Istemedim перевод на английский
21,583 параллельный перевод
Sadece kahvaltıyı kaçırmanı istemedim.
I just didn't want you to miss breakfast.
Seni görmeden okyanusu aşmak istemedim.
Well, I wouldn't hop the pond without seeing you.
Bu yüzden ona vermek istemedim.
See, Max? That's why I didn't want to give it to her.
Casusluk yapmak istemedim ama kapı sürgüsü bozuktu. Bir türlü kapanmadı.
I never meant to spy, but the door latch was broken, and it wouldn't stay shut.
Gabriel'i unutmasını asla istemedim.
Not to forget Gabriel - - never that.
Seni rahatsız etmek istemedim.
Didn't mean to disturb you.
Zarar vermek istemedim.
I meant no harm,
Ve bir karşılık olacaksa da size bir şey olsun istemedim.
And if there was a fallout, I just didn't want it to be on you guys.
Adamdan not falan istemedim, çünkü öncelikle teklif çoktan gönderildi gerçi haber gelmemesi endişelendirici olabilir sonra da nevi şahsına münhasır, hunharca erotik nesiller boyu bir aileyi anlatan bir destanı anlamak bir kenara adamın okumayı bildiğinden bile bihaberdim ben.
I didn't ask him for notes, because one, my proposal went out already, though I've heard nothing, which is potentially worrisome. And two, I don't even know for sure that he can read, let alone comprehend the sui generis, unabashedly erotic, multigenerational, literary family epic.
Kendimi yazmayı hiçbir zaman istemedim.
I never really wanted to write about myself.
Bu terfiyi ben istemedim, tamam mı?
I didn't ask for this promotion, okay?
Senden hiçbir şey istemedim.
CAMILA : That would be helpful.
Seni uyandırmak istemedim.
Didn't mean to wake you.
Şey gibi durmak istemedim...
I didn't want her to think that...
Çok özür dilerim, sadece sahnede kusmak istemedim.
Look, I'm really sorry, I just didn't want to barf on stage.
Yani, onunla evlenmeyi istemedim.
I mean, I didn't want to... marry him.
Ona bağlanmayı istemedim.
I don't want to... tie him down.
David'in geleceğini duyunca rahatsız etmek istemedim.
When I heard that David was coming, I didn't want to intrude.
Onun yanında olmayacak biri olduğumu düşünmesini istemedim.
I didn't want him to think I was someone who wasn't going to be there for him.
Ben bunu istemedim.
That's not what I was asking.
Seni üzmek istemedim.
I didn't want to upset you.
- Ben karışmak istemedim.
I didn't want to get in the middle of it.
Babanı korkutmak istemedim.
I didn't really want to freak him out all at once.
Senden tutkunu istemedim.
I didn't demand your passion.
Sana zarar vermek istemedim.
I didn't mean to undermine you.
- Senden bunu istemedim. - İstemedin.
- I did not ask you to.
Umudum olana kadar sana bir şey söylemek istemedim.
I-I didn't wanna say anything until I knew there was hope.
- Benim akıl hocam olmanı istediğimden daha fazla bir şey istemedim ama bırak onu, benden hoşlanmıyorsun bile.
- I wanted nothing more than for you to be my mentor, but instead you just don't like me.
Benim akıl hocam olmandan daha fazla bir şey istemedim.
I wanted nothing more than for you to be my mentor.
- Benim için bir şey yapmanı istemedim.
- I didn't ask you to do anything for me.
Max, yerden çivi çıkan bir yerde yaşamanı istemedim ve kendin düzeltmeyeceğini de biliyordum.
Max, I just didn't want you to live with a nail sticking out of your floor, and I knew you wouldn't fix it yourself.
Senden istemedim.
I wasn't asking you.
Onu görmeyi hiç istemedim.
I never wanted to see that.
Üzgünüm, seni uyandırmak istemedim.
I'm sorry, I didn't mean to wake you.
Buna asla inanmak istemedim.
I never wanted to believe that.
Seni bunaltmak istemedim sadece.
I just didn't want to overwhelm you.
Ben istemedim.
I know I didn't.
Canını acıtmak istemedim, cidden. Geçmeye çalışıyordum sadece.
I didn't mean to hurt you, honestly, I was just trying to get past.
Ben bunlar yaşansın istemedim.
I didn't ask for this - - any of this.
Tatlı karının önünde bir şey söylemek istemedim ama seni son gördüğümde, endişelenmiştim senin için.
I didn't want to say anything in front of your lovely wife there, but the last time I saw you, I was worried about you.
- Git onu öldür demek istemedim.
- I didn't mean for you to kill him.
Seni asla incitmek istemedim.
I never meant to hurt you.
Hiçbir zaman özellikle çocuk sahibi olmak istemedim.
But it was never like I had to have one, you know?
I kuralları çiğnemeye istemedim.
I didn't want to break the rules.
Seni incitmek istemedim, Ve ı size dünyanın tüm mutluluklar dilerim.
Never meant to hurt you, and I wish you all the happiness in the world. "
I beni incitmek istemedim biliyorum.
I know you never meant to hurt me.
Telefonda yapmak istemedim.
I didn't want to do this shit over the phone.
Sorardım ama bunun için seni aramam gerekiyor, ve ben de bir kez daha nutuk dinlemek istemedim.
I would've asked, but that would require me calling you on the phone, and I didn't want another speech.
Saygısızlık etmek istemedim.
I certainly meant no disrespect.
Boş boş oturmak istemedim. İki gün oldu.
Do something, you know what I mean, it's now two days.
Seni incitmek istemedim bebeğim.
I never meant to hurt you, baby.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34