Ve senin перевод на английский
59,253 параллельный перевод
Üç tane adamımı kaybettim ve senin götünü kurtarmak için vurulduğumu söyleceğim gibi.
Like, I just lost three of my men and got myself shot saving your ass.
Geçici bir yükleme yapıyorsun, ismini yazıyorsun... ve senin için işlemi yapıyor mu?
You, like, download a template, put in his name and then boom, it writes it for you?
Ve senin için buradayım.
And I'm here for you.
Ve senin için canını feda etmeye hazır bir dostun var.
And you have a friend who was willing to give up her life for you.
Artık bu şirketin nasıl bir yer olduğunu ve senin nasıl biri olduğunu inkâr edemem.
I can't be in denial about what this place is, what you are, any longer.
Benim ölmemi ve senin başkan olmanı umduğunu söyledi.
She said she hopes I die and that you become the president.
Biz birbirimize aitiz ve senin olmadığın bir dünyada yaşamak istemiyorum.
We belong to each other, and I don't ever want to live in a world without you.
- Ve senin eşyalarını.
And your things.
Norma'nın öldüğünü ve senin öldürdüğünü düşünüyor.
He thinks that norma's dead, And he thinks that you killed her.
Annem ve senin iyiliğin için.
This is for you and Mom.
Ve senin için gelecekler.
And they will come for you.
Ve senin kıçını kurtarmama bakarsak bana biraz saygılı olmalısın.
And considering that I saved your ass, you should show me some respect.
Ve senin de... Sana gerçekten değer veren biri tarafından dokunulman gerek.
And you... need to be touched by someone who actually cares about you.
Çünkü senin bir şeyden kaçtığını görmedim.
Because I've never known you to run.
Senin gibi sahte peygamberler ve sapkınlar toza karıştığında da ayakta durmaya devam edecek.
And it'll still be standing long after false prophets and lunatics like you are dust.
O ve adamları saldırı düzenlemeye çalışıyorlar çok fazla insanı öldürecekler ve bunun içinde senin annen kardeşleriniz, çocuklarınız, hepsi olacak.
And him and his men, they're trying to launch some attacks that'll kill a lot of people, and that's your moms, your sisters, your kids, all that.
Senin onun operasyon yürüttüğünü ve nasıl bulabileceğimizi bildiğini biliyorum.
We want to know what operation he's running and how to find him.
Ama işler hatırladığım gibi olsaydı, Annem ve ben de senin ailenizdeydik.
But if things were as I remember, my mother and I were your family, too.
Ve yine de, bundan sonraki yıllar boyunca Babamın sana önem verdiğini... Sana danışıl, senin için çalışıyor...
And yet, through all the years thereafter that my father cared for you... counseled you, labored for you... he never told you that we were alive.
Ve bence bu senin gibi insanlar yüzünden.
And I think that is because of people like you.
BPO senin dediğin gibi düşünüyorsa, bu gizlilik ve kontrol neden?
If BPO thinks the way you do, why all the secrecy and control?
Çünkü senin narsistliğin bir kara delik gibiymiş ve benim düğünümü de kendinle ilgili hâle getirirmişsin.
Because he said that your narcissism is a black hole and that you would do something to make my wedding all about you.
Senin neyin doğru olduğuna dair konuşmalarını dinleyip durdum. Neden böyle yapılmalı, neden şöyle yapılmamalı.
I've listened to you talk in circles about what's right and proper, why you have to do this or you shouldn't do that.
Ve Jordi, bu da senin uğruna ölmeyi göze aldığın adam :
And Jordi, this is the man that you are willing to die for :
Aranızdaki konuşmaya kimse tanık olmamış. Sadece senin sözün ve onunki.
With no provers in the room, it's only your word and his.
Senin isteklerini yerine getirmek değil ve hiçbir zaman olmayacak da.
It is not, and will never be, to do your bidding.
