Yoruldun перевод на английский
754 параллельный перевод
- Yoruldun mu tatlım?
Are you tired, my love?
Yoruldun ha?
You tired?
- Çok yoruldun, değil mi Jane?
- You're dead-tired, aren't you, Jane?
- Yoruldun mu Jane?
- You tired, Jane?
- Yoruldun mu?
- Tired?
Akşam yoruldun mu?
Were you tired last night?
Hayatım, çok yoruldun.
Darling, you're tired.
- Yoruldun mu evlat?
- Tired, son?
Ses dinlemekten yoruldun mu?
Well, tired of listening to sounds?
- Yoruldun mu? - Zor bir gündü.
A tough day.
Çok yoruldun.
You look worn out.
Biraz fazla yoruldun, sanırım.
You are a little overtired, I think.
Yoruldun mu?
Is you busted?
Yoruldun, öyle mi?
Oh, you did, huh?
- Yoruldun mu? - Hayır.
Tired of it?
- Yoruldun mu? - Hayır.
- Aren't you tired?
Dün gece de gelmedin. Yoruldun mu?
You didn't come home last night either.
Yoruldun mu?
Tired?
- Yoruldun mu Noriko?
- Tired, Noriko?
- Sen de yoruldun.
- You must be tired too.
Çok mu yoruldun?
Are you very tired?
Yoruldun mu?
- Dead heat, huh? Oh!
Zavallı Tax, hayattaki tek dostum, şimdiden yoruldun.
Poor tax, my only friend in the world and you're already tired.
Yoruldun mu?
Are you tired?
- Yoruldun mu?
Are you tired?
Yoruldun.
You're tired.
Yoruldun mu baba?
You tired, Dad?
- Yoruldun mu?
- You tired?
Bella, biliyorum yoruldun.Frances ayrıldığından beri üzerine çok yük bindi.
Bella, I know you're tired. You've had too much to do since Frances left.
Çok sıkı çalışmaktasın ve bu yüzden aşırı yoruldun.
You have been working very hard, and you're overtired.
Şimdiden yoruldun mu?
Are you that tired of it already?
Çok yoruldun, bence sen biraz dinlen.
You've traveled far. Refresh yourself.
Yoruldun mu hayatım?
Tired, honey?
Sen yoruldun.
You're tired.
Yemekten sonra, " Yoruldun mu?
And then after supper, " You must be tired.
Şimdiden mi yoruldun?
So, tired already?
Ayrıca dinlenmeye ihtiyacın var. Yoruldun. Evet, yorgunum.
Besides you need the rest.
başkasına ver, yoruldun.
Hand some over, you're tired.
Lucy'nin bakıcılığını yaptığından beri, sürekli onun hayatını harabeye çevirmekten yoruldun.
Ever since you've been Lucy's guardian, you've tried to ruin her life.
Yoruldun mu?
You tired?
Pekala, sen yoruldun.
All right then, you're tired.
- Yoruldun mu dede?
- Tired, Grandad?
Yoruldun, biraz dinlen Baron.
Go on, take a rest, Baron. You're tired.
Yoruldun mu?
Big and dirty, they smell like a stable.
- Yoruldun mu?
- Why, are you tired?
- Yoruldun mu?
- Tired? You tired?
Şimdiden yoruldun mu?
Getting tired?
Çabuk yoruldun.
Soon asleep.
- Yoruldun mu?
- You out of poop?
- Yoruldun mu?
- Are you tired?
- Yoruldun mu?
Hi.