Onu suçlama перевод на английский
174 параллельный перевод
- Onu suçlama oğlum.
You mustn't blame him, son.
Onu suçlama, Merne.
Don't be angry with him, Merne.
Kesinlikle ama bunun için onu suçlama.
Sure, but don't hold it against him.
Onu suçlama, Rocky.
Don't blame him, Rocky.
Onu suçlama.
So don't blame him for anything!
Onu suçlama, bu benim hatamdı.
Don't blame him, that was my fault.
Onu suçlama.
Don't blame him.
Onu suçlama.
It's your first time.
Onu suçlama.
Do not blame him.
Onu suçlama
He can't be blamed.
Onu suçlama.
Don't blame him
Onu suçlama, kız kendiliğinden karar verdi.
Don't blame me, she said so herself.
- Onu suçlama!
- Don't blame him!
Onu suçlama.
I don't blame him.
Onu suçlama baba!
Don't blame him, Daddy!
Onu suçlama, Güzelim.
You can't blame him, angel.
Onu suçlama.
Why are you blaming him?
Onu suçlama. Onu suçlama.
Don't blame him.
Bunu yapmaya ben zorladım, onu suçlama.
I made him do it, don't blame him.
Onu suçlama.
Don't blame her.
Ama düzelmek için savaşıyorum, bu yüzden bana yardım et... ve onu suçlama.
But I'm fighting my way back, so you help me. And don't you blame him.
Ama düzelmek için savaşıyorum, bu yüzden bana yardım et... ve onu suçlama.
But I'm fighting my way back, so, you help me... and don't you blame him.
- Onu suçlama. Yetimhanede büyüdüğün için Alo'yu suçlama.
Don't blame Alo because you were put in a home!
Ama delil olmadan onu suçlama!
But do not denounce him without proof.
Onu suçlama.
I don't blame her.
Onu suçlama.
You shouldn't blame sister!
- Onu suçlama.
Don't blame her.
İlişkileri olabilir. Bir evliliği mahvedebilir, yalan söyleyebilir, ama bunlar için onu suçlama iznimiz yok.
He can have affairs, ruin a marriage, lie, cheat, deceive and we can't blame him.
Onu suçlama.
Don't blame it on him.
Onu suçlama.
Can't blame her.
Onu suçlama.
Don't blame her!
Çünkü tanrı sana aşırı zeka verdi, onu suçlama.
Because God gave you a brain big, Blame him.
Sizi yendiler diye onu suçlama.
Don't get at him just'cause thay beat you.
- Onu suçlama. Ben sordum.
- Don't blame her. I asked.
- Kerry, bunun için onu suçlama.
- Kerry, don't blame this on her.
Onu suçlama!
OH, DON'T BLAME HIM.
Onu suçlama.
Hey. Don't blame him.
- Onu suçlama.
Don't take it out on her.
Hemen onu suçlama.
Your cooking's awful, that's why.
O hapishane kuţu geç kaldý diye beni suçlama. Onu ben tutmadým.
Don't pick on me for that jailbird being late.
Zengin birinin bir kâhyası vardı. Kâhya... onun mallarını darmadağın ediyor diye bir suçlama erişti kulağına. Onu yanına çağırdı,'Senin için bu duyduklarım nedir?
There was a rich man who had a steward, and... the same was accused by him that he had wasted his goods, and he called him and said, "why do I hear this of thee?"
Suçlama onu.
Don't blame him.
Ona karşı suçlama var mı, yoksa onu şimdi mi cezalandırayım?
Do you have any charges against him, or can I discipline him now?
Baş Müfettiş Dreyfus beni arıyor gidip, Leydi Litton'ı hiçbir suçlama olmadan tutuklamamı söylüyor konuşmak için onu geri arıyorum, bürosunda olmadığını öğreniyorum.
Chief Inspector Dreyfus calls me, tells me to arrest Lady Litton, immediately, without a charge I call him back, I find he's not in his office.
Onu seni sevemediği için suçlama. Bu onu aşıyor.
Don't blame her for not loving you... more than she's able.
Beni suçlama. Onu sen kaybettin.
Well, he just bolted for the elevator.
Resmi suçlama işleme koyulana kadar onu hücreye kapatmak isterim.
I would like her moved to the brig until formal charges can be filed.
Suçlama için yeterli delil var demiyorum, Lester ama onu şüpheli olarak tutmamız gerekir en azından ölüm zamanını ve tanık ifadelerini alana kadar.
There may be not enough evidence to substantiate guilt, Lester but we ought to hold him on suspicion until we establish the time of death and get some alibis.
Umarım bu temelsiz suçlama yüzünden onu tutuklamamızı önermezsin.
Well, I hope you're not going to suggest that we arrest him on that rather baseless assumption.
Onu yakalarsak üzerine bir suçlama atabiliriz.
We jack him up, there's a charge to work off.
Kendin onu tatmin edebilecek kadar dişi olamadığın için beni suçlama.
Don't blame me just because you were never woman enough to satisfy him.
suçlama 23
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30