Kısa bir süre önce перевод на английский
1,121 параллельный перевод
Kısa bir süre önce ona rastladım.
I ran into him on the street not too long ago.
Ve o huzur veren kadim sesleri uykuya dalmadan kısa bir süre önce duydum.
And it wasn't long before I drifted to sleep... comforted by their ancient voices.
Siz ayrılmadan kısa bir süre önce Candace Girard öldürüldü.
Candace Girard was killed shortly before you left.
Iı, şey, mmm, Aslında, Lord Smithwick, Kısa bir süre önce Holmes'den bir telgraf aldım. Bana ayrıntıları not almamı ve o oradaymışcasına araştırmaya başlamamı söyledi.
Ah, well, um... actually, Lord Smithwick, a short time ago I received a wire from Holmes instructing me to take down the details and begin the investigation without him, as it were.
Ama kısa bir süre önce topraktan çıkarılıp, etkisiz hale getirilmişler.
But they were recently pulled out of the ground and defused.
Oturma iznini kısa bir süre önce aldım.
I just got my ID card today.
Kısa bir süre önce Galaksinin Işığı Ordusu'na teslim olduk.
A short time ago, we surrendered to the Galactic Army ofLight.
Kısa bir süre önce ölmüştü.
He was dead a minute before.
Kaliforniya'daki biyologlar sundukları raporda... kısa bir süre önce ölenlerin... beyinlerinin canlandığını belirttiler.
Biologists in California have released reports stating that the bodies of the recently dead are returning to life, - - driven by an unknown force that enables the brain to function.
Ancak ikinci komadan kısa bir süre önce...
But shortly before the second coma...
Anladığım kadarıyla, İngiltere'ye kısa bir süre önce geldiniz.
Because I know it is that there is a little time, in England.
Ölmeden kısa bir süre önce, onun tam yerini gösteren bilgilere ulaştı.
Shortly before he died, he uncovered data pinpointing its location.
Kısa bir süre önce, kendimi Komutan Riker'ı öldürmekten alıkoymak zorunda kaldım.
A short while ago, I had to stop myself from killing Cmdr Riker.
Nereden bildiğimi merak ederseniz, madam, hepsi otopsi raposunda yer alıyor, Bay Evans'la sevişiyordunuz, ölmeden kısa bir süre önce.
And if you're wondering how I know, ma'am, it was all in the autopsy report... that you and Mr. Evans were making love shortly before he died.
Eve ile birlikte gittiğim bir partiden kısa bir süre önce kolyeyi ona ödünç verdi, benim haberim olmadan tabii.
A short time before, he was going to a party with Eve he lent it to her, without my knowledge, obviously.
Kısa bir süre önce, Bay Stone, birisi doğanın ilkel güçlerine meydan okudu.
Recently, Mr. Stone, someone meddled with the primal forces of nature.
O ve kocası Philadelphia'dan buraya kısa bir süre önce taşındılar.
She and her husband moved here recently from Philadelphia.
Kısa bir süre önce düzenli bir hayatım vardı. Duygularıma anlam verebiliyordum.
A while ago, I had a routine life, with feelings I understood.
Çok değil, kısa bir süre önce güneş sistemindeki komşu bir gezegeni araştırmak üzere Yeryüzü'nden ilk kez ayrılmış olduk.
Not so long ago, we left our Earth for the first time to explore a neighboring world in the solar system.
Ne garip tesadüftür ki, çok kısa bir süre önce şehrin dışında 6 merkez açıldı.
It's funny you should say that. Six just opened up outside of town.
Kısa bir süre önce, tuhaf bir hisse kapıldım.
Not long ago, I had a strange sensation.
Sizi, şirketimizde kısa bir süre önce işe başlamış olan vatandaşlarınızdan biriyle tanıştırmak istiyorum?
May I introduce to you one of your countrymen who has just been employed in our company.
Kısa bir süre önce bir kızla tanıştım. Ve âşık olan insanların mutlu olması gerekir. Ama o bir yolunu bulup beni şaşırtıyor.
I met a girl a short time ago... and people in love are supposed to be happy... but somehow she bewilders me.
Kısa bir süre önce Rusya'dan geldi.
She came over from Russia, quite recently.
Kısa bir süre önce, başıboş bir serseri yani maktul, birisi tarafından gideceği yere bırakılma teklifi aldı.
A short time ago, a vagrant, our victim, was befriended and offered a lift.
Evliliğini duydum, Cathy, kısa bir süre önce.
I heard of your marriage, Cathy, not long ago.
