Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yirmi yıl

Yirmi yıl перевод на английский

1,036 параллельный перевод
Bu mesleğe yirmi yılını verdiğinde Kongre gevezeliğinin gerçek değerini öğrenirsin.
When you have been in this profession twenty years, you'll learn the true value of the small talk of the Congress.
Ya bu adada on veya yirmi yıl kalmak zorunda olursak?
What if we have to stay on this island for 10 or 20 years?
Önümüzdeki on yada yirmi yıl, bir hayatta kalma savaşı yaşanacak.
But it is going to be a fight for survival... for the next ten years, maybe the next 20.
Yaşlı olan madenlerde yirmi yıl kalmış.
Twenty years in the mines, the old one.
Yirmi yıl evvel cahil aptallardan oluşan bir çete laboratuvarımı yıktı.
Twenty years ago a band of ignorant fools destroyed my laboratory.
Peki ne zaman olacak bütün bunlar? Yirmi yıl, belki de otuz yıl sonra.
maybe?
Çünkü, orada bir Porthos vardır. Aslında "Yirmi Yıl Sonra" dan bahsediyorum.
Because in it, Porthos this is really in Twenty Years Later
Yirmi yıl boyunca hep aynı eseri sahneledi.
She's gone on giving the same performance for 20 years.
1786 mı? Ama bu yirmi yıl öncesi.
1786?
Yirmi yıl evvel şu anda gördüğün adam değildim.
20 years ago, I was not the man you're looking at now.
Bak, yirmi yılda dünya nasıl değişti.
Twenty years!
Yirmi yıldan beri savaş ekonomisi ile... yönetilen bir ülkede, ekonominin frenlerine bastığın zaman bütün geçişin... tereyağından kıl çeker gibi olmasını bekleyemezsin.
You can't gear a country's economy for war for 20 years then slam on the brakes and expect the transition to go like grease through a goose.
Kız çocuğu, hayatının ilk yirmi yılında, erkek çocuklarıyla aynı okula gitmeye öyle alışır ki, aynı derslere girmeye, onlarla aynı dünyada yaşamaya... erkeğin kendisiyle kesin olarak eşit olmadığını, o küçük kafasından geçirmeyi akıl edemez.
First 20 years of a girl's life, she gets so used to going to the same schools as the boys, taking the same classes, living in the same world with him. She can't get it through that square little head of hers that she isn't his absolute equal.
O görevler tam olarak, yirmi yıl önce kendim için seçtiğim görevler değildi.
They're simply not the tasks I chose for myself 20 years ago.
Çünkü Ike Slant hayatının ilk yirmi yılını, ülkenin bu kesiminde geçirdi.
Because Ike Slant spent the first 20 years of his life in this part of the country,
Demiryolum bu eyaleti bir günde yirmi yıl geliştirecek.
My railroad would advance this state up to twenty years in one day.
Burada yirmi yıl yemiş birkaç kişi var.
We got a couple of men here doing 20 spot.
yirmi yıl önce.
Twenty years ago.
Sana sadık kaldığım yirmi yılıma acıyorum.
I've been faithful to that loser for twenty years.
Yirmi yıl önce, bir deprem dalgası bu büyük kayayı sürükledi.
Twenty years ago, a tidal wave washed up that big rock.
Yirmi yıl önce, ada halkı bizi haksız yere suçladı.
Twenty years ago, we were falsely accused by the islanders.
Daha yirmi yıl var sanki.
It is 20 years till then.
İnsanlara yiyecek verebiliriz, ama beyinlerini düzeltmek, o on yıl daha sürecek, belik de yirmi yıl!
Sure, we can give people food, but to fix their brains right, it will take more than ten years, perhaps even more than twenty.
Beni ya kurşuna dizerler ya da yirmi yıl boyunca özgürlüğümden mahrum bırakırlar.
I'm deprived of 20 years of my liberty.
Yaptıklarımın kazara olmadığını ispatlamak için geçirilen yirmi yıl.
Twenty years of groping to prove the things I'd done before were not accidents.
Üç Silahşörler, Yirmi Yıl Sonra,
The Three Musketeers, Twenty Years Later...
Yirmi yıl boyunca seminerler ve din okudum.
20 years in the seminary, I'm very devoted.
Yirmi yıl boyunca arkanızdaydık.
For twenty years, we followed you.
Askerler Muhafız Alayım yirmi yılın sonunda size veda ediyorum.
Soldiers - - Of my Old Guard - - After twenty years I have come to say -
O, Japonya'ya yirmi yıl önce gelmişti.
He came to Japan twenty years ago.
Yirmi yıl boyunca bu ülkede vaaz verdim.
I preached in this nation for twenty years.
Ve sanırım sen ve Bay Moon bunun için on ya da yirmi yıl yatarsınız.
And I figure you and Mr. Moon here for ten to 20 years in federal prison.
Yirmi yıl oldu, değil mi?
Twenty, right?
Yirmi yıl önce, Padova'da, Pomponio Algerico'yu da içine alan bir durum vardı, sanırım ismi oydu...
Twenty years ago, in Padova, there was a case involving a certain Pomponio Algerico,
Onu senden yirmi beş yıl önce gördüm.
I knew him twenty-five years before you did.
Bu yıl da tatile çıkmazsak toplamı yirmi aya indirebiliriz.
Yes.
Çünkü yirmi iki yıl sana sana hizmet ettim.
For 22 years I have been your maid. I run the cake shops and the bakery.
Bu kadar. Ne zannettin? Yirmi iki yıl sonra, öylece kalkıp gideceğimi mi?
After 22 years you thought that I would go with nothing?
Yirmi, yirmi beş yıl önce ben de hevesliydim.
Twenty, 25 years ago, I was involved.
Yirmi beş yıl.
Twenty-five years.
Eğer yetmiş beş yaşına kadar yaşarsam yirmi beş yıl uyudum demektir.
If a man lives to be 75 it means he sleeps for 25 years. You know what it means to sleep for 25 years?
Babam, makinistti. Kırk sekiz yaşında emekli oldu ve insanlar, babamın sağlıklı iken yirmi, belki de otuz yıl boyunca bir şey yapmadan emekli maaşı alacak olmasını çok kıskandı.
My father, an engine driver, has been retired since the age of forty eight and people are mad with envy since dad is healthy and will draw his pension for twenty, maybe thirty years... without doing a thing.
O zamandan bu yana, yirmi dokuz yıl geçip gitti, ama eski ateş asla sönmez!
Twenty-nine others have gone by since, but the old fire never goes out!
Yirmi sekiz yıl.
Twenty-eight years.
Yirmi sekiz yıl mı?
Twenty-eight years?
Sana beş yıl boyunca yılda yirmi bin dolar veririm.
I'll give you 20,000 a year for five years.
yirmi beş yıl boyunca, onunla yaşadım
For 25 years, I've lived with him
Bu hiç bir şeyi... değiştirmez belki... ama yirmi beş yıl sonra bile
It doesn't change a thing But even so After 25 years
Burada yazlığınızda tıkılıp kaldığınızdan belki duymadınız... ama 5 yirmi ( 100 yıl ) ve 7 yıl önce ( 1865 İç savaşı ) insanlara kendi kararlarını almalarına izin vermeye başladılar.
Maybe you haven't heard about it, stuck out here in vacationland, but five score and seven years ago, they just started letting people make up their own mind.
Yirmi yıl?
Twenty years?
Yirmi beş yıl önce, Napoli'de, iki kez yargılandığımda henüz ilk ayinimi kutlamıştım.
Twenty-five years ago, in Naples, I had just celebrated my first Mass, when I was put on trial twice.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]