Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Sahtekar

Sahtekar перевод на английский

2,097 параллельный перевод
Ida Winston, Bayan Pensall'ı sahtekar olarak ifşa etmek üzere miydi?
Was Ida Winston about to reveal Miss Pensall as a fraud?
Ya da siz belki de medyumun sahtekar olduğunu ispatlarsınız, bu durumda kadının suç otaklığı mevzuunda şüphelenmeniz için bir nedeniniz olur.
Or it may be that you'll just be able to prove that the clairvoyant is a fake, in which case, you'll have reason to suspect her of complicity.
Aldatmaya başvurmuş olabilirim, Dedektif. Ama sizi temin ederim, sahtekar değilim.
Well, I may resort to embellishment, Detective, but I assure you, I am no fraud.
Bir sahtekar olduğu açığa çıkacak olsa bile mi?
Not even being exposed as a fraud?
Sahtekar Ocho nerede saklanıyor?
Where's that rat Ocho hiding?
Arthur Tins. Ucuz bir sahtekar. Geçen yıl, Mark Rawls'ın 10 yaşındaki oğlunu öldürdü.
Last year, he killed the 10-year-old son of Mark Rawls.
Senin uyuşuk, açgözlü bir sahtekar olmadığını nereden bileyim, Carl?
How do I know you're not just a lazy, greedy wannabe, Carl?
- O bir sahtekar!
He's crook!
Bir sahtekar gibi davranıyorsun.
You're acting like a phony.
Onun gibi bir sahtekarın, meşru olmasının yolu yoktur.
There's no way a hard con like this guy goes legit.
" Bu adam bir sahtekar, baylar ve bayanlar!
" This guy's a phoney, ladies and gentlemen.
Onlar sahtekar.
They're fraudulent.
Biz sahtekarız ve yakalandık Lincoln.
All right, we're just crooks that got caught, Lincoln.
Seni öldürmem gerek, seni sahtekar orospu.
I ought to kill you, you fake, lying bitch.
Hayır, eve gidip pantolonumu değiştirmem gerek. Çünkü Fargo bir sahtekar.
Nah, I should go home and change my pants because Fargo is a cheater.
Bu ziyaretçi bir sahtekar, Zoe Carter değil.
The intruder is an imposter, not Zoe Carter.
O sahtekar.
She's an imposter.
Kullanılmış araba satıcısı, bir sahtekar.
A fraudulent used car salesman.
Hücre arkadaşın, briç kulübü kurmanda sana yardım eden, sahtekar bir hesap uzmanıydı.
Your cellmate was a crooked C.P.A. who helped you form a bridge club.
Sahtekar bir oğul istemem.
I don't want a crook for a son.
Sahtekar değilim.
I'm no crook.
Seni sahtekar...
You wanker!
İnsanlar onun bir sahtekar olduğunu söylüyor.
People are saying he was a fake, a fraud.
Sahtekar pazarlamacı Julian mı mesela?
Julian Self, the snake oil salesman?
Teyit edilmezse o sahtekar kiliseyi yerle bir edeceğiz.
If they expose it, well, then I get good press for closing this fraud parish.
Wirokocha'nın işidir bu. Şu sahtekar Tanrı.
Clearly the work of Wirakocha, the trickster god.
Seni iki yüzlü sahtekar.
You double-crossing double-crosser.
Aynı zamanda, hayaletleri görebilen, uzun isimli bir çocuk için endişelenen bir adam olacağız Bir taksinin üzerinden yuvarlanıp, Milla Jovovich i yakalayacağız. 19 00 : 01 : 45,981 - - 00 : 01 : 48,442 O adam sahtekarın tekiydi.
this line doesn't make sense } and catch Milla Jovovich.
Ölü bir ajan ve bu Peder Joe'nun koca bir sahtekar olduğunu.
A dead agent, and that this guy, Father Joe, is a big, fat fraud.
O bir sahtekar Mulder.
He's a phony, Mulder.
Bu sahtekarı görmeye geldim.
Came to see this fucker off.
" Eğer şekline bakıp da yanılmıyorsam sen şu sahtekar, düzenbaz, açıkgözlü peri Robin Goodfellow'sun.
"Either I mistake your shape and making quite," Or else you are that shrewd and knavish sprite Call'd Robin Goodfellow :
Sahtekarım.
I am the con man.
O bir sahtekar!
He is a fraud!
Karan sahtekar değil.
Karan is not a fraud!
Birkaç saat içinde sahtekar konumundan çıkıp kurtarıcı oldunuz.
Just a night out, you trickster become a common Savior
Ender rastlanan bir bozukluktur. Öyle ki ; kişi yakın bir aile üyesinin ya da eşinin görünüşü tıpatıp aynı bir sahtekar ile yer değiştirdiğini düşünür.
It's a rare disorder, in which a person holds a belief that an acquaintance, usually a close family member or a spouse, has been replaced by an identical-looking imposter.
Sahtekar herif.
He's a swindler.
Oğlun sahtekar.
Your son cheated.
- Sahtekar!
- He cheated!
Oğlun sahtekar!
Your son cheated!
Bir dene bakalım seni sahtekar.
Bring it on, you cheap imposter.
Ama onun yerine, karşısında sahtekar Robert Orwell'i buldu.
But she found there instead the impostor, Monsieur Robert Orwell.
Aile fotoğraflarını araştırıp, Bay Orwell'in sahtekar olduğunu kanıtlamaya çalıştığını anladığımda da.. ... onun Bayan Norma için çalıştığını, ona karşı olmadığını gördüm.
And the moment I realised that he was looking for photographs of the family to prove Monsieur Orwell an impostor, it was then I knew that he was acting for Mademoiselle Norma and not against her.
Bana sahtekar dedi o...
They called me a fraud, those...
Sert oynamadıkça, sahtekar Togawa'nın şartlarımı kabul etmesi mümkün gözükmüyor.
Had I not played hard to get... that wily Togawa would not have agreed to my terms!
Bir grup sahtekar var orada.
They're a bunch of crooks down there.
Sahtekar bir güvenlik görevlisi, ya da bir bilgisayar korsanı,
A crooked security guard, a hacker.
Bir sahtekar.
A fraud.
Evet, ben, bu akşamki televizyon yayınında Jack Bauer adında sahtekar bir federal ajanın Ryan Burnett cinayetinde baş şüpheli olduğunu sunacağım.
Yeah, I'm, I'm going to be reporting in this evening's broadcast that a rogue ex-federal agent named Jack Bauer is the prime suspect in the murder of Ryan Burnett.
Bir saatten daha az bir zaman önce sahtekar bir federal ajan tarafından trajik bir şekilde öldürüldü.
He was killed by a rogue federal agent not one hour ago, tragically.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]