Sıkıldın mı перевод на английский
1,526 параллельный перевод
Benden sıkıldın mı?
Are you sick of me?
Jackson'ı rahatsız etmekten sıkıldın mı?
Are you bored of bothering Jackson?
- İşinden sıkıldın mı?
- Bored with your day job?
Sıkıldın mı?
Bored?
Sıkıldın mı?
They annoying you?
İş ortamında oturmaktan sıkıldın mı?
Catch a little cubicle fever?
Burada sıkıldın mı?
You bored here?
Sadece sıkıldın mı?
Did you just get bored?
Sen de sıkıldın mı Christy?
Were you bored, Christy?
Yoksa sıkıldın mı, Oynadığım bu oyundan?
Are you embarrassed By this game I've start. Ed to play?
- Kapayın çenenizi, iğrenç köpekler. Ne, yaşamaktan sıkıldın mı?
What, are you tired of living?
- Sıkıldın mı?
How are you doing?
Yüzünden sıkıldın mı?
Are you tired of your face?
- Sıkıldın mı?
- Are you bored? - No.
Ben bu hikayeden sıkıldığım zaman da kaçak numarası yaptığını söyleyip, gerçeği anlatacaktı.
Then when he sees I'm getting tired of this story... he's supposed to pretend to break down, tell me the truth.
Selam Soph, sıkıldın mı...
Hey, Soph, you got bored of?
Kızımızın iyi bakıldığına emin olmalıyız.
We all have to make sure she's taken care of.
Dr. Alvin Bernard'ın kliniği Farminton'daki fakirler için 21 yıldır doğum öncesi bakım sağlamakta ki bu yüzden, çok memnunum, Al, 10,000 dolarlık bu çeki sana takdim ediyorum.
Dr. Alvin Bernard's clinic has been providing free pre-natal care to Farmington's poor for 21 years, which is why I'm so pleased, Al, to give you this cheque for $ 10,000.
O kadar sıkıldım ki öndeki adamın atkuyruğunu kestim!
I was so bored I cut the ponytail of the guy sitting in front of us!
Sana söylemem gerekir ki yaşadıkların bütün rozet kardeşleri için alışıldık.
And I'm here to tell you the feelings you're having are common for every brother of the badge.
Günün birinde, bunun nasıl yapıldığını çözeceksin, ve umarım küçük kızın ulaşmadan bu gerçekleşir.
You're gonna figure out how to do this... and hopefully it's before your new little girl arrives.
Sana katılmak istiyorum çünkü babanın temsil ettiği şeylerden sıkıldım.
I want to join you because I am sick of what your father represented.
Zaman verimi yaklaşımı hayatta olduğunu ama kapana kısıldığını varsayar.
The most time-efficient approach was to assume that he was alive but stranded.
Red ve benim bir zamanlar Bill Anderson adlı bir arkadaşımız vardı. ve herkes karısının onu aldattığını düşünürdü, bir gece, biz onlardaydık ve ben tesadüfen çantasını gördüm,... tesadüfen çanta açıldı ve tesadüfen çantayı karıştırdım ve doğru olduğunu öğrendim.
Well, Red and I once had a friend named Bill Anderson and everyone thought his wife was cheating on him, so one night, we were over there and I happened to see her purse and it happened to be open and
Keşfetmekten sıkıldınız mı Asteğmen?
Getting tired of exploration, Ensign?
Bütün binaların tamamen yıkıldıklarını gördüğünüz zaman, sanki yıkım ekibi işbaşı yapmış gibi geliyor.
"As if a demolition team set off, when you see the whole demolitions of whole buildings."
Ve dışarı doğru yürüdüm, anlarsınız ya, dışarı çıkmadım, tamamen girişin bulunduğu yere, camların kırıldığı yere doğru yürüdüm sonra dışarıya baktım ve binanın içinden caddenin karşısını gördüm.
"And I walked out, you know I didn't go out I walked to where all the doorway, where the glass was broken," "and I looked out and I've seen in the building across the street."
