Of ya перевод на английский
61,914 параллельный перевод
Buraya gelmek için ne para verdiniz ne de araba buldunuz.
And I ain't see none of ya'll come up with the money. Or the car to get here.
Sanırım Mary'nin görüntüsüne bürünmek seni eğlendiriyor ya da beni tereddüt edeceğim gibi bir düşünceye kapıldın.
I suppose it amuses you to take Mary's form, or perhaps you believe it will inspire a bit of hesitation on my part.
Beni arabadan dışarıya çıkardı. - Hayır yapmadı.
She made me get out of the car...
Bu binadan dışarıya çıktım mı?
Was I out of this building?
Tamam çok zekisin. Buradan nasıl dışarıya çıkacağız?
All right, you're so smart, how do we get out of here?
Ya da kalanların.
Or, what's left of it?
O halde bekleyip kritik bilgiyi almakta gecikelim ve bu sırada da başka biri mi saldırıya uğrasın?
So we wait, we delay getting a crucial piece of information - and another woman is attacked?
Mesela senin ya da başkaları için endişelendirecek bir şey söylersen söylediklerini gerekli kurumlara bildirmek gibi bir sorumluluğum var.
Basically... if you tell me anything that gives me cause for concern, for you or other people, I have a duty of care to pass that on.
Her zaman Tanrı'ya ihtiyaç duyulur.
People will always need a bit of God.
O gün taşıdığı ya da taşımadığı yolcuların listesi var mı elinizde?
Do you have a list of the ones he did and didn't carry out?
Yumruk ya da tokat gibi miydi yoksa daha çok bir nesne gibi mi?
And did it feel like a fist or the flat of a hand or an object?
Bilmiyorum, daha çok odun ya da benzeri bir şey gibiydi.
I don't know, a piece of wood or something.
Axehampton'daki ya da geçmişteki cinsel saldırılar ile ilgili herhangi bir bilgisi olanların polise başvurmalarını rica ediyoruz.
We would ask anyone who has any information relating to either the attack at Axehampton, or any non-recent incidents of sexual assault, to please contact the police in strictest confidence.
Pekala ya 28 Mayıs 2015 Perşembe günü?
All right. What about Thursday 28th of May, 2015?
Ya Trish Ed'e ayrılmayı düşündüğünden bahsetmişse?
What if Trish told Ed she was thinking of leaving?
Kefalet süresince belli kurallara uyman gerekecek. Dolaylı ya da dolaysız olarak Trish'le ya da bir aile üyesiyle iletişim kurman yasak.
I'll ask for conditions to be put into place during your bail time, namely that you cannot contact Trish Winterman or members of her family, either directly or indirectly.
Onun ya da herhangi bir aile üyesinin evinin etrafında bulunman yasak.
And that you don't go round to her house or the house of any family members.
Bir daha kızımın yanına yaklaşır ya da onunla konuşursanız hatta başkasıyla hakkında tek kelime ederseniz onu mutsuz edecek tek bir şey yaparsanız sizi bulur, o küçük siklerinizi kesip koparırım.
Any of you come near, in fact, you even talk to... no, no, you even talk about my daughter ever again let alone do anything to make her unhappy, I will find you, and I will cut your tiny little cocks off.
Peki ya 7 Haziran 2014 Cumartesi günü?
What about Saturday 7th of June, 2014?
Bu insanların hepsini mengenenin ortasına koyar döndürmeye devam edip uygun basınca ulaştığında er ya da geç çatlarlar.
You put all these people in the middle of the vice, and you keep turning, and applying pressure, sooner or later, they crack.
Peki ya Thyra?
And what of Thyra?
Ya biz sevişirken ölürsen, ben de senin üzerinde sıkışırsam?
What if you die during sex and I'm trapped there on top of you?
Hav-ırd Üniversitesi'ne veya Boston Collie'ye veya UC Patili'ye, Marma Duke ya da Corgi Mellon'a veya Massachusetts Ensti-Şirin Tekno-Köpek'e gitmediler.
They never went to Ruff-gers University or Boston Collie or UC Bark-ley or Marma-Duke or Corgi Mellon or the Mutt-sachusetts Insti-cute of Technolo-dog.
Dekan uydurdu sanmıştım. Anneler der ya, "Hepsi Noel Baba'nın kızağından düşmüştür."
I thought the dean was making it up so I'd feel better, like when your mom says everything must have fallen out of Santa's sleigh.
Ya da siz güzel insanlar Nasıl dayanacak bu ıstıraba
- A Series of Unfortunate Events -
Evlilik, alkolsüz bira paylaşmak gibidir ya da bir at kostümünün arka yarısı olmak gibi.
