Ne gerekiyorsa yap перевод на английский
1,175 параллельный перевод
Kötülüğü yok etmek için ne gerekiyorsa yapılır.
Evil must be eliminated by whatever means necessary.
Her ne gerekiyorsa yap.
Whatever it takes.
Kurtarın.Ne gerekiyorsa yapın
- Just do it. Do everything.
- Ne gerekiyorsa yapın.
- Do whatever's necessary.
Ne gerekiyorsa yapın.
Do whatever it takes.
- "Ne gerekiyorsa yap" a ne oldu?
- What happened to "whatever it takes"?
Button için ne gerekiyorsa yapın.
Whatever's needed for Button, you do it.
Ne gerekiyorsa yapın.
Whatever's best for him.
Sadece hayatını cehenneme çevirmek için ne gerekiyorsa yapın.
Just do whatever you can to make his life a living hell.
Ne gerekiyorsa yap.
Do your worst.
Sen ne gerekiyorsa yap, ve bizim için endişelenme.
I have to take care of Dino. You do what you have to do and don't worry about us.
Çözdürmen için ne gerekiyorsa yap.
Get him to untie them - whatever you have to do.
Ne gerekiyorsa yapın memur bey.
You do what you got to do, officers.
Ne gerekiyorsa yap, Danny.
Now. Whatever it takes, Danny.
O orospu çocuğunu çivilemek için ne gerekiyorsa yap.
Just do whatever you have to do to nail that son of a bitch.
- Ne gerekiyorsa yapın.
Whatever it takes.
Her ne gerekiyorsa yapıcaz
- We will do whatever it takes.
Babasının nerede olduğunu bulmak için ne gerekiyorsa yap ve dikkatli ol, Danny.
Do whatever you have to to find out where her father is and... And be careful, Danny.
- Ne gerekiyorsa yap.
- You do what it takes.
Ne gerekiyorsa yap.
Paid for. Do it.
Onu alıkoymak için ne gerekiyorsa yapın.
'Detain him and call me back as soon as he's secure.'
Sen, benim için ne gerekiyorsa yap, kızın da kılına zarar gelmeden sana geri dönsün.
You come through for me, and your daughter comes back to you unharmed.
Dosyanın sorunsuz bir şekilde kapanması için ne gerekiyorsa yap.
Do whatever it takes to close the case clean.
Onu hayatta tutmak için ne gerekiyorsa yap.
Do everything you can to keep him alive.
- Ne yapılması gerekiyorsa onu yaptım.
- I did what I had to do.
Tamam. Ne yapman gerekiyorsa yap.
You do what you need to do.
Ne gerekiyorsa onu yap.
Kiss her ass. Do whatever it is you have to do.
Bu yüzden ne gerekiyorsa onu yap.
So do what you gotta do.
- Ne gerekiyorsa onu yap.
- Whatever it takes.
Onun yoldan çıkmaması için ne gerekiyorsa yap. Onun kadarlarına güven olmaz.
Her judgment cannot be trusted here.
- Ne yapman gerekiyorsa yap.
- Do what you got to do.
Ne yapmanız gerekiyorsa yapın, ama o o... u çocuğu bu geçitten geçmeyecek.
Do what you have to do, but that son of a bitch does not get through that gate.
Bu şerefsizleri gebertecek ne gerekiyorsa dikkatlice yap.
Give these bastards no chance to fuck up in a meaningful way.
Ne yapman gerekiyorsa, onu yap, Joe.
You do what you need to do, Joe.
Ne yapman gerekiyorsa onu yap.
Whatever you need to do, you do it.
Ne yapman gerekiyorsa yap, ama bana bir şey söyleme.
Do what you must, but tell me nothing.
Sana mutluluklar. Ne yapman gerekiyorsa onu yap.
But I... wish you all the best on whatever it is you have to go do.
Sadece yarış, oraya çık, ve ne yapman gerekiyorsa yap, tamam mı?
Just run your race, get out there, and do what you got to do, okay?
Ne yapman gerekiyorsa yap.
Do what you have to do.
Bu yüzden, ne yapman gerekiyorsa yap, adamım.
So do what you gotta do, man.
Ya da Kate`inkinden başka bir kalp... bulmak için her ne gerekiyorsa onu yap.
Or whatever it takes to... find another heart besides Kate's.
Ne yapman gerekiyorsa yap.
Do whatever you have to do.
Ne yapman gerekiyorsa onu yap.
You do whatever it is you need to do.
Ne yapman gerekiyorsa yap.
Do whatever you have to.
Acele etme, ne yapman gerekiyorsa onu yap.
Take your time, do whatever you need to do.
Kıçını kurtarmak için ne yapman gerekiyorsa yap Bill.
Just do what you gotta do to cover your ass, Bill.
Ve şimdi, ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın.
And now, do whatever you feel you must.
Fatima'yı, Alex'i, seks yapmaktan keyif alan birini ara, ne yapman gerekiyorsa yap.
Whatever you need to do, you need to get it up.
Ne yapman gerekiyorsa yap, tamam mı?
Do what you need to do, okay?
Ne yapman gerekiyorsa, onu yap.
You do what you have to do.
Amcam nasıl yapıldığını ve ne yapılacağını öğretti. Ve Denver'deki her binada yapılması gerekiyorsa, Denver'deki her binada yaparız.
My uncle showed us what to do and how to do it, and if we need to do it in every building in Denver, we'll do it in every building in Denver.
ne gerekiyorsa 35
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yapıyor 33
yaptım 350
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yapıyor 33
yaptım 350
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapamıyorum 389
yapmış 19
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapamıyorum 389
yapmış 19
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yapma ya 98
yaptılar 29
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapma ya 98
yaptılar 29
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51