Ilgilenmiyorum перевод на английский
3,273 параллельный перевод
İkizlerle ise hiç ilgilenmiyorum! Her neyse.
Definitely not twins.
Ama ben sizinle ilgilenmiyorum.
- I know. But I'm not.
Seninkilerle de ilgilenmiyorum.
And I'm not really interested in yours.
Kusura bakma, ilgilenmiyorum.
Yeah, sorry, not interested.
Bugün hisse senetleri ile ilgilenmiyorum.
I'm not interested in any subscriptions today.
Eğerlerle ilgilenmiyorum.
I don't deal In lf ´ s
"Artık yarı sevgilin olmakla ilgilenmiyorum." mu?
"I'm no longer interested in being your half boyfriend"?
Sıska poponla ilgilenmiyorum.
Your little butt and I are not on speaking terms.
Ona seninle ilgilenmiyorum dediğimde, çok değişti.
When I told him I wasn't interested, he changed.
Herhangi bir'af'programıyla ilgilenmiyorum.
I'm not interested in any amnesty program.
16 yaşındaki bir çocuğu tutuklamalarıyla ilgilenmiyorum.
I'm not interested in whether they locked up a 16-year-old kid.
Eğer planların arasında beni müşterin olmam varsa, ilgilenmiyorum.
I'm not interested in any soliciting if that's your plan.
Grayson bu çok hoş ama ilgilenmiyorum.
Grayson, this is really sweet, but I'm not interested.
Hava sıcaklarıyla ben ilgilenmiyorum.
The air temperature is not one of my areas.
Sağ ol ama ilgilenmiyorum.
Thanks, but I'm still not interested.
R.J. ile hiç ilgilenmiyorum.
I am so not interested in R.J.
Bakın, şirket suçlarıyla falan ilgilenmiyorum.
Look, I don't care about corporate malfeasance.
Bu yüzden para mevzusuyla ben ilgilenmiyorum.
Eh. That's why I don't handle the money.
Sizin paranızla ya da saçmalıklarınızla ilgilenmiyorum.
I am not interested in your money or your shit.
- Her ne kadar sözüne inanmak istesem de sözüne inanmakla hiç ilgilenmiyorum.
No. Much as I'd like to take your word for it, I have no interest in taking your word for it.
Onlarla ben ilgilenmiyorum.
I don't cover them.
Her neyse ilgilenmiyorum.
Whatever it is, I don't care.
O yüzden artık takip etmiyorum ya da ilgilenmiyorum
So, it's kind of hard to... Keep track or care any more.
O yüzden kusura bakmazsan küçük helikopter pistinle ilgili müjde vermekle ilgilenmiyorum.
So you'll forgive me if I'm not interested in spreading the gospel about your little helicopter shaft.
Akıllı olmakla ilgilenmiyorum, tamam mı?
I'm not interested in wise, okay?
Ne bileyim İsmail Bey, ben ilgilenmiyorum böyle şeylerle.
I don't know Ismail, I don't deal with things like that.
- Hayır, ilgilenmiyorum.
- No. Not interested.
Şey, ben bu günlerde randevularla çok ilgilenmiyorum.
Well, I'm not much interested in dating these days.
- İmajınızla ilgilenmiyorum ben. Onun durumunu önemsiyorum.
I'm less worried about how it looks than about where his head's at.
Sizin kim olduğunuzla ilgilenmiyorum.
So, I don't care who you are.
Sürü lideri olmakla ilgilenmiyorum.
I've no interest in being the new Packmaster.
- Seninle ve beni yaratmam için zorladığın o vampir müsveddesiyle ilgilenmiyorum, damarlarını kurutmadan evvel defol barımdan.
I'm not interested in you or that pathetic excuse for a vampire you had me make. So get out of my bar before I suck you dry.
- Hiç mi hiç ilgilenmiyorum.
Completely uninterested.
Ama artık onunla ilgili şeylerle ilgilenmiyorum.
But now, I have no interest in his matter.
- Üzgünüm, ilgilenmiyorum.
I'm sorry.
İnsanların geceyi nerede geçirdikleriyle pek ilgilenmiyorum.
Where people spend the night is not my concern.
Üzgünüm ilgilenmiyorum
Sorry, not interested.
İlgilenmiyorum.
I'm not interested.
İlgilenmiyorum.
Not interested.
Peki Bay İlgilenmiyorum bana kumarı seven biri gibi geldin.
Well, Mr. not interested, you seem to me like a gambling man.
İlgilenmiyorum.
This doesn't interest me.
- SENİN SÖZLERİNLE İLGİLENMİYORUM.
- I do not care what you say.
- Cidden ilgilenmiyorum.
I really don't.
- Hokeyle ilgilenmiyorum.
I don't follow hockey.
- İlgilenmiyorum.
- Not interested.
Bak eğer konuşmak istemezsen buna saygı duyarım ama kendimi ifade etmem için bana bir şans vermen lazım. - İlgilenmiyorum.
Look, I understand if you don't want to talk, but I just need a chance to explain myself.
İlgilenmiyorum.
I'm not interested in having...
İlgilenmiyorum.
No, I'm not interested.
- Cidden, Patrick. İlgilenmiyorum.
- Seriously, Patrick, I'm not interested.
- İlgilenmiyorum.
Not interested.
- İlgilenmiyorum.
I'm not interested.