honor, it is relevant because it's about the recent burglaries
Özür dilerim, Sayın Hâkim. Ziyanı yok, faul değildi.
I'm sorry, Your Honor.
Evet, Sayın Hâkim.
Yes, Your Honor.
İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim.
- Objection, Your Honor.
- İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim.
- Objection, Your Honor.
Başka sorum yok, Sayın Hâkim.
No further questions, Your Honor.
Evet, Sayın Hâkim.
We have, Your Honor.
Evet, isteriz, Sayın Hâkim.
Yes, we would, Your Honor.
Teşekkür ederim, Sayın Hâkim.
Thank you, Your Honor.
Sayın Hâkim, şimdi iddia makamının sıradaki tanığının kabul edilmemesi üzerine talepte bulunmak istiyoruz.
Your Honor, at this time, we would like to be heard on precluding the prosecution's next witness.
Sayın Hâkim, savunmanın önduruşmada bunu tartışacak çok vakti vardı.
Your Honor, the defense had ample time to argue during pretrial.
Görgü tanıkları bir şey gördüğünü reddediyor, Sayın Hâkim.
Their eyewitness denied seeing anything, Your Honor.
Sonuç olarak, Sayın Hâkim duruşmada yalan makinesi testini kullanmak niyetinde değiliz.
The bottom line, Your Honor, is we don't intend to reference the lie detector in court.
Sayın Hâkim, Iderdex'ten yeminli yazılı ifade.
Your Honor, this is a sworn affidavit from Iderdex.
Sayın Hâkim, Bayan Florrick'in iddiaları doğru olsa bile Savcılık ile Lee davasından alıntı yapacağım.
Your Honor, even if what Mrs. Florrick alleges is true, I would cite People v. Lee.
- Ben böyle düşünmüyorum, Sayın Hâkim.
- Well, I don't believe that, Your Honor.
Sayın Hâkim, Bayan Florrick tanığın cümlesini bitirmesine izin vermedi.
Your Honor, Mrs. Florrick didn't allow the witness to answer fully.
- Yine itiraz ediyorum, Sayın Hâkim.
- a Mr. Harden. - Again, objection, Your Honor.
Teşekkür ederim, Sayın Hâkim.
Yes, Your Honor.
Evet, Sayın Hâkim.
- Yes, Your Honor.
Sayın Hâkim, yakın zamana kadar Bay Canning, MRG İlaç şirketinin avukatıydı.
Your Honor, until very recently, Mr. Canning was in-house counsel at MRG Pharmaceuticals.
Evet, Sayın Hâkim ama verenlerde 41'e 39, çoğunluğu elde ettik.
Uh, yes, Your Honor, but of the neighbors who have, we have a majority, 41-to-39.
Bence düşüncelerin netleşme süreci devam ediyor, Sayın Hâkim.
I think the, ahem, dust is still settling, Your Honor.
- Doğrudur, Sayın Hâkim.
- It's true.
Sayın Hâkim, dava bunun en az 20 katı değerdedir.
Your Honor, this suit is worth 20 times that amount.
- Sayın Hâkim.
- Objection.
- Ama Sayın Hâkim... - Sayın Hâkim...
- But, Your Honor...
Bay Carl Hobart, Sayın Hâkim.
- Mr. Carl Hobart, Your Honor.
İtiraz ediyorum Sayın Hâkim.
Objection, Your Honor.
İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim.
Objection, Your Honor.
Sayın Hâkim, bu belge kanıt niteliğindedir, bu nedenle de gizlidir.
Your Honor, this document was part of evidence and is therefore privileged.
- Doğrudur, Sayın Hâkim. Tek fark, Bay Canning, bu belgeyi Hedge fonu şirketine göstererek gizliliğini kendi zedeledi.
- That would be true, Your Honor, except that Mr. Canning pierced his own privilege by showing this document to a hedge fund.
- Sayın Hâkim?
- Your Honor...
Hayır, Sayın Hâkim.
No, Your Honor.
İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim.
Objection.
Sayın Hâkim, iddiamız müvekkilim hakkındaki takibatın ırkçı olduğu yönünde.
Your Honor, it is our contention that my client's prosecution was racist.
Sayın Hâkim, hem pankartı tutan müvekkilim değil hem de adamın yanında olduğu konusunda itirazım var.
Your Honor, my client is not holding that sign, and I would contest that he is next to him.
İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim!
Objection, Your Honor.
Demokrat Parti'de ırkçıların olup olmadığı sorusu ilgisizdir, Sayın Hâkim.
What? The question of whether there are racists in the Democratic Party is not relevant, Your Honor.
Bu kadar, Sayın Hâkim.
- That's all, Your Honor.
Lütfen bana "Sayın Hâkim" diye hitap edin.
- Please address me as "Your Honor."
Hayır, yok, Sayın Hâkim.
No, I don't, Your Honor.
İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim!
Objection, Your Honor!
- İtiraz ediyorum Sayın Hâkim.
- I object.
Sayın Hâkim?
Your Honor?