Sana ne перевод на английский
38,691 параллельный перевод
Sana ne oldu dostum?
What happened to you, man?
Sana ne kadar ödüyor?
How much is he paying you?
Sana ne oldu?
What the hell happened to you?
Sana ne ki bundan?
What's it to you, anyway?
Sana ne denilirse harfiyen yapan bir tipsin, değil mi?
You do exactly as you're told, don't you?
- Çünkü sana ne olduğunu anlamamıza yardımcı olacak.
- Because it'll help us understand what's happened to you.
Sana ne verebilirim?
What can I get ya?
Sana ne bok oldu?
The hell happened to you?
Simdi sana ne olacagini gösterecegim... "
Now I'm going to show you what will happen... "
Sana ne yaptılar?
What the hell did they do to you?
Sana ne dedi?
What did he say to you?
Sana ne ki?
What's it to you?
- Sana ne yaptılar böyle?
- What did they do to you?
Frankie, sana ne oldu böyle?
Frankie, what the hell happened to you?
Sana ne yapmak üzere olduğum hakkında hiç bir fikrin var mı?
Do you have any idea of what I'm about to do to you?
Sana ne oluyor?
What the hell's gotten into you?
- Peki sana ne olacak?
- But what about you?
Ben sana ne olacağını söyleyeyim.
But let's say they do show.
Sana ne olacak?
What about you?
Bundan sana ne?
So what's that to you?
Bak sana ne diyeceğim Kendim teslim olacağım.
I'll tell you what, I'll turn myself in. I'll even let you get the collar.
Ve ne yani, sormam lazım, insanlık sana ne yaptı?
And what, may I ask, has this humanity ever done for you?
Hazır konuya değinmişken, Zona sana ne yaptı?
While we're here, what has Zona ever done for you?
Sessiz olman konusunda sana ne demiştim!
What did I tell you about being quiet? !
- buna ne dersin. - Daha sonra içeride benim için çalsan? - sana getirebileceğim bir şey var mı?
Is there anything else I can get you?
Sana her ne zarar verdiyse.. üzgünüm.
I'm sorry for any harm he's caused you.
Bak ne diyeceğim, sana meydan okuyorum!
How about this, I dare you!
Ne düşünürsek düşünmüş olalım ikimiz de sana inandık. Seni korumaya çalıştık.
No matter what your mother and me thought, we believed in you, we tried to protect you.
Ne yapacağın sana kalmış.
It's up to you what you do next.
Sana, almaya geldiğimiz şeyi alırsak sırada ne olacağını sormuştum hatırladın mı?
Remember when I asked you what's next if we get what we came for?
Yani, sana onun bu iş için uygun kişi olduğunu düşündüren şey ne?
I mean, what makes you think that he's the one for the job?
Sana sesleniyorum diye düşündüm. Almak için daha iyi bir yoldu. Ne istedim, ağlamaktan daha.
Well, I figured, calling out to you was a better way to get what I wanted, than to cry.
Sana ne dedim?
I told you.
Sana, ona ne "olmadığını" anlatmam daha kısa sürer.
It'd probably be quicker to tell you what's not wrong with it.
- Ne dedi sana?
What, he asked you?
Bak, diyorum ki... sana orada bol şans, tamam mı? Vali Royce, ne hoş bir karşılama komitesi.
No. No. Look, I'm just saying... good luck out there, all right?
Ve sana söylemiştim, hayatta kalmak için ne gerekirse yaparım.
And I told you, I'm whatever I need to be to survive.
Sana tek söyleyebileceğim, benim ne yaptığım.
I can only tell you what I did.
Ne yaptılar sana?
What did they do to you?
Hoşbeşi aradan çıkarttığımıza göre sana sormak istediğim bir şey var. - Ne dolaplar çeviriyorsun?
Now that we've got the pleasantries out of the way, let me ask, what the hell are you up to?
Karen'la birlikte mutfağa geçin Philippe'ye söyleyin canın ne çekiyorsa sana ondan yapsın.
Why don't you follow Karen - to the kitchen, - _ and she'll have Philippe make you whatever treat you like.
Şimdi senin Çünkü her ne kadar sen kendine inanmasanda ben sana inanıyorum
And now it's yours, because even if you don't believe in you, I do.
Şimdi, gerçek soru, Sana göre umutsuz bir adamın evde kalmış bir kızla tanışmak için bir yabancının evine gelmesi ne kadar korkutucu?
Now, the real question is, how horrified were you that some desperate bloke would actually show up to a stranger's house to meet her shut-in daughter?
Şimdi, Cezamı düşünebilirsin, ve ne olacağı sana kalmış.
Now, I want you to think about my punishment, and you tell me how I can make it up to you.
E-posta'n ne? Sana göndereyim.
What's your e-mail?
Yine tesadüf edersek ne demiştim ben sana?
What did I tell you about us coinciding again, huh?
Bu şeyleri seyretmek hakkında ne demiştim sana?
What did I tell you about watching this stuff?
Ama Pettola'ya ne olduğunu asla anlatamam sana.
But I can never reveal to you what became of Tonino Pettola.
Sana hep söylediğim gibi ne zaman bir çocuk sana gülümsese hemen evlilik planları yapmaya başlıyorsun.
And I'll tell you what I tell you any time a guy smiles at you and you start planning your wedding.
Sana sadece bir şey soracağım. Uzun mesafeli bir ilişkiden ne bekliyorsun?
I'm just saying, what do you expect from a long-distance relationship?
Ne yani, şimdi sana teşekkür falan mı etmeliyiz?
What, what, are we supposed to, like, thank you?