Ona güvenebilirsin перевод на английский
164 параллельный перевод
Ona güvenebilirsin.
You can trust him all right.
- Ona güvenebilirsin.
You can trust him.
Ona güvenebilirsin.
You can trust him.
Ona güvenebilirsin, sorun çıkarmayacak.
You can trust him, he'll be good.
Çok fazla küstah değilse, ona güvenebilirsin.
Long as you ain't too fresh.
Ona güvenebilirsin.
You can trust her.
Ona güvenebilirsin.
You can count on it.
- Ona güvenebilirsin.
- You can count on it.
Ona güvenebilirsin.
You can depend on that.
Ona güvenebilirsin, arkadaşımızdır.
You can trust him, he's a friend.
Annem ona güvenebilirsin dedi aynen öyle dedi.
Say, I can trust her. I know I can trust her.
- Ona güvenebilirsin, O benimle.
- You can trust him, he's with me.
Biraz kaçık olmayı seviyor ama ona güvenebilirsin.
She likes to be a bit crazy but you can rely on her.
- Üstelik ona güvenebilirsin.
- And you can count on it.
Ona güvenebilirsin, Franz.
You can count on her, Franz.
Hayır, hayır, hayır. Bence ona güvenebilirsin.
i mean, you can trust him.
Hayır, hayır, hayır. Bence ona güvenebilirsin.
not talk to your old buddy?
Ona güvenebilirsin.
You can trust her more.
- Ona güvenebilirsin.
- Count on it. - I am.
Sanırım ona güvenebilirsin, ama elbette...
I think that you can trust him, but you certainly want to...
Foon senden kıdemli, ona güvenebilirsin.
You can trust him.
Gelecek için ona güvenebilirsin.
You can count on her later.
O iyi bir adam, ona güvenebilirsin.
He's a good man. You can trust him.
- İnan, yemek konusunda ona güvenebilirsin.
- Believe me, you could trust him on food.
O, iyi elma. Ve senin arkadaşın. Ve ona güvenebilirsin.
He is a good apple, and he is your friend, and you can trust him.
Ona güvenebilirsin.
She's all right.
Léonard yaranı tedavi etti. Ona güvenebilirsin.
Leonardo nursed your wound, you can trust him.
Ona güvenebilirsin, söz veriyorum.
nbsp ; You can trust her, I promise.
Bu şekilde istediğini yapması için ona güvenebilirsin.
Well, then you could trust that they're gonna do what you want.
Ona güvenebilirsin, Johnny.
He's good for it, Johnny.
Jane bunu halleder, ona güvenebilirsin.
Jane will take care of it. You can trust her.
Ona güvenebilirsin.
You got my word. He's good...
Ona güvenebilirsin.
Well, you can trust him.
Ona güvenebilirsin.
Come on, you can trust him.
Ona güvenebilirsin.
You can trust her, Hawkins.
Ona güvenebilirsin bebeğim.
Trust him, baby.
Ona güvenebilirsin.
He's solid.
- Ona güvenebilirsin.
- You can trust her.
İyi bir adamdır, ona güvenebilirsin.
This is a good man, you can trust him.
Ona güvenebilirsin.
He's good for it. Fine.
Ulak onun oğlu ; ona güvenebilirsin.
The messenger is her son ;
Ona her türlü güvenebilirsin.
You trust him with everything.
Ona güvenemezsen, kime güvenebilirsin?
If you can't trust him, who can you trust?
Ama yapamayacağını söyleyen bir yasa yok, yani, ona biraz güvenebilirsin.
But there's no law saying that you can't, you know, lean on him a little.
- Uzman, ona güvenebilirsin.
- Who's he?
Tabii ki... ona gerçekten güvenebilirsin.
Of course... you can really trust him.
Eğer Rendroy dediyse ona gerçekten güvenebilirsin.
If Rendroy said this you can trust him.
Ona güvenemiyorsan önümüzdeki kayak izlerine bak, onlara güvenebilirsin.
If you can not trust him the ski tracks in front of us... you can believe those.
Bak ona tamamen güvenebilirsin.
It's okay. You can trust him, really.
Yaptıklarından sonra ona nasıl güvenebilirsin?
How can you trust her after what she's done?
Ona nasıl güvenebilirsin?
How can you trust her?