Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ P ] / Patronum

Patronum перевод на английский

3,588 параллельный перевод
Benim patronum.
He is my boss.
- O benim patronum.
She's my patron, you know.
Patronum... geliyor ve şey kendisi pek...
My... Boss is coming, and, well, she doesn't exactly...
Patronum olurunu verdi bu işin.
My boss said yes to this.
Patronum, Dr Richland, tam bir baş ağrısı.
My boss, Dr. Richland, is a total hard-ass.
Patronum kavramakta oldukça zorlanıyor.
My boss doesn't quite understand the concept.
Patronum yolda.
My boss is on his way.
Patronum bu gece bir parti veriyor.
Me boss is throwing a party tonight.
Patronum sizin okuldan bahsetti.
My boss mentioned your school.
Patronum bunu öğrenirse biterim.
If my boss finds out about this, I'm screwed.
Patronum bugün kötü bir kaza geçirdi de.
My boss got in a bad accident today.
Güya patronum olacak.
He's gonna be my boss?
Patronum ne yaptı?
Um... My-my boss what?
Bu patronum Justin Juarisco.
This is my boss Justin Juarisco.
Patronum işten çıkmak üzere ve ben de başka bir çocuğa daha bir şey olur diye korkuyorum.
My boss is on his way out and I'm scared another child will get hurt.
Alıcı ben değilim, patronum.
Oh, I'm not the buyer. My employer is.
Patronum için çalışacaklar ve iki hafta boyunca yatacakları bir yer lâzım.
They're gonna be doing some work for my boss, and we need somewhere to put'em for the next two weeks.
Aslında, çok gurur okşayıcıydı, ben onu patronum zannediyordum.
Actually, it's a pretty flattering one, I thought he was my boss.
Patronum.
My boss.
Ya da en azından patronum arıyor.
Or at least my boss is.
Şey, patronum vurulsaydı ve arabamda kanasaydı acaba nasıl davranırdım diye merak etmişimdir hep.
Well, I always wondered how I'd react if I found my boss shot and bleeding inside my car.
Sırf patronum olduğu için yardım etmiş değilim.
Not that I helped because he's my boss.
Benim patronum mu?
My boss?
- Şimdiki patronum, Howard French.
My current employer, Howard French.
O benim patronum değil.
He ain't my boss.
Sonuçta ben patronum.
I'm the Boss after all.
Ben, ben, Patronum.
"I'm the Boss."
Ben, ben, Patronum.
"I am the Boss."
Sonuçta ben Patronum.
I'm the Boss after all.
Sonuçta ben Patronum.
I'm the boss after all.
Ben Patronum... geri kalan köle.
"I'm the Boss while the rest... are my slaves."
Patronum bunu sorun etmiyor Çünkü kendisi Bahamalarda ve burada millet ne yapıyor, hiçbir fikri yok.
And my boss is totally okay with it, because he's in the Bahamas and has no clue what anybody's doing.
- Patronum geldi, gitmem lazım.
That's my boss. I gotta go.
Çünkü o benim patronum.
Because he's my boss.
Şirket bilgisayarını kullanıyorsun ve ben de patronum.
Company computer. Will you - And I am the boss.
Şimdi oradayım, patronum.
I'm there now, my boss.
Patronum hakkında endişeleniyorum.
I'm worried about my boss...
Lütfen, patronum bunları satmamı bekliyor.
Please, my boss expects me to sell these.
Öyle olmasa bile, sen benim patronum değilsin.
And even if you can't, you're not the boss of me.
Patronum, ortağım, kız kardeşim, babam, benim...
My chief, my partner, my sister, my dad, my...
- Patronum.
My boss.
Bu Avukat Jagdish Tyagi, Jolly, benim patronum.
This is Advocate Jagdish Tyagi, Jolly, my boss.
Baba, patronum beni çağırıyor.
Dad my boss is calling me.
Dr. Lahiri'nin her arkadaşı, benim patronum sayılır.
Hey, any friend of Dr. Lahiri's is a boss of mine.
Patronum yani Jung Chung'un elindeki Lee Joong-gu dosyasını yükledim.
My boss... I mean... I uploaded Lee joong-gu's file that jung chung had.
Hatta, Drew Thompson'ı yakalarsan, patronum olma ihtimalini de kaldırabilirim.
I can even deal with the fact that if you catch Drew Thompson, you might even be my boss.
Patronum olacak, olmadı kocam o da yoksa çocuklarım olur olmadı Eileen Halam olur ki onun hiç yakını yok, yaşlanınca ona bakıp beslemem gerekecek.
Like, if it's not my boss, it'll be my husband, or it'll be my kids, or, like, my Aunt Eileen, who has no one, and I'm gonna have to, like, coddle and feed her when she gets older, you know?
Bir dakika, sabahın köründe beni patronum olmak üzere Seattle'a geleceğini haber vermek için mi uyandırdın?
Wait, you woke up me at the crack of dawn to tell me you're coming to Seattle to be my boss?
- Yeni patronum yüzünden.
- It's my new boss.
Patronum mu?
My boss?
- Ben hâlâ patronum.
I'm still the boss.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]