Sessizlik перевод на английский
5,669 параллельный перевод
Sessizlik!
Order!
Ben sessizlik yemini ettim demedim.
I didn't say I took an oath of silence.
Sonsuz sessizlik!
He remains silent instead. Silent as the grave.
Hindiler 100 yarda ötedeki sesleri duyabilir. Yani bunları avlayacaksak sessizlik altındandır.
Now, turkeys can pinpoint a call from 100 yards away, so silence is golden if we're gonna pick off one of these suckers.
Sessizlik altındandır.
Silence is golden.
Geçici sessizlik için kusura bakmayın millet.
Sorry for the radio silence, folks.
Sessizlik beni korkutuyor.
Quiet, uh... quiet freaks me out.
Sessizlik.
- Quiet!
Sessizlik!
QUIET!
- Hanımlar, beyler, sessizlik.
Bit of hush, ladies and gents.
Sessizlik öyle rahatlatıcı ki.
The quiet is so comforting.
Derin bir sessizlik hakim.
The deep silence.
Bir metre uzunluğunda altın sessizlik işte.
That is three feet of golden silence.
- Diğer testler gibi mutlak sessizlik...
And, like all tests, it requires absolute...
- Sessizlik lütfen!
- Silence, please!
Lütfen sessizlik!
Silence, please!
Ve sessizlik, kımıldamamakla müthiş uyumludur.
And the quiet went perfectly with the not moving.
Sessizlik!
- Order in the house!
Bu gece Broadchurch kasabasını ürkünç bir sessizlik sardı yerel sakinler Latimer ailesine destek çıktı.
An eerie silence enveloped the town of Broadchurch tonight as local residents came out in force to support the Latimer family.
Atışma da olmasın, sessizlik de.
No bickering and no silences.
- Şimdi sessizlik zamanı. - Gelecek!
- lt is quite some time now. - lt will come!
Başlamadan önce biraz sessizlik olabilir mi?
May some silence or something before, you know?
Altı numaranın hata olmadığı doğru olabilir ama üç günlük sessizlik bunun aksini gösteriyor.
It may be true that the six numbers were not a glitch, but the three days of silence preceding it were.
- Sessizlik.
- Silence.
Peki, Eddie, sessizlik ile ne yaparsın?
So, Eddie, what do you do with silence?
Sessizlik yemini...
Vow of silence...
Benim için ışıkların söndüğü ve seyircilerin sessizlik içinde sabırsızlıkla şovun başlamasını bekledikleri andan daha büyülü bir an yoktur.
For me, there is nothing more magical than that moment right as the lights go down and the crowd is waiting in silence with anticipation for the show to begin.
Sessizlik!
Silence.
Biraz huzur ve sessizlik bulmak için aşağıya, buraya indim işte.
Well, I came down here for a bit of peace and quiet, that's what.
Sessizlik ve huzur istiyor.
He wants peace and quiet.
Linda, sessizlik yemini edin demedi bence.
Somehow, I don't think Linda meant we take a vow of silence.
- Sessizlik!
Silence!
Sessizlik yemini.
Ring of silence.
Sessizlik lütfen
ANNOUNCER : Quiet, please.
Budist bir kız arkadaşım vardı sessizlik yemini etmişti, harika bir şeydi dostum!
I had a girlfriend who was a Buddhist ; she did a vow of silence, it was fucking brilliant!
- Sessizlik!
- Silence!
Ben kitabımı okuyacağım çünkü sakinleşmek için biraz huzur ve sessizlik işime yarar, anlıyor musun?
I am just gonna read my book. Because I could use some peace and quiet to decompress, you know?
Tamam, bu tuhaf sessizlik günlerdir sürüyor.
Okay, this awkward silence has been going on for days.
Sessizlik ve gizlilik anlaşması mı?
He signed... A nondisclosure and confidentiality agreement?
Sessizlik lütfen.
Quiet, please.
Sadece biraz huzur ve sessizlik istiyorum!
I just want some peace and quiet!
Sessizlik yemini etti.
I've sworn his silence.
Konuşmamı tekrar gözden geçirip onun için bir dakikalık sessizlik ekledim.
You know, I've just finished modifying my speech to include a moment of silence for the boy.
Sessizlik.
Quiet.
Ve o anda sessizlik donmuş bir göldeki çatlak gibi yayılıyordu.
And as we drive, silence creeps along like the cracks in a frozen lake.
Bazen sessizlik çığlıktan değerlidir.
Sometime a silence worth a shout
Bazen yalnızken, saat geç olduğunda ve sessizlik çöktüğünde ağlamak istiyorum.
Sometimes when I'm alone, and it's late and it's quiet, I just... I just want to cry.
Sessizlik yemini.
Ah, the oath of silence.
Sessizlik!
Silence!
Sessizlik!
Quiet!
Yo, konsantre olmak için biraz sessizlik olsun istedim. - Vandenberg'i buldunuz mu?
You guys find Vandenberg?