Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ K ] / Kapı sıkışmış

Kapı sıkışmış перевод на английский

215 параллельный перевод
İçeri davet ederdim ama kapı sıkışmış.
I'd ask you in, only the door seems to be stuck.
Kapı sıkışmış, nemden dir.
The door is jammed, it's the dampness.
Kapı sıkışmış.
The door's stuck.
Bence kapı sıkışmış.
the door's jammed, if you ask me.
Kapı sıkışmış.
The door seems to be jammed.
Kapı sıkışmış.
But the damn door's stuck.
Bir kapı sıkışmış, açılmasını istiyorum.
There's a door jammed. I want it cleared.
Diğer kapı sıkışmış.
The other door is jammed.
Kapı sıkışmıştı.
It was jammed.
Bu kapı sıkışmış.
That door's jammed.
Tamam, kapıyı açacağım ama kapı sıkışmış.
All right, I'll let you in, but the door is jammed. Who is it?
Kapı sıkışmış.
Door is jammed.
Kapı sıkışmış.
Oh, it's stuck.
Kapı sıkışmış. Bir saniye.
The door sticks, just a second.
Kapı sıkışmış.
The door doesn't work. - I'm sorry.
Kör olası kapı sıkışmış.
Oh, damn door is jammed.
Kapı sıkışmış.
The door is stuck.
Çünkü bu kapı sıkışmış.
Jammed. That's the thing about this sector.
Ama bu kapı sıkışmış.
It won't...
Kapı sıkışmış.
Door's stuck.
Richie, kapı sıkışmış.
Richie, the door's jammed.
Mavna tekneye çarpınca, kapı sıkışmış.
The bulkhead took a hit, and the door's wedged tight.
- Kapı sıkışmış.
- The door frame is bent.
Kapı sıkışmış.
The door is jammed.
Sıkışmış görünüyor ve sen kapı açmakta ustasın.
It seems to be stuck and you're very good at opening doors.
Vantilatörüm kapıya sıkışmış da.
My fan's caught in the door.
Kapıya sıkışmış vantilatör.
Fan caught in the door.
Kapı sıkışmış.
the door's jammed.
Kapılara ek olarak kanat kısmında iki tane acil çıkış bulunmaktadır.
In addition to the doors, there are emergency exits over both wings.
Kırık kolların, göğüs ağrısı çekenlerin, kafası yarılanların parmakları taksinin kapısına sıkışmış adamın isilikli bir bebeğin, araba çarpmış bir çocuğun metroda kapkaççıya kurban giden yaşlı bir kadının, denizcilerin dövdüğü bir zavallının intihara teşebbüs eden bir gencin, paranoyakların sarhoşların, astımlıların, tecavüze uğrayanların, bebek düşürenlerin uyuşturucu komasına girenlerin bacağı kırılanların, kanserli hastaların, kalp krizi geçirenlerin yanında yatıyordu. Orası bir tımarhaneden beterdi.
Mislaid among the broken wrists... the chest pains, the scalp lacerations... the man whose fingers were crushed in a taxi door... the infant with a skin rash, the child swiped by a car... the old lady mugged in the subway, the derelict beaten by sailors... the teenage suicide, the paranoids... drunks, asthmatics, the rapes, the septic abortions... the overdosed addicts... the fractures, infarcts, hemorrhages, concussions, boils, abrasions... the colonic cancers, the cardiac arrests... the whole wounded madhouse of our times.
- camı kırıp, kapıyı açmaya çalışmış olmalı
[Man] We figure he broke the glass and opened the door.
Kapı mandalı sıkışmışa benziyor.
This latch seems to be stuck.
Ancak arabanın kapısı sıkışmıştı, araba ağırlığının etkisi yüzünden.
But you see, the door of the car was pinned down by the weight of the car.
- Bütün kapılar sıkışmış.
- All the doors are stuck.
Seni dört-beş çocuğunla birlikte tek kapılı bir Maserati'ye sıkışmış halde düşünüyorum da.
You can't get four or five winter lambs into the back of a Maserati.
Kapım sıkışmış.
My door is stuck
Ön tarafta ki kapıyı denedim Fakat çarpışma esnasında sıkışmış olmalı
I tried a door in front, but it must have jammed during the collision.
Lord Melchett'in korkunç kapı çalmasıyla uyandığımda midilliler ile ilgili korkunç bir rüya görüp, yatağın altına sıkışmıştım.
I was tucked into bed having a scrummy dream about ponies when I was wakened by a terrific banging from Lord Melchett.
Lord Melchett'in korkunç kapı çalmasıyla uyandığımda midilliler ile ilgili korkunç bir rüya görüp, yatağın altına sıkışmıştım.
But now, I will leave it there forever. Is that so, Baldrick? It can be your lucky willy.
Bulundukları bölmenin kapısı sıkışmış.
The door to their compartment is jammed.
O kapı yine sıkışmış, az kalsın kafamı uçuruyordu.
That door swung back, nearly took me head off again.
Kapı donup sıkışmış. Ve tek çıkış yolu bu!
The door's frozen shut, and it's the only way out!
Yanlış kapıya yöneldiğin kısmı anlatsana. Ah Tanrım. O an'ı unutamıyorum..
Oh, God, I forgot about that.
- Kapıya sıkışmış olmalı.
- She may have caught it in the door.
- Arabanın kapısına mı sıkışmıştı?
- Slammed it in the car door, did you?
Takviyeli kapılar sıkı sıkıya kaynaklanmış. Nakil tüpü çalışmıyor.
Pressure doors are welded shut, the tube is disabled.
Gömleği kapıya sıkışmıştı ve adamı kurtarmaya çalışıyordu.
He's got a clothes hanger and he's trying to get the lock off.
Kapı sıkışmış.
The door's jammed.
Kapıya bir şey sıkışmış.
Something's jammed in the track.
Ama bir gün sıra sana da gelecek, ve bu geçiş kapısı da işlerin sadece başlangıcı. Ballard hareket alanını biraz daha daralttığında veya arazinin bir kısmını senden aldığında ya da Cary Sartman'a yaptığı gibi suya ulaşmanı engellediğinde.
But there'll come a time... and this toll gate is just the start of things... when Ballard decides to box you in some more... maybe take some of your land... or cut you off from water like he did Carey Sartin.
Kapısı sıkışmış!
That door's jammed!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]