Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ç ] / Çok geç kaldık

Çok geç kaldık перевод на английский

572 параллельный перевод
- Korkarım Honaluluya gidecek gemiye çok geç kaldık.
Also fear too late for boat to Honolulu.
Çok geç kaldık. Arkadan çıkıyorum.
It's too late for me.
Korkarım çok geç kaldık.
I'm afraid we're to late.
- Belki çok geç kaldık.
- Maybe it's too late.
Her şey için çok geç kaldık!
It's all too late now!
- Zaten çok geç kaldık.
- We are so late already.
Siktir, çok geç kaldık!
Damn! We're too late!
Komite toplantısı için çok geç kaldık.
We'll be late for that committee meeting.
Belki de çok geç kaldık.
What if we are already too late?
Çok geç kaldık
Looks like we're too late.
Çok geç kaldık ama acele edemeyiz.
We're very late, but we can't rush it.
- Çok geç kaldık.
- We're too late.
- Hayır, ama gerçekten çok geç kaldık.
- No, but now we're really late.
Sandığımızdan çok geç kaldık
"It's later than you think"
Çok geç kaldık.
We're running late.
Çok geç kaldık belki de.
Maybe we're too late.
Çok geç kaldık.
We're too late.
Açıkçası çok geç kaldık.
Obviously we arrived too late.
Çok geç kaldık ama en azından seni öldürdük!
We came by too late, but right on time to kill you.
Lütfen, çok geç kaldık.
Please, we're very late.
- Yanılmıyorsam bile muhtemelen çok geç kaldık.
- Even if I am, it's probably too late.
- Evet, ama çok geç kaldık.
-'Yes. But we are too late.
Çok geç kaldık.
We came too late.
- Çok geç kaldık, efendim.
We're long overdue, sir.
Çok geç kaldık.
We're long overdue.
Sonra ona anlatmak için çok geç kaldık.
Then it was too late to tell him.
Çok geç kaldık.
It's too late.
Buraya bak. Üçüncü cinayeti engellemek için çok geç kaldık.
Look here.We're too late to prevent the murder of number three.
Oh yooo... çok geç kaldık!
Oh no... We're too late
Hayır, çok geç kaldık.
No, we're much too late.
Çok geç kaldık.
We're so late already.
- Çok geç kaldık.
- We're so late.
Çok geç kaldık.
Now it's too late.
- Çok mu geç kaldık?
- Why, Miss Bragg.
Zaten geç kaldım. Aile meseleniz yüzünden pazar yemeğimi daha çok geciktiremem. Çıkın dışarı.
You made me late, and I ain't gonna put off my Sunday dinner any longer messing around in a family squabble.
Çok geç kaldılar.Onları atlattık.
They're too late. We fooled them. Come.
Korkarım çok geç kaldık, Watson.
I'm afraid were too late Watson.
- Hiç sanmam. Çok temiz kaldık, ama artık çok geç.
There are no marks on us, but it's too late.
İç benliğin, bu piyesi oynamakla bir hata yaptığını sana devamlı söylerken, artık vazgeçmek için çok geç kaldığını...
Though in the trade of war I have slain men... Your inner self telling you every instant you're making a mistake to try this, knowing all the time you're caught and it's too late to change your mind.
Zaten çok da geç kaldık.
We were too late anyway.
Korkarım çok geç kaldın, sensiz başladık.
I'm afraid you were so late that we started without you.
Yaşamı seçmek için çok mu geç kaldık, ne dersin?
Are we too late, do you think, if we choose to live?
- Çok mu geç kaldık?
- Too late?
Çok geç kaldım, maalesef kızımla evlendikten sonra.
When it was too late, after you'd married my daughter.
Çok mu geç kaldık?
Are we too late?
Bu çok kötü... Geç kaldık... Doğum gecikti, bebek ters dönmüş...
This isn't good... it's overdue... the baby's overdue and it's twisted around...
Ya hep çok erken geldik.. ya da hep geç kaldık..
We came too late, or too early.
Çok geç kaldık, hayatım.
We're too late, darling.
Numaralarını... -... anlamıyorum. - Geç kaldım çok kızdı ve bir gövde gösterisi yaptı!
You know I don't understand them.
Pazarlık yapmak için çok geç kaldın Muhtar!
You are too late for bargains, Mukhtar!
Tanrım, çok geç kaldık.
My God, we're too late.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]