Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ I ] / Ingiliz mi

Ingiliz mi перевод на английский

419 параллельный перевод
Şu muhallebi çocuğu İngiliz Kontu Gerçekten sınıra kadar geldi mi?
That pudding earl actually came to the frontlines?
- İngiliz mi?
- British?
İngiliz muhabirine, Zola'nın suçsuz bulunması halinde Paris sokaklarının binlerce cesetle dolacağını söylemedi mi?
Did he tell an English journalist that if Zola was acquitted the streets of Paris would be strewn with 100,000 corpses?
Islıkla çaldığınız şarkı İngiliz melodisi değil mi efendim?
That tune you were whistling, sir - it is an English tune, isn't it?
Ingiliz, degil mi?
English, ain't it?
- Bu, İngiliz gemisi, değil mi?
- This is a British ship, isn't it?
İngiliz de dahil olmak üzere, değil mi?
Including the Inglés. Is that right?
Atlar karda iz bırakıyorlar, değil mi İngiliz?
Horses make tracks in the snow, hey, Inglés?
- İngiliz olduğunuz için mi işinizi kaybettiğinizi düşünüyorsunuz? - Evet.
You've lost your job because you're English?
- Sen İngiliz değilsin, değil mi?
- You're not English, are you?
İngiliz malı değil galiba, öyle mi?
Useful, too. It isn't English, is it?
- İngiliz malı, değil mi?
- That's English, ain't it?
- İngiliz mi?
English?
Doğuştan İngiliz değilsin, değil mi?
You're not a native Englishman.
O ingiliz'in ömür boyu saltanat sürmesine izin mi vereceğiz?
And let the Englishman reign for the rest of his life?
İngiliz mi? - O bir İtalyan markası ama iyi.
- No, it's an Italian brand, but it's good.
Gerçek bir şömine mi yoksa nemli dumandan yapılan şu İngiliz şeylerinden mi?
A real, blazing fire? Or one of those English things made out of damp smoke?
Kendi sarayımda boynuzlanıp, İngiliz öğretmenden emirler mi alacağım?
Am I to be cuckold in my own palace, to take orders from English teacher?
- İngiliz mi?
- Es inglés?
Fikriniz ne olursa olsun, İngiliz yasalarına göre kocanızın aleyhinde ifade vermeye zorlanamayacağınızı biliyorsunuzdur, değil mi?
Whatever your gambit may be, do you know that, under British law, you cannot be called to give testimony damaging to your husband?
- Bu da İngiliz kanunu, öyle değil mi?
- That's English law too, isn't it?
Şu Bay Tunstall, bir İngiliz mi?
That Mr. Tunstall, is he an Englishman?
İngiliz mi?
- Englishman?
Bunlar İngiliz mi, değil mi?
Are they English or not?
Yumurtalı İngiliz yemeği mi?
Eggs Benedict?
İngiliz sigarası verirsin, değil mi?
You give me English cigarette, yes?
Filoya, İngiliz askerlerinin yanına götürmemizi mi?
Sail her up to the squadron, alongside English men-of-war?
İngiliz usulü biftek böyle mi olur?
You call that a rare steak?
- İngiliz mi Alman mı?
- British or German?
- Hala o İngiliz ile mi birlikteymiş?
- With her Englishman?
İngiliz hanımefendiliğini öğretebildiler mi size?
Did they teach you London ways, make a lady of you?
İngiliz kutusu gibi, güzel değil mi?
That's an English box hedge, isn't it sweet?
- İngiliz mi?
- Is he English?
- İngiliz mi?
- English?
Kafasında ingiliz anahtarı gibi bir şey mi vardı?
With a big head, resembling a spanner?
- İngiliz değilsin, değil mi?
- You're not British, are you?
Yoksa İngiliz gemileri mi batmıştı?
Or were British ships sunk?
- Daha önce İngiliz Gizli servisi için çalışıyordun değil mi?
You were formerly employed by the British Secret Service, were you not?
Siz İngiliz değilsiniz, öyle değil mi?
You ain't English, are ya?
Şu İngiliz'i mi? Onu değil.
Not him
İngiliz değil mi?
He's an Englishman, isn't he?
- İngiliz keki ve reçel mi?
- English muffins, marmalado.
Öyle değil mi, İngiliz dostum?
Hmm? Don't you? - My English friend.
- Ama İngiliz, değil mi?
many-hued. But he is English, isn't he?
- Öyle mi? Annenin İngiliz olduğunu Drury Lane Tiyatrosu'nda genç bir yetenek olduğunu ve senin aynen ona benzediğini biliyorum.
- I know your mother was English she was an ingénue at the Drury Lane Theatre and you look exactly like her.
- İngiliz mi?
An Englishman?
Bu İngiliz'e çıkmak için zaman verir mi?
Will that give the Englishman time to get out?
- Ve kendilerine İngiliz mi diyorlar?
- And they call themselves Englishmen?
Sanırım bunlar etrafta dolaşıp duran bir grup İngiliz denizcisinden ibaret... askercilik oynayıp vuruluyorlar, değil mi?
I guess that means a bunch of limeys running around... playing soldier, getting shot at, right?
Sizleri... 10.000 İngiliz pound'u ilgilendirir mi?
Are you interested in 10,000 pounds?
- İngiliz dayanıklılığın nerede? - Kanlanmış gözlerimden belli değil mi?
What took them 1,000 years is taking us three days... and three nights.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]