Ne, sıkıldınız mı?
What, are you bored?
Adaların zamanla olgunlaşması gibi bu adaları neyin önemli kıldığına dair anlayışımız da olgunlaştı.
Just as the islands mature through time, so does our understanding of what makes them special
- Babamın odasında sıkıldım.
- Daddy's office is boring.
O İrlandalı bok yiyen benim için çıldırıyor, kıçımın kokusunu duyursak, önünde kıvranır.
That Irish pissant he's so hot for me, we give him a whiff of my ass, he'll crawl right in it.
Maalesef, birinci sınıf kısım ayırtıldı.
Unfortunately, first class is overbooked.
Hep aynı saçmalıkları düşünmekten sıkıldınız mı? Bir tane al kardeşim.
Spaceman, I have been ueberpatient with you, all right?
Şimdiden bizden sıkıldın mı?
You sick of us already?
Ve bütün bunların üstüne, okuldan çağrıldım, müdürün bürosunun olduğu koridorda, Ned'i 16 yaşında iki kıza oral seks yaptırırken yakalamışlar.
Then after all that the school calls and tells me Ned's been caught getting a blow job from these two 16 year old girls right down the hall from the Principal's office.
- Kızının yıldız falına baktım.
- I've read your daughter's horoscope.
Sıkıldım, ve onu orada bıraktım, orgazmının tam ortasında..
It turned me off and I left her there, in the middle of an orgy.
Cici insanlar oturup tartışır, şikayet ederken... kötü adamların istedikleri gibi at koşturmasından sıkıldım.
I'm tired of nice people sitting around talking and complaining... while the bad guys get to do whatever the fuck they want!
İçeri tıkıldığın zaman onu bıraktığın aynı yerde bulacağını anlatmayı mı çalışıyorsun?
You trying to tell me you think you're gonna find him... in the same place he was when you were locked up?
Başka bir deyişle, tecrübeniz de hiç yok. Bu yüzden şans dilemekle kendinizi sıkıntıya soktunuz. Aracılığınızla işten uzaklaştırıldım.
In other words, you have no experience whatsoever, but because you've made a nuisance of yourself, demanding a chance, they've fobbed you off on me.
- Demokrat partiden sıkıldınız mı?
- ( Tom ) Are you tired of the Democratic Party?
- Cumhuriyetçi partiden sıkıldınız mı?
- Are you tired of the Republican Party? - ( cheering )
- Evet! - Hiçbir şey yapmayan kongreden sıkıldınız mı?
- Are you tired of a Congress that does nothing?
Her zamankinden iki kat fazla lobici görmekten sıkıldınız mı?
Are you tired of having twice as many lobbyists as they've ever had before?
Aman Allahım. Bir saatten kısa süre önce, yönetici girişinde kartın kullanıldığı görünüyor.
It's showing that his card was used less than an hour ago at the executive entrance.
Biliyorsunuz, bunlar şeytan için olmasaydı, tanrı muhtemelen çıldırırdı, beynini can sıkıntısından uçururdu, anladınız mı?
You know, if it weren't for the Devil, God'd probably go insane, blow his brains out from boredom, you know?
Kız arkadaşımı kaybettim. Grubum ayrıldı. En yakın arkadaşım benimle konuşmuyor ve saati beş dolardan karnavalda çalışıyorum.
I lost my girlfriend, my band's broken up, my best friend won't speak to me, and I'm reduced to working as a $ 5-an-hour carny.
Süper kötülerle dolu bir binanın için kapana kısıldım.
I'm trapped in a building full of supervillains,
- Neden sıkıldınız mı?
Feel like you're cooling off?
Ayrıca, donlarını banyonun orasında burasında görmekten sıkıldım.
And I'm sick of seeing your man-panties hangin'all over the bathroom.
Szi çocukların sürekli bana şunu bunu söylemesinden girek öyle sıkıldım ki---- -
I'm getting pretty tired of you guys constantly saying # # ~ {