Olmustu перевод на английский
12,324 параллельный перевод
Bu, Shruti'nin olumunden bir hafta once olmustu...
This happened a week before Shruti's death...
Karim Laura yeni olmustu.
My... my wife, Laura, had just passed.
Bir kaza olmustu ve herkes olmustu.
There had been an accident, and... everyone was dead.
Atom Ezici'nin gedikten geçtikten sonra yaptığı ilk iş görsel ikizini öldürmek olmuştu.
The first thing that Atom Smasher did when he crossed the breach was to kill his doppelganger.
İyice sarhoş olmuştu, sonra garsona hakaret etmeye başladı. Halka açık yerde huzuru bozmaktan göz altına aldım ben de.
He got really wasted and decided to insult the waitress, so I cited him for public intoxication.
Onu bulduğumuzda anne ve babası öleli daha bir hafta olmuştu.
His parents had been dead almost a week when we found him.
Çok küçükken olmuştu.
I've had it since I was really young.
"Hulk" müzikalinden sonra olmuştu hani?
After "The Hulk" musical?
"Schwifty'lenin" hit olmuştu.
"Get Schwifty" was a jam. Hello?
Listelerde birinci olmuştu, galiba.
Topped the charts, I think. Ho, ho!
Barış tekrardan Dünya'ya hakim olmuştu.
And life on Earth was normal once again.
Bir müvekkilin olmuştu, şu hacker kadın, adı Sabine bilmem neydi.
You had a client, that hacker, Sabine something.
Kardeş kardeşe ava çıkmayalı epey olmuştu.
It's been a while since us brothers went on a hunt.
Bizim saflarımıza katıldığında diğerleri çok memnun olmuştu ama ben en başından pisliğin teki olduğunu biliyordum.
And you. The others were so pleased when you joined our ranks, but I knew from the start you were filth.
Çukurdan ilk çıktığın zaman sana da aynısı olmuştu.
The same thing happened to you when you first came out of the Pit.
Hep yanımda olmuştu.
And he's always been there for me.
Soruşturmaya yardımcı olaya gönüllü olmuştu zaten.
He'd already volunteered to help the investigation.
Görüşmeyeli birkaç hafta olmuştu.
It's been a couple weeks.
Aslına bakarsan dün olmuştu.
I mean, it didn't-It happened yesterday.
Daha kötü akşamdan kalmalarım olmuştu.
Ah, well, I've had worse hangovers.
Epey zaman olmuştu. Yani yarın işe gelebilirsin demek mi bu?
Does that mean I can expect to see you at work tomorrow?
Eski sığınağına ne olmuştu hatırlatır mısın? Veya ondan öncesine?
Remind me again what happened to your old lair, or the one before that.
Ölü olması daha kolay bir yol olmuştu.
So it was easier for her to be dead.
Planlarda değişiklik olmuştu.
There was a change of plan.
1903'te kapana kısıldığımızda aradığı ilk şey bu olmuştu.
It's the first thing she looked for when we realized we were trapped in 1903.
Ona ne olduğunu anlattığında, sanki odadaki tüm ışık yok olmuştu.
When she told me what happened to her, it was as if all the lights in the room went on...
Aşağı yukarı böyle olmuştu.
That's pretty much how it went down.
Ne olmuştu?
What happened?
Eğlenmeyeli uzun zaman olmuştu, yani...
It's been a while since I have entertained, so...
Nasıl olduysa, Portekizlilerin taarruzumdan haberi olmuştu.
Somehow, the Portuguese had caught wind of my invasion.
Daha önce de böyle söyleyenler olmuştu.
Yeah, people told me that before.
Amerika'da daha önce benzer bir olay olmuştu.
In America, you had a prior incident.
O zamanlar sizde de yargılamalar olmuştu.
You had some prosecutions at that time.
- Olmuştu.
- We did.
Doğru söylüyorsunuz, hatta hapse girenler olmuştu.
That's right, and people went to jail.
Hakikaten de o kadar kolay olmuştu.
- You know? - It really was as simple as that.
GÜN 25 KASIM 2013 Öğrenciler toplanmaya başladığında bir şeylerin olacağı belli olmuştu.
When students started to mass together, it became clear that something was gonna happen.
Altı yıl önceki kadın kurbana da aynısı olmuştu.
That's precisely what happened to the female victim 6 years ago.
Daha iyi zamanlarım olmuştu.
I've been better.
Daha iyi zamanlarım olmuştu. Peki sen?
I've been better.
Birkaç hafta önce meskene tecavüz olmuştu.
We had that break-in a couple weeks back.
Bu hastalığı hatırlamazsınız ama ben küçükken bir arkadaşım çocuk felci olmuştu.
You have no memory of this, but my best friend got polio when we were kids.
Kalori hesabı yapmayalı epey olmuştu.
It's been a while since I counted calories.
Annem terkedilen biri olmuştu.
I mean, Mom was the one that had to leave.
Konvoy yola çıkalı birkaç saat olmuştu Brezilya'ya doğru ilerliyordu.
The convoy was on the road just a few hours, headed towards Brazil.
Defiance'da buna benzer türde hayvan saldırıları olmuştu.
In Defiance, we had animal attacks that looked a lot like these.
Ama kapsülüm rotadan çıktı ve ben buraya gelene kadar kuzenim çoktan büyümüş ve Superman olmuştu.
But my pod got knocked off-course And by the time I got here, My cousin had already grown up and become Superman.
Birisini ilk öldürdüğümde benim için de çok zor olmuştu.
It was rough for me, too, the first time I took someone down.
Yakın zamanda oldukça sorunlu biri olmuştu.
He had been extremely troubled recently.
Ama kapsülüm rotadan çıktı ve ben buraya gelene kadar kuzenim çoktan büyümüş ve Superman olmuştu.
But my pod got knocked off-course and by the time I got here, my cousin had already grown up and become Superman.
Uzun süre olmuştu sanırım.
Been a while, I guess.
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
ölmüştür 17
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20