Normalde abisi onunla birlikte gidiyordu, ama kısa bir süre önce polisler onu içeriye almışlardı.
Her brother usually goes with her, but he's in County unexpectedly.
Sanki O kapıyı açmadan çok kısa bir süre önce bir an için dikkatiniz dağılmış gibi davranın.
Best to look as your attention has been momentarily distracted
Pekin'in bağımsızlığından kısa bir süre önce.
Shortly before the liberation of Beijing.
- Giyen kişinin kısa bir süre önce tıraş olduğunu gösteren... - çok küçük kan damlaları bulduk.
We found particles of human blood such as left if the wearer had recently shaved.
Ondan çok kısa bir süre önce.
Teeny bit before.
İzledikleriniz kısa bir süre önce oldu.
It appears that Rita has unleashed a ravenous pig upon the Earth.
Zavallı Lloyd kısa bir süre önce Phoenix'te çok acı bir deneyim yaşadı.
Poor Lloyd had a very bitter experience in Phoenix not long ago.
LA Şubesi yok edilmeden kısa bir süre önce öldürülmüştü.
He was murdered shortly before the LA branch was destroyed.
" Sevgili Luigi, babamın kısa bir süre önce sipariş etmiş olduğu... yeni piyano-forte Broadwood, Londra'dan geldi.
" Beloved Luigi, my father has recently taken delivery... of a new pianoforte from Broadwood in London.
Son gelişmeleri iletiyoruz... genç bir adam kısa bir süre önce... Antika İkinci el Pazarında tuvalette vahşice katledildi... maktulün Towson'dan 22 yaşındaki Carl Pageant olduğu belirlendi.
Updating the story of the hour, the young man brutally murdered a short time ago in the men's room of the Antique Traders Mart has been identified as 22-year-old Carl Pageant of Towson.
Bir defasında zehirli meşe sırtıma değmişti ve merak etme, kısa süre sonra geçer.
You know, I once got poison oak on my bu... back. And, uh... Well, don't you worry.
Affedersiniz, bayan, ben "Times" gazetesi muhabiriyim. Kısa süre önce sevişmiş bir Kadın gibi duruyorsunuz.
Excuse me, Miss, I'm a reporter for the Times, and I couldn't help noticing... you look like a woman who's recently been made love to.
Kısa süre önce bir rüya gördüm.
Not long ago, I had a dream.
Kısa bir süre önce.
It's a pretty recent thing.
Kısa süre önce Güney Amerika'da yeni bir örümcek türü keşfetti.
He's recently discovered a new species of spider. Down in South America.
Kısa süre önce Cole'e bir oyun oynadık. Bir şaka.
Not long ago, we played a trick on Cole.
Kısa süre önce bir de Onur madalyası aldı.
He has just received the Legion of Honour.
Kısa bir süre için Fransa'yı terk edebilirim, ve bundan önce onunla konuşmalıyım.
I may leave France for a while, and I have to talk to her before that.
Jessie'yle Chicago'ya gitmeden kısa süre önce bir sabah bir polis beni uyandırdığında kalktım ve hiç soru sormadım.
When the police awakened me one morning before Jessie and I left for Chicago... I rose and asked no questions.
Kendini imha etmeden kısa süre önce Hardac son bir kopya yarattı.
Shortly before self-destruction Hardac created one final duplicant.
Ancak kısa bir süre için bir yere bir zamana ait olabiliriz.
Did our people once belong somewhere... a time... a place... however briefly?
Kısa bir süre sonra, Gul Dukat'ın yardımıyla,... bu yetim oğlanın gerçekten yetim olmadığını, Pa'Dar'ın uzun süre önce... kaybettiği çocuğu olduğunu öğreniyoruz.
Soon afterwards, with Gul Dukat's assistance, we discover that the orphan boy isn't really an orphan boy, but Pa'Dar's long-lost son.
23 Aralık 1993'te, Maximilien B. adlı 19 yaşındaki öğrenci, bir Viyana bankasının şubesinde önce üç kişiyi öldürdü ve bundan kısa bir süre sonra da kendini başından vurdu.
On 23.11.93, Maximilian B., a 19-year-old student, shot three people in a Viennese bank and killed himself with a shot in the head shortly afterwards.
Ben bir süre öncesine kadar Bunu yapabilirdim ama kısa süre önce bir torunum olduğunu bir oğlum olduğunu ve belki de birinin iş ortağı olduğunu farkettim.
I, uh... You know, until a while ago, I could've...
Uzun zaman önce kısa bir süre görüşmüştük.
It was a long time ago, for a short while.