Capitol Hill'de senin ve ekibinin tanıklık etmeniz gerekeceği konuşuluyor.
The talk up on the Hill is they're going to invite you and the rest of your staff to testify.
Senin adına mutluyum.
I am happy for you. You've been an asshole ever since I told you I was gonna buy my place. What's with you?
- Çünkü ben senin babanım ve seni seviyorum.
- Because I'm your father, and I love you.
Senin ve benim hayallerimiz.
"Your dreams and mine.."
Senin ve benim hayallerimiz bu gözlerin ardında kilitli.
"Your dreams and mine are locked up in our minds."
Donny ve ben senin için önemli olan şeylere engel olmak istemiyoruz.
I don't want Donny and I to stand in the way of something that's so important to you.
Donny ve ben, senin için önemli olan şeylere engel olmak istemiyoruz.
I don't want Donny and I to stand in the way of something that's so important to you.
- Senin kızın ve Emma.
And your daughter and Emma.
Hayır, bu senin kampanyan ve ben bunu mahvettim.
No, it's about your campaign, and I totally screwed up.
Bu Norma'yla senin aranda ve sana olacaklar tamamen Norma'ya bağlı.
This is between you and norma, And what happens to you now, it's up to norma,
Senin çok akıllı biri olduğunu ve çok çalıştığını söylüyorum.
- I say that you're very smart... - Mmm. and you work really hard.
Diyeceğim şu ki izlediğim eski bir filmde senin de bir rolün olsaydı, arka plandaki kalabalığın arasına karışmış olsan bile gözüme takılırdın ve şöyle bir tepki verirdim...
I'm just saying, like... if I saw, like, an old movie and your face was in it, like, even if you were, like, in a crowd, like, way back in the background, I would, like, notice you and I would go, like...
Senin eşin var.
You've got your wife.
Senin hakkında ne düşündüğümü biliyor, bunu açık ettim...
She knows how I feel about you, I've made it very clear...
Neden senin arabandaydı ve Selway'in evine gidiyordu?
So why was he in your car, going to George Selway's house?
Jas'in dedikleri ve o hıyarın doğru izlenimle ilgili söyledikleri senin tarafında gözükmem çok önemli.
And from what Jas has said, and that little shitheel, about making the right impression, it's really important that I'm seen to be standing by your side.
"Senin elinle soyunun zaferlerini bileceksin ve dünyamız, sonsuza dek düzelmiş olacak."
"By your hand " you shall know the glories of your Progeny "and our world will be made right forevermore."
Senin için geldiler.
They've come for you.
Criminy, senin özgür olup açığa çıkmanı istiyorum ve bunu yapmanın tek yolu da buysa, bunu yapan ben olmalıyım.
Criminy, I want you free and clear, and if that's the only way to do it, then I got to be the one that does it.
Ama ikimiz de, senin tehdidinin içi boş olduğunu biliyoruz çünkü bende, senin için daha önemli olan bir şey var, o da oğlun.
But you and I both know your threat's a hollow one, because you know I've got something that's even more valuable to you : your son.
Ve, onun geri dönüp ortalığı kasıp kavurmasını engelleyen tek şey de senin sözün.
And now the only thing that prevents him from returning to wreak untold havoc is your word.
Bir yabancı senin kurallarını sorgulayacak kadar hadsiz davrandı ve fikir danışacağın hiç kimsen yok.
An outsider has the gall to question your rule and you have no one to offer counsel.
Ve bulduğum zaman, senin iğrenç soyunu bu dünyadan sileceğim.
And when I do, I will eradicate your malignant bloodline from... this... earth.
Eve her gelişimde senin yeni bir yüzün ve evin de daha fazlası oluyor.
Every time I come home, you have a new face and there's more house.
Ve bu senin keyfini kaçırıyor çünkü...
And that upsets you because...?
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
seninle mi 82
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
seninle mi 82
senin adına çok sevindim 42
senin mi 196