Onlara göre перевод на английский
941 параллельный перевод
120 gün önce, dört dinsiz ve ahlaksız serseri fesatlıklarından müteharrik, en hayvanca cümbüşlere düşkünlüklerini göstermek için inzivaya çekildi. Onlara göre, bir kadının hayatı bir sineğinkinden farksızdı.
120 days earlier, four godless and unprincipled scoundrels had, driven by their depravity, shut themselves away to indulge in the most bestial of orgies.
Önsezilerim vardır ve her zaman onlara göre hareket ederim.
I got a hunch, and I always follow my hunches.
- Korkarım onlara göre dezavantajlısınız!
- Afraid you folks are over a barrel.
Onlara göre, o, Amerika Birleşik Devletleri.
As far as they're concerned, he's the United States of America.
Onlara göre, kendisinden daha aşağıda birisiyle evlenmişti.
She married, as they thought, beneath her.
Turnike Güzeli olmanın bir anlamı yok ama onlara göre bu beni önemli biri yapıyor.
I know that being Miss Turnstiles means nothing but they think it makes me an important person.
Onlara göre sığlık yok, akıntı çok hızlı.
There's no shallows for them. The current's too swift.
- Onlara göre tek hırsız bendim.
- To them, the only crook was me.
Herşey onlara göre ayarlanıyor.
Everything these days is pictures.
Tüm hayvanlar, Johns'un evinin onlara göre olmadığına karar verdiler.
The animals were all agreed, that Johns's house was no place for them.
Şimdiye kadar..... dansçılar benim müziğime göre dans ettiler. Ben onlara göre iş yapmadım.
Up to now, dancers have danced according to my music and not I to theirs.
Onlara göre ben yabancıyım, onlar da bana.
All? Maybe not all?
Onlara göre, Harris-san'ın metresi olmuştum..
To them, I had become the concubine of Harris-san.
Diyelim burada yakalandın, onlara göre hava hoş olabilir ama...
Suppose you were caught here, it may be all right for them but...
Ama diğerleri... Onlara göre kesinlikle yanlış olmaz.
But others it wouldn't necessarily be wrong with them.
Onlara göre, askeri aletleri, silahları falan da varmış.
According to them, they got GI gear, guns and everything else.
Onlara göre atlar ve kadınlar aynı değerdedir.
Horses and women are all the same to a Kiowa.
Evet ; ama onlara göre bu bir suç değilmiş.
Yes, but they say it wasn't a crime.
Bana sorarsan onlara göre fazla güzel... ama ne yapalım, insan dinleyicisini seçemiyor!
It's too good for them... but we've no other audience.
Onlara göre koyunlar, otlakları mahvediyordu ve otlaklar değerliydi.
and grass came dear.
Onlara göre Joseph Curwen ve iki büyücü daha karanlık tanrılara kapıları açmaya çalışıyorlardı.
They claimed that Joseph Curwen and two other warlocks... were trying to open the gates to these dark gods.
Onlara göre, senin bu Sakson tarzın kendilerinin soyluluğu ile alay etme yöntemin.
they feel it's your Saxon way of mocking their nobility.
Onlara göre Sovyetler Birliği bozulmadan kaldığı sürece... komünizm er ya da geç kazanacaktır.
They think that Communism must succeed eventually... if the Soviet Union is left reasonably intact.
Onlara göre öyle.
They do.
Onlara göre sen bir canavarsın.
You're a monster to them.
Onlara göre, savaş kazanılmıştı.
To them, the war seemed already won.
Onlara göre, Konfederasyon'a karşı savaş suçu işledi.
The way they see it, he committed an act of war against the Confederacy.
Onlara göre İspanya, keyifli bir tatil anısıdır.
For them, Spain is a memory of a pleasant vacation.
Lf, onlara göre bu iş yapılamaz, bizi buradan beklemezler.
Lf, in their opinion, it can't be done, they won't be expecting us.
Onlara göre nasılsa hepimiz orospu çocuğuyuz.
For them we are all sons of bitches.
Oysa burada herkesin birlikte şarkı söylemesi onlara göre... eski kafalılık.
But what is happening here is a sing-along. Now, a lot of people don't like to do it because they feel it might be old-fashioned.
Şimdi Kızılderililere gelince. Duyduğuma göre, Toriler onlara çok büyük vaatlerde bulunuyorlar.
Now, about the Indians, from all I hear, the Tories are making them a lot of big promises.
Montmirail Baronesi aynı zamanda Lord'un eşi, işbu sözleşmeyle, Bölge psikoposluğu rahibi... klise kanunlarına göre bir derece sahibi Mösyö Paul'e, yoksul köylüleri yönlendirmek... ve onlara vaaz vermek için köyleri dolaşacak... altı rahibe elbise, giyecek ve diğer ihtiyaçları karşılanmak üzere... geliri tahsis edilecek 45.000 libreyi... vermeyi kabul eder. "
hereby agree to pay Monsieur de Paul, priest at the diocese and holding a degree in canon law, 45.000 livres which shall be used as income fund constituted and wich profits will serve to clothe, feed and other needs of six priests who shall travel through villages to preach and instruct poor countrymen. "
Onlara kendi şeref ve payenize göre davranın.
