Çok şey перевод на английский
59,404 параллельный перевод
- Ailene daha çok şey borçlu değil misin?
- Don't you owe your family more?
Seni tanıyorum Bugün çok şey var.
I know you got a lot going on today.
Ondan çok şey öğrendim.
I learned a great deal from her.
Ve biz gerçekten onun hakkında çok şey biliyorum.
And we don't really know much about him.
Birlikte çok şey yapabiliriz.
We could do a lot together.
Doğu yakasındaki çetelerde sıkıntı yok. Fakat Narrows'un güneyinde, liman tarafında çok şey konuşuluyor.
The East Side gangs are holding, but south of the Narrows, the docks, there's chatter.
Ölünce insan çok şey kaçırıyor.
You miss a lot being dead.
Konuşmanız gereken çok şey vardır.
You must've had a lot to catch up on.
Çok şey mi istiyorum?
Is that so much to ask?
Sana öğreteceğim çok şey var, Bruce.
I have so much to teach you, Bruce.
Senden çok şey istediğimizi biliyorum.
I know we've asked a lot of you.
Bombayı bul ve ondan sonra Strange'ten geriye ne kadar az ya da çok şey kalırsa, sadece serçe parmağı kalsa bile onu hapse tıkacağız.
Find the bomb, and however much or little is left of Strange after that, even if it's just a pinky, we will throw in jail.
"Sabır pek çok şey yapabilir."
Patience can do lots of things.
Gördüğüm kadarıyla güçlerin hakkında öğrenmen gereken çok şey var.
I see you've got a lot to learn about your power.
- Barry, gurur duymadığım o kadar çok şey yaptım ki.
I've done that I'm not proud of.
- Telafi etmem gereken çok şey var.
I have a whole lot to make up for.
Son üç yıldır başımızdan çok şey geçti ama bir müzikalde mahsur kalmak?
You know, we've been through a lot these last three years, but, um... getting stuck in a musical?
- Sen çok şey duruyorsun...
You... you look...
Hepiniz bana o kadar çok şey verdiniz ki.
And you've all given me so... so much, you know?
O zamandan beri çok şey değişti.
Things have changed since then.
Beş dakikada çok şey olabilir.
A lot can happen in five minutes.
Şimdiye kadar pek çok kişiye pek çok şey yaptım.
I've done a lot of things to a lot of people by now.
İptal edince çok kızmıştım. Her şey bitti sanmıştım.
I was so upset when she canceled on me, and really thought it was over.
Çok tuhaf bir şey oldu.
So, the weirdest thing just happened.
Sana verdiğim her şey için çok üzgünüm.
I'm so sorry for everything that I've put you through.
Bir yandan da moral dediğin şey çok zor bir şey değil.
Speaking of which, morale has not exactly been skyrocketing.
Bu yüzden yatırıma ihtiyacımız var, kullanıcıları tutmak için, eğer bu şekilde devam edersek her şey çok güzel olacak.
In fact, that's why we need funding, to keep up with the users, and I think it could be really good if we could just keep it going.
Çok bilmiş bir şey olacağına eminim.
I'll assume it was something clever.
Yani, bu çok önemli bir şey Bizim de tartışmamız için.
I mean, that's a pretty significant thing for us to discuss, too.
Demek istediğim, aslında, her şey hakkında çok felaket gibiydim.
I mean, really, I was very blah about the whole thing.
Çok yeni bir şey gören çok eski bir tanrıydı.
Well, he was a very old god who saw something very new.
Ne, bu gibi mi? çok gizli ya da başka bir şey?
What, is it like top secret or something?
Fakat inanın bana, ölüm çok sıkıcı bir şey. Ama hayata dönmek inanılmaz ya.
But take it from me, death is... dull... but coming back... that is something.
Bak, söylediğin her şey daha çok ilgili olmamı sağlıyor.
You see, everything that you say just makes me more intrigued.
Bu adam Flash'tan kaçtığı için kendini bir şey sanıyor olmalı yani çok yüksek ihtimalle geri dönecektir.
This guys must be pretty full of himself, knowing he escaped The Flash, so ten to one, he'll be back. - All right.
Babam uyandığı zaman, ona onu çok sevdiğimi ve hep kızı olarak kalacağımı ama Dünya 1'e taşınmak istediğimi söylesem şey konusunda ne düşünürsün...
When my dad wakes up, if I tell him that I love him and I'll always be his daughter but that I want to move to Earth-1, what would you think about...
- Müzikallerde her şey çok daha basit. - Evet.
- Things really are easier in musicals.
O kadar çok kez başarısız oldum ki sanki tek yapmayı bildiğim şey buymuş gibi.
It's like I've failed so many times. That's all I know how to do.
Söyleyebileceğim tek şey hayatımın bir kısmının çok karışık olduğu.
All I can say is... that part of my life is very complicated.
Ama sonra çok garip bir şey oldu.
But a funny thing happened when I did.
Her şey yerine oturmaya başladı. - Ama çok kötü bir şekilde.
It's all coming together... in the worst way.
- Şu andan itibaren ne zaman o yaz fırtınası gibi, gri benekli masmavi gözlerine dudaklarımı öpmeye gelirken bakarsam düşündüğüm tek şey, o güzel ve ateşli beynine nasıl ilham verebileceğim olacak. - Çok iyi anladım.
- I totally understand.
Aslında iyi bir şey... çünkü işler şu an çok garip.
Which is a good thing...'cause things are weird right now.
Çünkü çok garip bir şey hissettim.
Because I just had the weirdest feeling.
Çok fazla telafi etmem gereken şey var.
I have too much left to make up for.
Çok fazla konuşacak şey var biliyorum ama şuan bunları düşünmek istemiyorum.
I know we have a lot to talk about, but I don't, I don't want to get into any of that right now.
Konuşmamız gereken çok önemli bir şey var Lucifer.
Lucifer. There's something very important we need to discuss.
Beni bulduğun çok iyi oldu, o andan beri sana bir şey sormak istiyordum.
It's good that you found me,'cause I've been meaning to ask you something since then.
Kesin bir şey söylemek çok zor fakat tahminimce 24 saat içinde derim.
Well, it's hard to say for sure, but best guess, maybe 24 hours?
Yani onun için parti nasıl gitti bilemiyorum ama çocuklar çok fazla berbat şey gördüm.
Yeah, well, I mean, I don't know how down he was to party, but, you guys, I've seen a lot of messed up stuff.
Paketin içindeki şey uyuşturucudan çok daha değerli bir şey.
What's in that package is far more valuable than drugs.
çok şey mi istiyorum 23
çok şey öğrendim 19
çok şey biliyorsun 17
şeytani 22
seymour 151
şeyi 45
seyahat 26
şeytan 474
şeyler 33
seyret 126
çok şey öğrendim 19
çok şey biliyorsun 17
şeytani 22
seymour 151
şeyi 45
seyahat 26
şeytan 474
şeyler 33
seyret 126
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyret şimdi 29
seyir subayı 22
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyret şimdi 29
seyir subayı 22