Merhamet перевод на английский
4,996 параллельный перевод
Şehvetimden beslenerek merhamet dileyemezsin.
You cannot play on my appetites for mercy.
- Merhamet zayıflar içindir.
- Mercy is for the weak.
Aileler lime lime edilirken benim adimi haykiriyorlardi. Benden merhamet dileniyorlardi.
Entire families calling my name as they were torn apart, begging me for mercy.
Merhamet dileniyorlardi benden!
Begging me for mercy.
Sence merhamet göstermeyecek mi?
You don't think he'll relent?
Eyaletin tavsiyesi güçlü bir şekilde Jared Bankowski'nin merhamet talebini reddetmek ve idam tarihini kesinleştirmek yönündedir.
It is the strong recommendation of the commonwealth that Jared Bankowski's appeal for clemency be denied and the date of his execution upheld.
Bay Bankowski'nin yaptığı merhamet başvurusu hızlıca incelenecek ve tavsiye valiliğe bildirilecektir.
It will consider Mr. Bankowski's appeal for clemency and will submit its recommendation to the governor shortly.
Merhamet talebi için yaptığı başvuru reddedildi ve şimdi bana gelip katilin haklarının, kurbanın haklarından daha önemli olduğunu mu söylüyorsun?
His appeal for clemency denied, and now you're standing here telling me that the murderer's rights are more important than the victim's?
Merhamet duyulan bir nesne olmak istemedim.
I did not ask to be the object of charity.
Merhamet olmazsa bir adamla bir hayvan arasındaki farkı nasıl ayırt ederiz?
Without compassion, what is there to distinguish men from beasts?
Lütfen, merhamet gösterin, biz Song'uz!
Please! Mercy! We are Song!
Diğerlerine merhamet göstermek de.
Showing compassion for others.
Kontrol bizim elimizde! Nitekim oylar da, merhamet göstermeyen Joan hariç tabii.
We've got the votes, except for Benedict Joan.
İyilik yapma gücümüzün olması ;.. ... beynin empati, ilişki kurma ve merhamet gösterme kabiliyeti eşit derecede insanı hayran bırakır.
But equally amazing is our capacity to do good, the brain's ability to create empathy, compassion, and connection...
Zat-ı âliniz merhamet buyursunlar, asil Harlot.
Exchange forgiveness with me, noble harlot.
- Kendi halkınıza merhamet edin.
Have mercy on the city's inhabitants.
- Sanki siz merhamet edeceksiniz, piçler.
You have mercy, bastards!
Delmonico'da maceralı bir gece sonrasında... merhamet için yalvaran bir doktor vardı.
I seem to recall a certain physician pleading for mercy after an errant eve at Delmonico's.
- Ferguson biraz merhamet gösterdi. - Biraz fazla göstermiş.
Thought you'd be gone for at least six weeks.
Dünyada hâlâ merhamet var.
There's still graciousness in the world.
Yani lütfen, Douglas'a merhamet gösterin, lütfen.
So please, show Douglas mercy, please.
Onlara destek olmaya cüret eden hiçkimseye merhamet etmeyeceğim.
And i will show no mercy to anyone Who dares stand with them.
Asla merhamet gösterme!
Never show mercy!
Belki de Merhamet Tanrıçası ona çok daha kötü bir bakış açısı bahşediyordur.
Perhaps the Goddess of Mercy is sparing him a far worse vision.
Merhamet nedir bilirim.
I know compassion.
Eğer buraya o şekilde gelen Mike dışında herhangi biri olsaydı ona azıcık da olsa bir merhamet gösterirdin.
Well, if anybody other than Mike had walked in here the way he did, you would have shown him the tiniest bit of compassion.
Merhamet mi edeceksin?
You would be merciful?
Ve artık kafirlere merhamet etmeyecek.
And it's gonna show no mercy to infidels.
Yaşam ve Merhamet'in annesi, bu ruhu kucakla.
Mother of Life and Mercy, take this soul to your breast.
Merhamet et.
Show them some mercy ;
Bana, çocuklarıma merhamet edin n'olur!
Have some mercy on me and my children, please!
Mahkumları, merhamet - kendi iş avı ve seni öldürmek.
