Öğrenebilirim перевод на английский
670 параллельный перевод
Ama nasıl bu hale geldiğimi öğrenebilirim en azından değil mi?
But don't you think that I should at least try to find out why I ended up this way?
- Söylemezsen eğer her halükarda öğrenebilirim zaten, değil mi?
And if you don't, don't I know how to find it out anyway?
Gerçek olup olmadığını şimdi öğrenebilirim
I might as well see if it's true now.
Kristal küreye bakarak Avrupa ile alakalı daha fazla şey öğrenebilirim.
I could get more news out of Europe looking in the crystal ball.
Üzgünüm ki bu konuda bilgili değilim ama okuyup bir şeyler öğrenebilirim.
I'm afraid I'm not exactly equipped, but I could do some reading up.
Büyük bir partiye hiç katılmadım, ama ne yapacağımı öğrenebilirim.
I've never been to a large party, but I could learn what to do.
Örgü örmeyi öğrenebilirim, Ripley de resmimi basar.
I can always learn to knit, and Ripley'll print my picture.
Öğrenebilirim.
I can do that.
Herhalde orada bizimkilerle ilgili bir şeyler öğrenebilirim.
I think I can find out about my people down there.
Bunu öğrenebilirim ama ya Charles ne yaptığımı anlarsa?
Well, I should be able to... - Unless Charles realizes what I'm doing.
Ağzını bile açamayan bir kızdan bunu nasıl öğrenebilirim?
How can we get information from a girl who can't open her mouth?
Katırları sürmeyi öğrenebilirim.
I could learn to drive mules.
sizi evime götürürüm ve - kaç şerifin ülkenin etrafında dolaştığını nasıl öğrenebilirim?
Here I agree to work with you fellas, take you into my home and - Say, how do I know how many sheriffs is chasing'you around the country?
- Sizin için öğrenebilirim ama.
- I'll look it up for you.
Belki ondan bir şeyler öğrenebilirim.
Perhaps I shall be able to get something out of him.
Ondan bir şeyler öğrenebilirim.
I might learn something.
Bilmediğimi öğrenebilirim.
What I don't know I can find out.
Öğrenebilirim.
I can find out.
Ordu işini öğrenebilirim.
I know I can learn this Army business.
Sadece bir refakatçi istiyorum, bu sayede nasıl ayakta duracağımı öğrenebilirim.
I just need an escort so I can learn how to find my way around.
Çocuğumun neden öldüğünü sizden öğrenebilirim.
You will tell me why my child died.
Bunu nasıl öğrenebilirim?
How'd you learn to spell "philanthropist"?
Hayır, ama öğrenebilirim.
No, but I can learn
Doktor temkinlidir, delikanlı. Bunu ben de öğrenebilirim.
- The Doc's sure a caution, kid.
- Ben öğrenebilirim.
- I could find out.
Şarkı söylemeyi öğrenebilirim, bu işe yarar.
I could learn to sing, and that will do it.
Çok şey öğrenebilirim.
I could learn a lot.
- Öğrenebilirim.
- I can learn.
O kadar kolay değil, ama dediğim gibi, öğrenebilirim.
It's not that easy, but I told you, I can learn.
Belki bir gün neden yaptığınızı öğrenebilirim.
Maybe some day I will also have the chance to find out,... why you did it.
- Bilmiyorum, ama öğrenebilirim.
- I don't know, but I can find out.
Bunu öğrenebilirim sanırım.
I think maybe I can find out.
Nereden öğrenebilirim?
Where can I find out?
Bir yerde laboratuvar bulursam öğrenebilirim.
I can find it in an x-ray now if I find a lab somewhere.
Hâlâ öğrenebilirim Bu be _ ijfel-ben.
I can still learn? That be _ ijfel-I.
Geminin birinde doktor olursam yeni bir şeyler öğrenebilirim sandım.
I thought I could learn something new by being a ship's doctor.
Eğer biraz üzerinde kafa yorarsam, öğrenebilirim.
If I am given peace of mind for a while, I can find that out.
- Öğrenebilirim.
- Well, I can find out.
Bay Emerson'u arayıp Bay Wilson'un nerede olduğunu öğrenebilirim.
I'll get our Mr. Emerson who should know where Mr. Wilson is, so that he can call.
Ama öğrenebilirim.
- They used to.
Meslek sırrı ama doğrusunu öğrenebilirim.
It's a professional secret, but I can ascertain it.
Hayat felsefenle yaşamayı öğrenebilirim belki severim de.
I could learn to live with your philosophy, maybe even like it.
Sakinleşip anlatırsan öğrenebilirim.
I might, if you'd pipe down long enough to tell me.
Yerini nasıl öğrenebilirim?
How can I locate him?
Kendim de öğrenebilirim.
I can find out for myself.
Galiba tribbleleri sevmeyi öğrenebilirim.
Hey, you know, I think I could learn to like tribbles.
Ve ayrıca hiç birimiz onu çalmayı bilmiyoruz. Ben öğrenebilirim.
And it ain't as if any one of us could play it.
Eğer yoksa da öğrenebilirim.
And if I ain't I can learn to be.
Evet, bunu kendim de öğrenebilirim.
Well, I might as well find out.
- Trompet mi çalıyorsun? - Hayır, ama öğrenebilirim.
- You play a trumpet?
Onu sevmemeyi öğrenebilirim!
I could learn to dislike him.
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17