Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Ya bu ne

Ya bu ne перевод на английский

3,093 параллельный перевод
Peki ya bu ne?
And what's this?
- Ne salak bir soru bu ya!
- That's such a stupid question.
Bu ne anlama geliyor ya gelmeye devam mı edecek yani?
What is that even supposed to mean, she just keeps on coming?
Ne güzel şeymiş bu ya hu.
No, no, no, no... Oh-o-o... That's the stuff...
- Ya bu sıcak ne olacak?
- How about this heat?
Ne ayak bu ya?
What's his deal?
Bu yaptığın iş var ya hani her ne yapıyorsan işte her şeyi halledebilecek misin yani?
So you really got this thing, whatever it is we're doing, you really got it figured out?
- Ne diyor ya bu?
- What's he talking about?
- Kalinda... Bu anlaşmaya yarı yarıya paylaşma şartıyla katılmamı istiyor ben de bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.
- So, Kalinda, he wants me to split this deal with him fifty-fifty.
İyi haber şu ki, bu muhbir FBI'ya ne söylediyse,... sizi suçlamaya yetmiyor.
The good news is that whatever this informant told the FBI, it's not enough to charge you.
Yeni ayakkabılarını ya da öğle yemeğinde ne yediğini duymak zorunda değilim, bu...
And I don't have to hear about your new shoes or what you ate for lunch, it's...
Bu ne demek ya? Amacın ne olduğunu biliyorsun.
What the hell does that mean?
Ne yapıyor bu ya?
What the hell is she doing? !
Bu ses ne ya?
What is that?
Hayatta ne yaparsanız, hata yaparsınız. Ya bu hatalarla yüzleşirsiniz ya da yüzleşmezsiniz.
Whatever you do in life, you make mistakes, and you either face your mistakes or you don't.
Ne bu ya?
What the hell? - We're going in circles!
Pope and Associates'in bir parçası olmaya çalışıyorum. Ama Olivia'ya ne zaman baksam, düşünüyorum da bu kadın hayatımı kurtardı ama nasıl yaptığını da, nedenini de söylemiyor.
I'm trying to be just another associate at Pope and Associates, but every time I look at Olivia, I think, this woman saved my life, and she won't tell me how and she won't tell me why.
Duke'le aranda neler olduğunu ya da sana ne söylediğini bilmiyorum ama bu her ne ise bunu düzelteceğiz.
Listen, I don't know what's going on with you and Duke, or what he said to you, but whatever it is, we'll fix it.
Bak, Sarah ya da Lucy ile benim ailemden biri arasında her ne olduysa bu onlar arasında.
Look, whatever happened between Sarah or Lucy or whoever and my family, it's between them.
Şimdiyse bu senatör ortalarda geziniyor ya dürüst birini bulursa ne olacak?
And now with this damn senator rooting around, what if he finds someone honest?
Aşağıda ne yapacağını çok iyi bilir ki bu bir jinekologda görmek istediğin bir şeydir bunu bilmeyebilirsin tabii ya da belki bilirsin.
Really knows his way around down there, which is what you want from a lady doctor, not that you would know... or, uh, maybe you do.
Bu öyle bir "eğer" ki ne getireceğini ya da seni nereye götüreceğini bilemezsin.
This is an "if"... that you don't know what it will bring and where it will lead you.
ekşi süt ya da--ne bu- - çürük yumurta?
Sour milk or- - what is that- - rotten eggs?
Ne... işte bu yüzden yelek deniyor ya.
What... that's why it's called a vest.
Bu ne ya?
- You're kidding me!
Ama bu ne ya?
But this?
Bu ne ya?
What the heck?
Her ne kadar Audrey'in bu garip hamileliğini yüce tanrı onaylasa ya da onaylamasa da.
No matter if the lord intended the cockamamie way Audrey's doing it or not.
Belki bu kötü ruhlar ya da iskelet her ne ise olanların sebebi olmalıydı.
Maybe this evil spirit or skeleton or whatever it was, was influencing a lot of what was happening.
Bu ne ya?
What?
Söylemeye çalıştığım şey şu, eğer bir gün bu güvercinlerden birinin kalacak bir yere ihtiyacı olursa ya da konuşacak birine ya da birlikte sinemaya gidecek birine-- - ne olursa olsun, ben buradayım.
What I'm trying to say is, is that if any of these pigeons ever need a place to stay or someone to talk to or watch a movie with- - whatever it is, I'm here for them.
Bu ne ya.
What the hell.
Bu ne ya...?
What the...
Ne biçim tuvaletmiş bu ya.
This bathroom is a little too much.
Eğer tam olarak çubuğun ilk ucuyla FM gibi uyuşmazsan, atla ya da atlama, ne yaparsan yap bu başarısızlıkla sonuçlanır.
If you don't match the bar's first ponit precisely like FM, jump or not, it'll be a fail no matter what.
Bu ne ya?
What kind of distinction is that?
Bu ne ya?
What is that?
Peki ya Zeuthen, bu sefer ne kadar öneriyor?
What's Zeuthen offering this time?
Ne kadar komik bir deyiş ya bu!
As if is, like, the funniest thing ever.
Ne bu ya?
What to do?
Ne oluyor bu gerzeğe ya!
What a jerk!
Bu adam ne ya?
What is this guy?
Ne oluyor ya bu Se Ra ablaya?
What's wrong with Se Ra?
Ne biçim bir adam bu ya?
What kind of a person is that?
Anlarsınız ya, bu noktada onunla ilgili ne kadar az şey söylenirse o kadar iyi olur aslında.
The less said about him the better.
- Bu ne Otis ya?
- What the hell is this?
Sanki şu anda bile yeteri kadar uyarıcı yokmuş gibi. Bütün bu bilinç sapmaları ya da kendinden geçmeler ya da bunlar her ne haltsa.
I barely have enough warning as it is before these fugues or these blackouts or whatever the hell they are.
Hastalarım hamile kaldığında dokuz ay boyunca, ne kadar kıskanırsan kıskan ya da delir, onları yönlendirmek ve yanlarında olmak benim görevim. - Ne? Bu olayın benle bir ilgisi yok ki.
The women that come to me- - when they get pregnant, it's my job to see them through the nine months, and I won't stop doing that, no matter how jealous or insecure or crazy you get.
- Bu ne ya? - Açık bir dille yazılmış.
Well, it's written right here in plain English.
- Ne diyor bu ya?
What is she talking about?
Ne yapıyor bu ya?
What the hell is he up to?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]