Yapmak zorunda değilsin перевод на английский
2,422 параллельный перевод
- Ah, bunu yapmak zorunda değilsin.
- Oh, you don't have to do that.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You do not have to do this.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do that.
Ben ödeyeceğim zaten - Bunu yapmak zorunda değilsin.
- You don't have to.
Hayır, bunu yapmak zorunda değilsin.
No. You don't have to do this.
Bana iyilik yapmak zorunda değilsin.
You don't need to do me any favors.
Bunu yapmak zorunda değilsin Kensi.
You don't have to do this, Kensi.
Trish, bunu yapmak zorunda değilsin.
Trish, you don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
It's okay. You don't have to do this.
Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin tatlım.
You do not have to do anything, dear.
Ama seçim yapmak zorunda değilsin. Çalışamaman için, bir eş ve bir anne olmaman için bir neden yok.
There's no reason why you can't work, be a wife and a mother.
Yapmak zorunda değilsin.
You didn't need to do it.
Peter, bunu yapmak zorunda değilsin.
Oh, Peter, you didn't have to do this.
İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin.
You won't have to do anything you don't want to do.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You do not need to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin. Başka yollarla da getirebilirdik onu.
We don't have to do this, you know, we could bring him in another way.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to.
Lütfen, bunu yapmak zorunda değilsin.
Oh, please, you don't have to do this.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this.
Dostum bunu yapmak zorunda değilsin.
No, you don't have to do that.
Bunu tek başına yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this all by yourself.
Bunu yalnız yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this alone.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do that.
Hayır bunu yapmak zorunda değilsin.
No, you don't have to do that.
Yasal açıdan, bunu yapmak zorunda değilsin.
Legally, you're not required.
Lütfen... bunu yapmak zorunda değilsin.
Please... you don't have to do this.
Eğer yaşantını kendine saklamak istiyorsan bana saygısızlık olmasın diye, bunu yapmak zorunda değilsin.
If you're trying to keep your life private out of respect for me, you know, you don't need to do that.
Gene, bunu yapmak zorunda değilsin.
Gene, you don't need to do that.
Yapmak zorunda değilsin.
Don't do it.
- Değdir. - Yapmak zorunda değilsin.
- All you have to do is just not do it.
Troy, bunu yapmak zorunda değilsin.
Troy, you don't have to do this.
geçen gece hakkında beni daha iyi hissettirmeye çalıştığını hissediyorum ama bunu yapmak zorunda değilsin.
I feel like you're doing this to make me feel better about the other night, and you don't need to.
Michael, bunu yapmak zorunda değilsin.
Michael, you don't have to do this.
Bunu yapmak zorunda değilsin, bunu biliyorsun.
You don't have to go through with this, you know.
Bana yemek yapmak zorunda değilsin.
You don't need to make lunch for me.
Oliver, bunu yapmak zorunda değilsin.
Oliver, you don't have to do this.
Yapmak zorunda değilsin.
You don't have to.
Yapmak zorunda değilsin.
You don't have to. I didn't.
Bu çok hoş ama benim için, acıma partisi yapmak zorunda değilsin.
Oh, that's so sweet, but you don't have to throw a pity party for me.
- Bunu yapmak zorunda değilsin.
- You don't have to do this.
Yo, bunu yapmak zorunda değilsin... Ya, stajyerliğini başlatırsın.
No, you don't have to do that... yeah, start your apprenticeship.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this, man.
Yapmak zorunda değilsin.
Must be why you never do it. ( Clears throat )
Şu anda bunu yapmak zorunda değilsin.
You don't have to be doing this right now.
Bir şey yapmak zorunda değilsin.
You won't have to do anything.
Bana bakıcılık yapmak zorunda değilsin.
You don't need to baby-sit me.
Tamam, ilk olarak bunu yapmak zorunda değilsin.
Okay, "A," you don't have to do this.
Açıklama yapmak zorunda değilsin.
You don't have to explain.
- Yapmak zorunda değilsin.
You don't have to do this.
Yapmak zorunda değilsin.
I don't even have family. You don't have to.
yapmak zorundayım 47
yapmak zorundasın 42
yapmak zorundaydım 50
yapmak zorundayız 17
değilsin 303
değilsiniz 26
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmak zorundasın 42
yapmak zorundaydım 50
yapmak zorundayız 17
değilsin 303
değilsiniz 26
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40