Tatlı mı перевод на английский
86,430 параллельный перевод
Tatlım, tekerine çomak sokmak istemem ama sen...
Sweetheart, I don't wanna rain on your parade, but you're a, uh...
Endişelenme tatlım.
Don't worry, sweetheart.
Tatlım, neler atlattığını hayal edemiyorum.
Sweetheart, I can't imagine what you've been through.
Hemen geliyorum tatlım.
I'll be right up, honey.
Çekiyor musun tatlım?
Are you getting it, hon?
Tatlım, neler oluyor?
Honey, what's going on?
Hayır, söylemiyor tatlım.
No, he's not lying, honey.
Evet, dürüst olmak iyidir. Ama tatlım, bu sadece bir oyun, tamam mı?
Well, yeah, of course, it's always good to be honest, but, honey, this is just a game, okay?
Tatlım, hayır. Kızgın değilim. Çünkü sen benim kızımsın, tamam mı?
Oh, honey, no, I'm not mad at you,'cause you're my girl, right?
Elbette öylesin tatlım.
I'm nine. - Of course you are, cookie.
Tatlım, bir an kızdığım için özür dilerim.
Oh, honey, I'm sorry if I was upset for a moment.
Tatlım, beni dinle.
Oh, honey, listen to me.
Tatlım, ben seni görmeye geldim, evini değil.
Oh, sweetheart, I came to see you, not your place.
- Seninle çok gurur duyuyorum tatlım.
- I'm so proud of you, honey.
Tatlım, sen taburcu olduğundan beri kız hergün burada.
Honey, she's been here everyday since you got home.
- Sağol tatlım.
- Thanks, hon.
- Tatlım, peki neden ağladın?
- Honey, why were you crying?
Tatlım, sen hazır olduğunda ve umarım yaşın daha da büyük olduğunda, pozitif cinsel tecrübelerin olsun istiyoruz, seni ömrün boyunca korkutacak tecrübeler değil.
Honey, we want you, when you're ready, and hopefully, when you're older, to have positive sexual experiences, not ones that could scar you for life.
Tatlım, neden bize söylemedin?
Honey, why didn't you just tell us?
Tatlım, sabırlı olmalısın, bunu biliyorsun.
Honey, you have to be patient, you know?
- Selam tatlım.
- Hey, sweets.
Tatlım, Müd. Yrd. değilim şu an.
Honey, I'm not the acting VP.
O nedir tatlım?
What's that, honey?
Selam tatlım.
Hey, honey. Umm...
Tatlım iyi misin?
Sweetheart, are you ok?
Tamam tatlım, geçti.
It's ok, sweetheart. It's ok.
Çok tatlısın ama sana daha nasıl anlatacağım bunu Oliver?
That's sweet, but I'm running out of ways to tell you, Oliver.
Tatlım.
Sweetheart.
Üzgünüm tatlım ama bugün değil.
I'm sorry, sweetheart, but not today.
Tatlım, en son benim yanımdayken zarar gördün bebeğim.
Sweetheart, the last time you were with me, you got hurt, baby.
Uyandırdığım için üzgünüm, tatlım.
I'm sorry to wake you, sweetie.
Küçük tatlı horuldamalarına bile alıştım.
I've even gotten used to your adorable little snores.
Zoe'nin ailesini ben aramadım tatlım.
I didn't ring Zoe's parents, sweetheart.
Selam tatlım.
Hiya, sweetheart.
Çok tatlısın Zoe, sen de benim için çok önemlisin ama demem o ki, herkesin dediği o ki..... ilişkimizi profesyonel seviyede hastane sınırları içinde tutmalıyız.
Which is very sweet of you, Zoe, and you mean an awful lot to me, too, but all I'm saying, all anyone is saying..... is we just need to keep that relationship professional and within the boundaries of the hospital.
Seni seviyorum. - Güle güle tatlım, ben de.
- Bye, sweetheart, I love you.
Koca evrende her yere gidebiliriz ama eve gidemeyiz tatlım.
We can go anywhere else in the whole universe, but we can't go home, honey.
Merhaba tatlım.
Hey, sweetie.
Gidelim tatlım.
Let's go, sweetie.
Tatlım, emin ol, asla olmayacaksın.
Oh, honey, I can assure you, you never will.
Tatlım, birlikte gideceksek çıkmalıyız!
Honey, if we're gonna go together, we need to go.
Tatlım, hadi!
Honey, come on.
Tatlım.
Honey...
Tatlım...
Honey...
Yapma tatlım.
Oh, come on, honey.
- Selam tatlım.
- Oh, hey, honey.
Tatlım?
Hey, Sweetie.
Sıra sende değil tatlım.
It's not your turn, honey.
- Tatlım...
- Hey, honey.
Adımı biliyorsun tatlım.
- Oh, you know my name, honey.
Çok güzelsin tatlım
♪ Oh, honey, you look so good... ♪