Yasıyoruz перевод на английский
5,419 параллельный перевод
Çünkü üç kişi birlikte koyduğum barakasında yaşıyoruz. Annemi tanımıyorsunuz, herkesi deli ediyor.
_
- Topyekün karanlıkta yaşıyoruz...
Living in total darkness...
Bir haftadır birlikte yaşıyoruz.
We've lived together for a week now.
Ne imzası, emekli maşıyla yaşıyoruz.
Sign what? We live of our pensions.
Hayır, yaşıyoruz.
No. Alive. Shh...
- Ama farklı gezegenlerde yaşıyoruz!
Well, we live on different planets!
- Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?
Uh-oh. Are we living in.
- İki liseli ergenin delik deşik kondomla kenar mahalle restorantlarından birinin arkasında düzüşerek dünyaya getirdikten " sonra yetiştirmek için gerekli özelliklere sahip olmadıklarından evlatlık verdikleri bebeği benim gibi dürüst, sorumlu, olgun ve ayrıca yakışıklı olan bir erkeğe verilmeyen bir dünyada yaşıyoruz.
Where any two high school kids with a broken condom. Can screw behind an applebee's dumpster, Have a baby, give it up for adoption,
Burada yaşıyoruz.
We live here.
Burada diğer ailelerle birlikte yaşıyoruz. Sen onları görmesen de.
We live among other families here, even if you don't see them.
12 yaşındaki Chad Love'a açılış yapmıyoruz burada!
We're not opening for a 12-year-old named Chad love!
Herhalde bulursun, ne de olsa aynı yerde yaşıyoruz.
Oh, come on. You're gonna get a chance. I mean, we live in the same...
Taşrada yaşıyoruz diye topluma uymadığımızı mı düşünüyorsun?
You think'cause we're mountain folk, our ways ain't fit for fine society?
Bizim gibi insanlar... Diken üstünde yaşıyoruz.
People like us... we live on borrowed time.
Diken üstünde yaşıyoruz.
We're on borrowed time.
Ona ulaşmakta sorun yaşıyoruz.
We've been having trouble reaching him.
7 / 24 izlenen devlet, ve biz bundan bihaber yaşıyoruz ki bu çok ironik, çünkü sistemin adı Kuzey Işıkları.
It's turnkey tyranny, and we're being kept in the dark, which is ironic, since the system is called Northern Lights.
Olağanüstü bir zamanda yaşıyoruz, Yüzbaşı.
We live in remarkable times, Captain.
Tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz.
It's a dangerous world.
birdünyada yaşıyoruz evlilik her zaman risk ;
We live in a world where marriage is a risk ;
Ama hepimiz ne acılar çekmişsek çekelim yaşıyoruz.
But we are, all of us, no matter what we've suffered, still alive.
Ben ve Jill şimdi onun yerinde yaşıyoruz.
You know, me and jill are living in the old man's place now.
- Evet, ama biz burada yaşıyoruz.
_
- Biz burada yaşıyoruz?
We live here?
Şu anda beraberiz ve yaşıyoruz ve benim için iki kutucuk zaten dolu.
Here and now we're together and we're alive, and that's two boxes ticked for me already.
Ben ve Amir, olgun bir ilişki yaşıyoruz.
Me and Amir, it's... a mature relationship.
Dr. Skouras, iletişimimizde bazı sorunlar yaşıyoruz.
Dr. Skouras, we've some communication malfunction.
Biz çoktan gelecekte yaşıyoruz bile!
And we are already living in it.
Bence ikimiz de eski ilişkilerimizi atlatmakta sorun yaşıyoruz değil mi?
I think we can both agree that we have trouble moving on from old relationships, right?
Kız kardeşimizin derin hüznünü yaşıyoruz.
We all grieve the loss of our sister.
Şimdi sen seninkini yaşıyoruz.
Now you're living yours.
Biz burada yaşıyoruz.
We live here. Oh, my God.
Macera yaşıyoruz.
Well, we're in for quite a ride.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki aklımızdan ilk önce bu geçiyor.
We live in a world where that is the first thought that crosses our minds.
Sadece bir kere yaşıyoruz.
We live only once...
Araba kiralamaya yaşımız yetmediği zamanlardan beri tanıyoruz birbirimizi.
We've known each other since we were too young to rent a car.
Susie'nin 1. yaşı günü partisi için plan yapıyoruz.
So we're making plans for Susie's first birthday party.
Şu an bu herif yaşıyor diye birbirimize sarılıyoruz.
Now we're hugging because he's alive.
Bayan Patmore'a hayatımızı uzakta yaşıyoruz, oyunda değiliz derken ne demek istedin?
What did you mean by saying to Mrs Patmore we were living our lives out of the way? - Not in the game?
Hey.Macera yaşıyoruz şurda, kötü yolların üstünden berbat bi kamyonetle gidiyoruz.
We're on an adventure, traveling down bad roads in a crappy truck.
Ama biliyorsun ki, ikimizde kendi hayallerimizi yaşıyoruz.
But you know, we're both living our dream.
Bence % 60 ihtimalle Matrix'te yaşıyoruz.
I think there's a 60 % chance that we're living in the matrix.
Ama son zamanlarda biraz sorun yaşıyoruz.
But lately, we've been having some problems.
Başka bir amaç uğruna yaşıyoruz.
We're living for something else.
Bak ne diyeceğim, biz de burada yaşıyoruz.
Okay. Did we have sex last night?
Çok zor zamanlar yaşıyoruz.
This is a dark time.
Birkaç yılda bir yaşıyoruz bunu.
We go through this every couple of years.
Öz kardeşlerin bile birbirini sırtından bıçakladığı bir dünyada yaşıyoruz.
It's a world where even my siblings will stab me in the back if they need to.
Sen 25'idin... ve sadece bir tane seçebiliyordun....... sana yaklaşana kadar duruyor neyse üç çocuğumuz var. ... iki evde yaşıyoruz pek çok hayvanımız var ve sonra Komedi sona erdi.
You hit 25, and you just choose the... the one who's standing closest to you, and so we had three kids, and we lived in two houses, we had so many pets, and then, finita la commedia.
En iyi senaryoyu düşünüyorum, kaos yaşıyoruz.
I think best-case scenario, we've got chaos.
Kiralık ev bakacağım çünkü şu an parasını ödeyemeyeceğim otelde yaşıyoruz.
I'm gonna look at a rental, because right now we are living out of a hotel room, which I cannot afford.
yaşıyoruz 30
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97