Use them after your own honour and dignity.
Burada olduğuna göre onlara fikir vermeni istiyorum.
Shall we advise them?
Eğer kurallara göre onlara katılırsak evimiz olur.
If we can mix in with the regulars we're home!
Onlara ne olduğunu sordum. Davulcularının dediğine göre, askerler insanlarını sürüp geri dönememeleri için köylerini yakıyormuş.
I asked them what the trouble was, and they told me the drums said the soldiers was rounding up their people and marching them off and burning their villages so they wouldn't have no homes to come back to.
- Onlara yapacağın iyiliklere göre değişir.
It depends on the favors you do for them. What favors?
- Onlara göre sadece bir kız cocuğuyum.
- For whom?
Korkarım bana göre çok hızlı konuşuyor... ama onlara her gün hemşirelik yaptıkça öğreneceğim.
I'm afraid she's too fast for me... but nursing them every day, I'll learn.
Bayım siz şimdi kendi kafanıza göre bir hükümetmiş gibi davranıp diğer uluslar hakkında hüküm verip onlara ahlaksızca savaş ilan edebileceğinizi mi söylüyorsunuz?
And do you consider yourself, sir, a government unto yourself, that you can condemn other nations and wantonly declare war upon them?
Keyiflerine göre hareket edebilmeleri için onlara iktidar verdiniz.
You gave them power to do as they please.
Mahkeme kararına göre ; Kızılderili Şefleri, Fort Still'e nakledilecektir. Bu nakil süresince Birleşmiş Milletler Ordusu onlara ve Komançi Halkı'na eşlik edecektir.
It is the order of this court that these chiefs be incarcerated until such time as the detachment of the United States Cavalry be made available to escort them and the Comanche nation to Fort Sill.
- Bu gazetelerde çıkan çizimler onlara verdiğin tariflere göre tek kollu adamın çizimi.
This is a newspaper sketch of the one-armed man from the description you gave them.
Rica ederim, onları size çıkarayım ve onlara gözünüzde iyi olana göre davranın ancak bu adamlara birşey yapmayın.
Let me, I pray you, bring them out unto you... and do ye to them as is good in your eyes... only unto these men do nothing.
Dün gece odasında olduğunuza göre onlara yardım edebilirsiniz diye düşündüm.
As you were in his room last night, I thought you might be able to help them.
Sanırım emirlerinizi aldığınıza göre, yapılması en uygun olan onlara uymaktır.
I think the most expedient thing, since you have your orders, is to obey them.
Görünüşe göre Mujabra kabilesindekiler onlara verdiğim Brownie kameralarını kullanmayı öğrenmişler.
It appears the Mujabra tribesmen have learnt how to use the Brownie cameras I supplied them with.
Ama rakamlara göre gençlerimiz onlara karşı bire dört oranıyla dövüşecek.
But the essential arithmetic is that our young men... will have to shoot down their young men... at the rate of four to one if we're to keep pace at all.
Benim düşünceme göre Reg, bir kadın benim yaşıma geldiğinde, hele de iki çocuğu varsa, iyi bir evde sakin bir yaşam sürmeyi, yaşamında birinin olmasını ve onlara bakmayı ister.
From my point of view, Reg, when a woman gets to my age, you've two kids, you want to be settling'down wi'a nice house and somebody to come home to yer, and be lookin'after'em.
Sol taraftaki seyirciler, bize göre sağdakiler, yiyecek isteyenler... yavaşça ağaçların arasından geçip, Hog Farmers'ta sıraya girsinler, orada onlara 17 koldan servis verilecek.
Left side of the audience, stage right here that wants to be fed has got to slowly move it through the forest to the Hog Farm where we've got about seventeen lines going, uh, to serve with.
gore 22
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göreceksin 766
göremedim 51
göremiyorum 394
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göreceksin 766
göremedim 51
göremiyorum 394
göreyim seni 19
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göremezsin 24
görebiliyorum 215
göreyim 23
görelim 143
görev çağırıyor 20
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göremezsin 24
görebiliyorum 215
göreyim 23
görelim 143
görev çağırıyor 20
göreceksiniz 203
görebilirsin 24
göreceğiz bakalım 76
görebilir miyim 122
görevdeyim 28
görev başına 19
görecek bir şey yok 32
görev mi 18
görelim bakalım 101
görevin jim 19
görebilirsin 24
göreceğiz bakalım 76
görebilir miyim 122
görevdeyim 28
görev başına 19
görecek bir şey yok 32
görev mi 18
görelim bakalım 101
görevin jim 19