Uyuyordum перевод на английский
948 параллельный перевод
Son 14 yıldır Birim 01'in içinde uyuyordum.
Apparently I'd been sleeping in Eva-01 for fourteen years.
İyi para kazanıyor, iyi yemek yiyor, geceleri uyuyordum.
I made good money, I ate good, I slept good nights.
Evet, geldiğinde ölü gibi uyuyordum sanırım.
Yeah, I was dead asleep when he come in, I guess.
Uyuyordum.
I was sound asleep.
Gidecek başka bir yer bulamadığımda, odasında yerde uyuyordum.
I used to sleep on his floor when I didn't know where else to go.
- Uyuyordum.
- I've been sleeping.
Eve geldiğinizde uyuyordum sanırım.
I guess I was asleep when you got home.
Uyuyordum.
I was sleeping.
Sabaha karşı 2 sularıydı ve ben kulübemde uyuyordum...
It was 2 : 00 in the morning, and I was sleeping in my shack...
Uyuyordum ve ben...
I was asleep.
Sen olmasaydın, şimdi kulubemde yatağıma yatmış uyuyordum.
If it wasn't for Weston, I'd be asleep in the bunk in my cabin.
Sabah boyunca burada, sandalyede uyuyordum.
I... I was sleepin'all morning, right here in this chair.
Odamda uyuyordum.
I was in my room asleep.
Çadırında ne işi vardı? Ben kendi çadırımda uyuyordum.
What took you to her tent?
Ben sadece Teksaslı bir filozofun tavsiyesine uyuyordum. Şöyle demişti, "Küçük kıza büyük..."
I'm only following the advice of a Texas philosopher who said, "Give the little girl a big..."
Ben uyuyordum.
I was asleep.
Concho sana söylediğinde ben yukarıda uyuyordum.
I was sleeping up there when Concho told you.
Ben değildim! Ben uyuyordum.
Impossible, I was in my bed.
Queenstown'dan ayrıldığımızdan beri ilk defa güzel uyuyordum!
And me sleeping sound for the first time since we left Queenstown. - Never mind now. Never mind.
Ne zamandır uyuyordum, Anne?
How long have I been asleep, Ma?
- Uyuyordum.
I was sleeping.
Bir gün virgül..., yorulmuş yuvamda uyuyordum ki birden karşıma Küçük Margo çıktı! "
One day... comma... weary I lay... in my den... with sleep-filled eyes... When little Margot found me by surprise!
Yatakta uyuyordum.
I was in bed asleep.
Telgraf geldiğinde uyuyordum. Rüyamda ne görüyordum biliyor musunuz?
You know what I was dreaming about when the telegrapher woke me?
Hala uyuyordum.
I was still sleeping.
Uyuyordum.
I'd been asleep.
Komsomol'da uyuyordum, kapının yukarısındaki evde.
I was asleep on the second floor of the gate at Komyo Temple...
Uyuyordum, Komiser Bey.
I was fast asleep, inspector.
- Uyuyordum da.
- I was asleep.
Uyuyordum... Uyuyordum.
I was asleep.
- Uyuyordum demek ki.
- I must have slept well.
Uyuyordum.
I slept in it.
Uyuyordum.
I was asleep, sir.
Tam uyuyordum ama yine kükredin!
I was almost asleep and you start up again!
- Ben uyuyordum.
- I was asleep.
Oh, uyuyordum.
Oh, I was asleep.
Uyuyordum.
Asleep.
Paris yakınlarında Juvisy adında bir kasabada sadece bir odası ve mutfağı vardı ve mutfakta uyuyordum. Son derece tehlikeli bir bölgeydi o zaman.
They would lend me some overalls because every day, I'd walk along and copy down the various electric train lines because we wanted to bomb them.
Belki de dengesini yitirip boynunu kırmıştır. - Hayır, beni bulduğunuzda ben uyuyordum! Ne bileyim!
Perhaps she lost balance, and twisted her neck.
O saatte uyuyordum Bayan Gamble.
I was asleep then, Miss Gamble.
- Uyuyordum.
[Beth] I was asleep.
Burada değildim, uyuyordum, görmedim.....
"I wasn't there. If I was, I was sleeping."
- Evet, uyuyordum.
Well, yes... I was asleep.
Parkta uyuyordum.
I've been sleeping in the park.
Uyuyordum.
I was asleep.
Uyuyordum.
I didn't see a thing I was asleep.
- Uyuyordum. - Bana yalan söyleme!
- I've been asleep.
Ben uyuyordum. Ben değil, onlar yaptı.
What did I do?
- Uyuyordum.
- I was sleeping.
- Uyuyordum.
- I was asleep.
Uyuyordum!
Oh...
uyuyor 316
uyuyorum 52
uyuyor musun 135
uyuyorsun 19
uyuyordun 24
uyuyor mu 66
uyuyordu 24
uyuyor musunuz 17
uyuyorlar 41
uyuyor muydun 41
uyuyorum 52
uyuyor musun 135
uyuyorsun 19
uyuyordun 24
uyuyor mu 66
uyuyordu 24
uyuyor musunuz 17
uyuyorlar 41
uyuyor muydun 41