Içinde ne var перевод на английский
2,074 параллельный перевод
Hadi, hadi, içinde ne var?
Come on, come on. What's in there?
Peki şunun içinde ne var?
And what is in that?
Bunun içinde ne var?
What's in this?
Küçük heybemizin içinde ne var acaba?
What have we got in our little bag, hm?
O çorabın içinde ne var?
What's in that sock? ! Ooh!
- Ama içinde ne var?
- But what's in it?
İçinde olanlardan endişeleniyor ya da içinde ne var hatırlamıyor.
He's worried what's on it. Or he doesn't remember what's on it.
Bu kasetlerin içinde ne var?
These tapes... what's on them?
O aletin içinde ne var öyle?
What the hell you got in that thing?
Robin şu yaptığın sosun içinde ne var?
Hey, Robin, what's in this dip you made?
O kutunun içinde ne var?
What's really in the box?
Çantanın içinde ne var?
What do you have inside your bag?
Torbanın içinde ne var?
What's inside the sack?
- Onun içinde ne var?
What's in it?
- Peki onun içinde ne var?
So, what's in it, then?
Fakat, sanırım benim için şimdi esas gizem bunun içinde ne var?
But I guess the real mystery for me now is, what's inside here?
Tamam da, eğer ışık bir tür dalgaysa, dalganın içinde ne var?
But if light is a kind of wave, what's it a wave in?
Skipper, çuvalın içinde ne var?
They can't be red squirrel agents.
Ne var ki içinde?
What's in the trophy room?
İçinde ne var görelim.
Let's see what's on it.
Ne var bunun içinde, tuğla mı?
What do you got in there, cinder blocks?
Ne var acaba içinde.
Huh, wonder what that is.
İki gün içinde çıkıyorsun, aklında ne yapmak var?
You'll be out in two days ; what are your plans?
İçinde ne var?
What is in it?
Şimdi bana söyleyecek misin? İçinde ne var?
Now... are you gonna tell me what's in it?
İçinde ne var merak ediyorum.
I wonder what's inside.
Ama tabii ki şimdi genç Drew var yanımda her ne kadar çok uzun süre içinde tutamayacağından korktuğum fokurdayan bir öfkeyle dolu olsa da en azından aşktan ve duygularından bahsederken elini tutmamı istemiyor.
Now, of course, I have young drew, and although he may be filled with a bubbling rage that I fear cannot be contained very much longer, at least he doesn't need me to hold his hand when he speaks of love and his true feelings.
Ne var ki paketin içinde?
What was in the package?
- Ne olmuş, McGyver? - İçinde üç harfli var!
What is it, McGyver?
Ne yapıyor bu? Herifin senin gözünün içine bakarken gözünün içinde arkadaşlık nidası var böyle gözünün içinde.
He sees you as a friend.
Bahçeye gömemeyeceğin ne var ki onun içinde?
What's in there that you can't bury in the yard?
Demek istediğim, içinde olduğumuz ve ne geçmişe ne de geleceğe bakmadığımız bir ân var mı hiç?
I mean, is there ever a time when we're truly in the present moment and not looking toward the past or the future?
İçinde ne olduğunu düşündüğünü söyle. - İçinde ne olduğunu biliyorum. - İçinde ne var?
( REL speaking ) I know what's inside.
İçinde ne var?
What's inside?
İçinde ne var?
Hey, what's in this?
İçinde ne var?
What do you keep in there?
- İçinde ne var?
- What is this?
Ne var bu çantanın içinde?
What did you put in this backpack?
Aranızda bunun içinde ne olduğunu bilen biri var mı?
Does anybody know what was inside this?
İçinde ne var bilmem gerek.
I need to know what's in there.
İçinde ne var bilmiyorum.
I don't know what gets into you.
İçinde ne var, söyle!
Tell me what's inside!
Tezgahta bıraktığı tozsuz alanı görüyorum. - Ne var içinde? Niye yalan söylüyorsun?
I see the dust void it left right here on the counter - what's in the box?
Ne var bunun içinde, ne bütün bunları haklı çıkarabilir?
- What's in there, what could justify all this? - Doctor, everyone?
Ne var onun içinde?
What's in there, eh?
- Evet Sayın Hâkim, bu acil mahkeme ile ilgili her şey aceleye getirildi ve alışılmış dışında yürütüldü ama son 10 dakika içinde dikkatimize getirilen bir husus var. - Ne yapıyor?
Yes, Your Honor, but everything about this emergency court has been rushed and unorthodox, and something has been brought to our attention within the last ten minutes.
Hayır, ama tik tak etmiyor ve sızan bir şeyler de yok, demek oluyor ki, içinde ne bir bomba var ne de kesilmiş bir kelle.
No, but it isn't ticking and nothing's seeping out, so it's not a bomb or a severed head.
Köpeğin evin içinde ne işi var?
What the hell is the dog doing in the house?
Ne var bunun içinde, taş mı?
What do you got in there, rocks?
Ön koltukta, üstünde "medyaya" yazan bir zarf var, içinde de bir DVD. Ne?
There's an envelope on the front seat with the words "to the m..." on it, and a DVD inside.
- İçinde ne var?
- What's on that?
içinde ne vardı 18
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var biliyor musun 75
ne vardı 185
ne var içinde 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
ne vardı 185
ne var içinde 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
varyemez amca 23
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
varyemez amca 23