Mill перевод на английский
2,555 параллельный перевод
Çekirdek... 9 mm'liğe benziyor.
Bullet- - looks like a nine mill.
Pipestone'daki Lycar Değirmeni'ndeyim...
I'm at the Lycar Mill in Pipestone,
Kendi korkularımı en kötüleri sanardım, ama şimdi seninkilerin yanında oldukça iyi gözüküyorlar.
I thought I had fears, but they're pretty run-of-the-mill.
Babam fabrikada çalışıyor.
It's, like, four words. My dad works at the mill.
Dünya, bir değirmen gibi sonsuza kadar döner.
The world rolls round for ever like a mill.
Takip yok, çıkış yöntemi yok, orası bir tedavi fabrikası.
No follow up, no exit strategy. It's a rehab mill.
Zhigen'in karısı dün kâğıt fabrikasına geldi. Yeni doğum yaptığı çocuğu için hazırladığı partiye gelmeyenlere sitem edecekti.
Zhigens wife visited the paper mill yesterday to chastise the people who didnt go to the celebration for her newborn
Bu köy kâğıt fabrikası açıIdığından beri zenginleşiyor.
This village has prospered since the paper mill opened
Tembeller ise boyunlarında ateşten zincirleriyle koca taşları taşırlar.
The lazy rolling mill stones, glowing chains on the necks.
Sadece geçen hafta bir yerel fabrikadan 20 yaşaltınaki çocukları çıkardı.
Only last week he had to turn 20 under-age children out of a local mill.
Ben bunun son derece sıradan bir hikaye olduğunu düşündüm.
I thought it was a run-of-the-mill story.
Kâtiller ve benzerleri gibi daha az tehlikeli, sıradan suçlular B binasına nakledilecekler.
Run-of-the-mill, clearly less dangerous offenders such as murderers and the like, are off to the B wing.
Bütün erkekleri oğlun Karel de dahil ırmağın kenarında bir değirmen vardı, önünde de ceviz ağacı hatırlıyorsun değil mi?
All the blokes are... Your Karel too... You know the old walnut tree where the mill used to be, near the stream...
Kardeşim bir fabrikada çalışıyor.
My brother works in a mill.
Adam vergiden muaf belediye tahvillerine 30 milyon dolar yatırmak istiyormuş.
Guy wanted to park 30 mill in tax-free munies.
30 milyon ha? Etkileyici.
- Thirty mill, that's impressive.
Muhakkak herhangi biri % 100 yün, yeşil-gri, sıradan bir yağmurluk almış olabilir.
Surely anyone could have bought a 100 % wool, green-grey, run-of-the-mill...
Yüksek çözünürlüklü, 16 ve 8 millimetreliklerin karışımını kullandık.
Uh, we did a multi-hybrid of, uh, hd, 16 mill, and 8 mill.
Bütün gün hakkında dedikodu yapılan bir adam bira dinlenmeyi hak eder, değil mi?
A man who spends all day on the rumor mill... He deserves some sort of respite, doesn't he?
Nefesini boşa harcama şaşkaloz.
Save your breath, shit-mill!
Sadece zengin ve yakışıklı bir adam bul.
Just your run-of-the-mill, rich, handsome man.
Sana gelince Lewis, sen Bay Ross'un imalathanesini işletiyordun, değil mi?
Now, Lewis, you run Mr. Ross'mill, right?
Dedikodu kazanı sağ olsun, o kişi şimdi Elanor'un Vincent'la birlikte olduğunu sanacak.
Now thanks to the rumor mill, that person thinks that Vincent was sleeping with Eleanor.
Kanıt A'ya kadar bana eşlik edebilirseniz eğer... Burada 13'lük çelik bir zincir kilidimiz var.
Oh, well, if you'll follow me here, to Exhibit "A"... we have a 13 mill steel shackle lock.
Çok yakın bir arkadaşım değildir.
He's more your run-of-the-mill kind of chap.
50'lerden sıradan bir arkadaş gibi o da.
He's more your run of the mill coloured chap in the'50s, you know.
Kendi kağıt fabrikası vardı, çok düşük asetik yapıya sahip lale ağacı stoku vardı.
He ran his own paper mill, primarily from tulip-tree stock, which has a very low acetic content.
Yatağın üzerinde Magnum var!
9-mill on the bed!
Görünüşe göre bu engin bilgili dahi kalp sıradan bir çocuk istirmarcısıyla aynı şeyi istiyor tüysüz, genç bir Asyalı kızı.
Apparently that erudite genius'heart wants the same thing that every run-of-the-mill pedophile wants- - a young, hairless Asian.
Ne bu, lanet Keloğlan romanı mı?
What is this, fucking Mill on the Floss?
Hayır, ben daha derinden bahsediyorum ortalama bir mide asidi kusmuğundan.
No. No, I'm talking about your basic, run-of-the-mill, stomach acid vomit.
- "Mill Valley."
- "Mill Valley."
Gerçekten şu adreste ki Mill Valley'e gidecek misin?
Um... Are you really going out to that address in Mill Valley?
Çelik imalathanesi, bağrışan insanlar falan.
A steel mill, people yelling, something.
Hamilton Cevher Tesisi, mum gibi yanıyor.
Hamilton Mill is getting lit up like a Christmas tree.
Bu karabiber değirmenini görüyor musun?
See this pepper mill?
Söylentilere göre bu gece kargosuyla beraber limanda olacakmış.
The rumor mill puts him in town, tonight, with cargo, at the docks.
Ne de olsa insanlar inşaatta iş bulacaklar... Ayrıca fabrikada üretim ikiye katlanacak.
It'll provide construction jobs, doubles output at the mill.
Senin sıradan boşanmalarına benzemez bu.
We are not your run-of-the-mill divorce.
Kasaba kendi yağında kavruluyor yani.
- So basically it's a mill town.
Ve şirketin haftanın sonunda Samimi A.Ş.'ye satılma şansı var. "İyi Dilekler" için büyük fırsat bu.
Yeah, except this mill has a good chance of being bought out by Heartfelt cards at the end of the week, which is a great win for Good Cheer.
Gerçekten de Mill Valley'deki o adrese gidecek misin?
Are you really going out to that address in Mill Valley? Zane.
9 mm'liğe benziyor.
Rounds look like nine-mill.
Herneyse, Alex konusunda, ne duydunuz bilmiyorum asılsız iddialar ya da başka şeyler- -
Anyway, regarding Alex, I don't know what you've heard about him through the rumor mill or whatever but- -
Olivia sonunda bunların alelade şeyler halini aldığını söylüyor.
Olivia says that, eventually, all of this is going to seem run of the mill.
Bahçeme normal, sıradan bir giyotin koyamadan nasıl cadılar bayramından zevk alacağımı öğrenmek istiyorum.
I wanna know how I am supposed to enjoy Halloween if I can't put up a normal, run-of-the-mill guillotine on my lawn.
Çünkü bunlar alelâde tavuk pirzolalar değiller.
'Cause those aren't your run-of-the-mill chicken cutlets.
Burada iki tane 9 mm'lik kovan var.
Looks like we've got two nine mill casings over here.
"Yoksa ne?" si şartlı tahliye memurunu arayıp lisansının olmadan bir sağlık merkezinde çalışmanın şartlı tahliyenim ihlali olup, olmayacağını sorarım o kadar.
"Or what" is I call your parole officer and I ask if you practicing without a license at a Medicaid mill is a violation of your parole, that's what.
Rehabilitasyon fabrikası.
Rehab mill.
20 milyon... Birileri bu çocukların ailelerinin paralı olduğunu biliyormuş.
20 mill... someone knew these kids'parents had money.