Marriage is like sharing a root beer float, or agreeing to be the back half of a horse costume.
Karanfile öyle derler ya hani. Violet'ın saçı için.
No, sprigs of baby's breath in Violet's hair.
Of ya.
Oh, drat. What?
Kapıya en kaliteli güvenlik sistemini kurdurdum.
This door has been installed with top-of-the-line security system.
Onları yalnızca Alexander Scriabin ya da Sonic Youth'un ilk dönem eserleri sakinleştirebilir.
we have the dissonant tortoises, soothed only by the music of Alexander Scriabin or early Sonic Youth.
Ben yarım akıllı bir bankacı ya da yıldız olma aşkıyla gözünün önündekini göremeyen bir Yüce Divan üyesi değilim.
I'm not some half-witted banker or some member of a High Court, who's so starstruck that I can't see what's right in front of me.
Sonra iç kısımlara, Ollantaytambo'ya gideceğiz. Orada fazladan bacağı olan kelerler arayacağız.
Then we travel inward to Ollantaytambo in search of some geckos who have an extra leg.
"Bu esnada çiftlikte" ise öykünün bir bölümünü diğer bölümüne bağlamakta kullanılan bir ifadedir ve ineklerle ya da salata soslarıyla ilgisi yoktur.
while "meanwhile back at the ranch" is a phrase used to link what is going on in one part of a story with another part, and has nothing to do with cows or creamy salad dressing.
Bu bir çocuk filmi ya da dizisi olsaydı sırada olacak şeyi tahmin edebilirdiniz.
If this were a piece of filmed entertainment for small children you would know what happens next.
14 Kasım sabahı, MacLeish'in birimine bir emir gelmiş. Bir binbaşıyı, bir Afgan örgüt lideriyle gizli bir toplantıya götüreceklermiş.
One the morning of 11 / 14, orders came down for MacLeish's unit to escort an army major to a covert meet with an afghan warlord.
Aptal adamların kafasını kesiyor! Peki ya Tavrani Tavra'nın dili?
You're afraid of him, aren't you?
Ya da onu öldürdükten sonra aşağı itti, o kahpe dölü var ya...
Or he threw her in after he killed her. - That son of a bitch.
Hiçbir meblağ zehirlediğin insanların videolarını silemez. Ya da hisselerini kurcalayıp piyasayı oyuna getirdiğim gösteren ticari kayıtlarını silemez.
No amount of money is gonna erase the video of all those lackeys you poisoned, or wipe out the trading records of your tampering with the stock, manipulating the market.
Takım psikolojisini mi merak ediyorsun ya da modern gladyatör olan atletin... kutlanmasını mı araştırıyorsun - Evet, baba.
Is it a fascination with team psychology, or are you making a study of the celebration of the athlete as modern gladiator?
Ormana park etmişler. Ninja silahlarıyla. Ve orada kız arkadaşları saldırıya uğruyor.
They're parked in the middle of nowhere with ninja weapons, precisely where and when their girlfriend happens to get assaulted?
Yavaş yavaş oldu. Birkaç pazar şansım yaver gitmedi.
It started slow, ya know, couple of Sundays of bad luck.
Yaptığımız bu film var ya Pauline, beş para etmez.
This movie we're making, Pauline, it is a piece of crap.
Şunlara bak ya.
Look at the two of you.
Yok ya, o daha çok şey gibiydi...
No. Well, yeah, it was kind of...
- Ne diyorsun?
you got a chance here to potentially spike your sales by hundreds... hell, thousands... of new customers who'd never even heard of Duke City Recliners. - What do ya say?
Bu ne saçma bir iş böyle ya?
What kind of menial job is this?
Uzun lafın kısası, bazı talihsiz olaylar sonucunda avukatlık ruhsatım askıya alındı.
Long story short, through a series of unfortunate events, my license has been suspended.
Üzülerek söylüyorum ki önümüzdeki sene sigortanız yenilendiğinde görevinizin askıya alınmasından dolayı primleriniz yükselecek.
And I regret to inform you that... when your license is reinstated next year, because of the suspension, your premiums are going to... go up.
İflas etmeden önce Santa Rosa'ya öyle bir celp göndereceğiz ki akılları başlarından uçacak.
Before close of business we're going to hit Santa Rosa with a demand letter that'll make their heads spin.
Çalışmayı bırakın, ikiniz de. Bir saniye ya.
Stop your work, both of you, for a sec.
- Evet, o ekibin de var ya?
- Yeah, and that crew of yours?