Merhamet yok перевод на английский
205 параллельный перевод
- Katile merhamet yok!
- Let him have it!
Sizde hiç merhamet yok!
You've no compassion!
Karşı koymak isterdi ama merhamet yok.
Oh, he'd struggle, but no mercy.
Merhamet yok.
No pity.
Merhamet yok.
No quarter.
Kaybedenlere merhamet yok.
No mercy for the losers.
Bir rahipte biraz şefkat, merhamet yok mudur?
A preachers should show charity, some mercy.
Ayıp be ayıp! Sizde hiç mi merhamet yok? Hiç mi insanlık yok?
You've got no principles, no pity!
Gördün mü Harry, adamda hiç merhamet yok.
You see, Harry, he has no mercy.
İçinde merhamet yok.
There is no mercy in you.
... ikincisine'Artık Merhamet Yok'ismini koyun.
And the second :'No More Mercy'.
Ona da,'Artık Merhamet Yok'diyeceğim.
I'd name it,'No More Mercy'.
'Artık Merhamet Yok'ha?
'No More Mercy'?
Burada merhamet yok.
There is no feeling
Merhamet yok, anladın mı beni?
No pity! Do you understand?
"Merhamet yok, kan dökmeden".
"No forgiveness without bloodshed".
Merhamet yok.
No mercy.
28. madde, merhamet yok.
Under article 28, no leniency
Merhamet yok, disiplin var.
No mercy, lots of discipline.
- Merhamet yok.
- No mercy, man.
- Önce ve sert vur. Merhamet yok!
- Strike first, strike hard, no mercy!
Artık korku yok, kanun yok, merhamet yok!
No fear anymore, no law, no mercy!
Sende merhamet yok mu?
Have you no heart?
- Merhamet yok.
- No pity.
Merhamet yok!
No mercy!
Aldıkları her hayata karşılık üç kelle verecekler, merhamet yok!
Three heads for every life taken. No mercy before God!
Sende hiç mi merhamet yok?
Don't you have any compassion?
Tanrı der ki, merhametli olun ve şimdi biliyorum ki merhamet yok.
The Lord says thou shall be merciful and just. I know no mercy.
- Sana bu gece merhamet yok.
- Sorry, no mercy tonight.
Sizde merhamet yok mu?
Have you no compassion?
O bir taş, tam bir çakıl taşı, ve içinde bir köpekteki kadar bile merhamet yok!
He is a stone, a very pebble stone, and has no more pity in him than a dog!
Sende zaten merhamet yok!
You shall have no mercy either!
"Aramıza girecek her türlü engeli de... "... en ufak bir merhamet duymaksızın yok edeceğim! "
And I will destroy without mercy any obstacle that stands between us! "
Geçici Hükümet adına ilan ederim ki askerleri yok edeceğiz, hainlerle arkadaşlık edenlere ve orduyu bölenlere merhamet gösterilmeyecektir.
On behalf of the Provisional Government, I declare, with no mercy, we will destroy soldiers, traitors calling for fraternization and disintegration of the army.
Merhamet yok mu?
Land of mercy!
Doğanda bir damla bile sıradan... insani merhamet duygusu yok.
You haven't even a drop of ordinary human forgiveness... in your whole nature.
Hoşgörü, merhamet ve tevazu geliştirmek... ve kendimizi sevmeyi yok etmek için test ve uygulamalarımız olacak.
We will have exercises to develop charity, forbearance, and humility... and tests to destroy love of self.
Merhamet hiç kaybetmez ama tersine kehanetler varsa yalan çıkacaklar konuşanlar varsa susacaklar kaybedeceği bilgisi varsa yok olup gidecek.
Charity never faileth but whether there be prophecies, they shall fail whether there be tongues, they shall cease whether there be knowledge, it shall vanish away.
Kimsenin bir kumarbazın karısına merhamet gösterdiği yok.
There's nobody as pitiful as a gambler's wife.
Hiç merhamet yok.
I mean, them gooks had no mercy.
Aciz kulun Martin için merhamet et... şu anda kötü ruhların pençesinde... korkunç bir tuzak içinde... insanoğlunun en eski düşmanı... soyumuzun yok edicisi.
Look down in pity on this, your servant, Martin, Now in the toils of the unclean spirit,
Ama benim oğlum Calibos'a hiç merhamet, hiç umut yok.
But for my son Calibos, there is to be no mercy, no hope.
Elbette ki merhamet göstermeye çalıştığına hiçbir şüphem yok.
Of course, I have no doubt that you were trying to show mercy.
Lütfen söyle ; Bir gün Chi Wu-shuang, Wu Tang'ı yok etmeye kalkıştığında Merhamet için ona yalvaracak mısın?
Let me ask you this. lf one day, Chi Wu Shuang wants to destroy Wu Tang, would you be able to ask him to spare us?
Fakat acelemiz yok. Önce merhamet dilendiğini duymak istiyorum.
But there's no hurry want to hear you beg for mercy first
Merhamet olmadan yok olmaya mahkum bir tür olursunuz.
Without compassion, you're a doomed species.
Merhamet adına... Bırakalım da bu tradeji onun hayatının kalan küçük kısmını da yok etmesin.
In the name of mercy... let it not murder what little is left of his life.
Vampir yetimler için merhamet yok.
There's no pity for vampire orphans.
Burada mahkeme heyeti, avukatlar, adalet, merhamet hukuk, umut ve mucizevî kurtuluşlar yok.
No tribunals, no attorneys, no justice, no mercy... no fairness, no hope, no last-minute escape.
- Merhamet Tanrıçası diye birşey yok.
There is no goddess of mercy.
Merhamet dilenene kadar durmak yok!
Until they beg for mercy!
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65