Their job is to hunt and kill you - no prisoners, no mercy.
Bizim paylaştığımız bunlar... Bu pişmanlık duyguları suçluluk, aşk ya da merhamet kapasitemiz.
This is what we share - - these feelings of regret, our capacity for guilt or love or compassion.
"Tanrı ruhuna merhamet etsin."
May god have mercy on your soul.
Bugün ne kadar merhamet gösterirsen akşam kendine o kadar çok toplayacaksın.
The more mercy you show today, the more you collect tonight for yourself.
Merhamet havuzunda hiç sığ bir yer var mı?
Are there no shallows in the lake of your compassion?
Üstad Marco, sonsuz bilgeliği ve merhametiyle birlikte Han'ların Han'ı sana merhamet dilemen için son bir şans daha veriyor.
Master Marco, in his infinite wisdom and compassion, the Khan of Khans grants you a final audience to plead for mercy.
Merhamet dilemeyeceğim.
I will not plead for mercy.
Gözleriyle bir kez daha ustasından bir şeyler yemek için merhamet diledi, fakat tıpkı yaz boyunca her gün olduğu gibi reddedildi.
His pupils once again pleaded with their master to eat something, but he refused, just like he had each day the entire summer.
Sallanan kırbacın koluma kadar ilerleyen titreşimleri kalbimin içinde patlıyordu ama çocuk merhamet için yalvarmıyordu.
The sheer judder of the whip coursing up my arm, exploding into my heart. But the boy would not beg for mercy.
Ona merhamet etmek istemiyorsan bana merhamet et.
If you don't want to show him mercy... show mercy to me.
O zaman bizim hayatlarımız için kim merhamet isterdi?
Who would have pleaded for our lives?
Merhamet, başmelek.
Have mercy, Archangel.
Çok düzenli, huzurlu ve yapılan her tür yanlış zerre merhamet gösterilmeden cezalandırıldığı için suç işlenmiyor.
So ordered, peaceful and there's no crime, because any sort of wrongdoing is punished without a shred of mercy.
Ona merhamet etmeliyiz!
We have to give him mercy!
Sana merhamet ediyorum.
I give you mercy.
Ve bu konuşmanda neredeyse gezegendeki herkesten özür dileyip sana merhamet etmeleri için yalvaracaksın
And in that speech, you're gonna apologize to practically everyone on the planet, and you're gonna beg for mercy.
Merhamet et.
Show mercy.
Bir dahakine merhamet meleğini vurmalısınız.
A word of advice : Next time you shoot a merciful Samaritan, finish the job.
Ama ben yetişkinlik hayatını devletin refahına ve beceri kazandırma, entegrasyon ve merhamet gibi Norveç değerlerine...
But I am a man who through whole life to good Norwegian values like compassion, integration expertise.
Bana merhamet gösterdi.
Showed me mercy.
merhamet yok 17
merhamet mi 18
merhamet et 62
merhamet edin 61
merhametli buda 30
merhaba 25049
merhabalar 247
merhaba güzelim 46
merhaba canım 128
merhaba efendim 67
merhamet mi 18
merhamet et 62
merhamet edin 61
merhametli buda 30
merhaba 25049
merhabalar 247
merhaba güzelim 46
merhaba canım 128
merhaba efendim 67
merhaba hayatım 114
merhaba sevgilim 57
merhaba bebeğim 67
merhaba dostum 53
merhaba baba 305
merhaba tatlım 291
merhaba hanımefendi 37
merhaba kızlar 40
merhaba bayan 42
merhaba millet 52
merhaba sevgilim 57
merhaba bebeğim 67
merhaba dostum 53
merhaba baba 305
merhaba tatlım 291
merhaba hanımefendi 37
merhaba kızlar 40
merhaba bayan 42
merhaba millet 52
merhaba anne 258
merhaba de 63
merhaba beyler 46
merhaba al 43
merhaba çocuklar 181
merhaba frank 38
merhaba sam 53
merhaba evlat 57
merhaba doktor 73
merhaba john 41
merhaba de 63
merhaba beyler 46
merhaba al 43
merhaba çocuklar 181
merhaba frank 38
merhaba sam 53
merhaba evlat 57
merhaba doktor 73
merhaba john 41