Öğreniyorum перевод на английский
1,385 параллельный перевод
- Galiba öğreniyorum.
- I think I'm getting it.
İbranicem çok az... Ama öğreniyorum...
Little Hebrew... but I am learn...
Öğreniyorum, ama şunu söylememe izin ver sarışın sen de Audry Hepburn sayılmazsın.
- Well, I'm learning. But, blondie, you're not exactly Audrey Hepburn.
- Ben İngilizce öğreniyorum.
- I am just learning English.
Öğreniyorum.
I'm learning.
Birileri yanımızdayken, bana hiç söylemediğin şeyleri öğreniyorum.
In company, i learn things about you that you never told me.
Elbette Dan'den çok şey öğreniyorum.
Well, I've, uh, certainly been learning a lot from Dan.
Bretonca, bisiklet sürmeyi ve balık tutmayı öğreniyorum.
Breton, biking, fishing...
Kendi amacım için, nasıI ihanet edileceğini senden öğreniyorum.
I learn from you how to betray all for sake of self.
Öğreniyorum.
Can you? I get by.
Asya kültürünü öğreniyorum.
Soaking up Asian culture.
Ben Choi Baedal'ım. Karate öğreniyorum.
I'm Choi Baedal I'm studying karate
Üzgünüm, Milton'daki nezaket kurallarını çok yavaş öğreniyorum. Ama yorgunum.
If we become more familiar with each other's traditions, we may learn to be more tolerant, I think.
Çalışmadığım bir günün gecesinde yardım etmeye geliyorum. Ama bunun sahtecilik olacağını öğreniyorum.
I come at night, on a day off, to help you, only to hear it's to be forged?
Kuzey Kore'de kaçak olmamız yetmezmiş gibi bir de Will'le yattığını öğreniyorum.
Bad enough being a fugitive in North Korea. Now I have to find out you slept with Will?
Ondan öğreniyorum.
He rubs off.
- 20 defa mı? Sen ayakkabına sidik sıçratırken, ben bir şeyler öğreniyorum.
When you're peeing all over your shoe, I'm learning something.
Ben de senin için hayati önem taşıyan elmas kolyeye 15.000 $ harcamış olmaktan nefret ediyorum, ama ben bununla yaşamayı öğreniyorum.
And I really hate that I spend $ 15,000 on your diamond necklace that you couldn't live without, but I'm learning to deal with it.
Şimdi de senin onu benden önce öptüğünü öğreniyorum.
And now I find out that you kissed her first.
- Evet. Öğreniyorum.
I'm learning.
Popo kaslarımı çalıştırıyorum, ve bu kulaklıktan da İspanyolca öğreniyorum.
I am doing butt clenches, and I'm learning Spanish in this ear piece.
Ayrıca, niye haberleri altı yaşında bir çocuktan öğreniyorum?
And why am I getting the news from a 6-year-old?
Oğlumun hayatında neler olup bittiğini öğreniyorum.
Finding out what the hell is going on in my son's life.
Şimdi ise yalan söyleyenin sen olduğunu öğreniyorum.
And now I find out the person lying was you.
- Öğreniyorum, ama...
- Well, I'm learning, but...
Birçok şey öğreniyorum.
I'm learning tons.
Duygularımı dizginlemeyi öğreniyorum.
Been learning to keep my emotions in check.
Sanırım hızlı öğreniyorum. Özümde olduğunu sen söylemiştin.
I guess I'm a fast learner, you said yourself I was a natural.
- Şimdi de gittiğini öğreniyorum.
- And now I find out you're leaving?
- Geceleri dövüş sanatı öğreniyorum.
- That's when I Krav Maga.
Sizler eski Güneyli tarzına alışık değilsiniz. Ben öğreniyorum.
You guys aren't used to old-fashioned... unspoiled Southern manners.
Hızlı öğreniyorum.
I am getting the hang of it.
- Bense bunu bugün öğreniyorum!
- I'm just hearing about this today?
Tatlım, ne zaman çarpacağımı bilmiyorum fakat şimdilik, araba, organik aşçılık hakkında bir şeyler öğreniyorum, biraz dansedicem ve bugün daha sonra, tuvaleti tamir edicem.
Honey, I don't know when I'm going to crash... but as of right now, we are learning about the car... and I'm learning organic cooking, I'm gonna tap dance... and later on today, I am going to fix the toilet.
Sadece ilgi alanlarını öğreniyorum.
I'm just taking an interest.
Ben sadece yaşadıkça öğreniyorum ama senin de yardımcı olman gerek çünkü...
I'm just... learning this stuff as I go along, but you gotta work with me here... because...
Burada da bir şeyler öğreniyorum.
I'm learning right here.
Dayumae'den, Waodani dilinde cümleler öğreniyorum.
I've been learning some Waodani phrases from Dayumae.
Geç kaldığım için özür dilerim, ancak şehirde yeniyim ve trenleri henüz öğreniyorum.
I'm so sorry I'm late. I'm just learning the trains... plus the rain.
Öğreniyorum.
To learn.
Öğreniyorum, gerçekten çok şey öğreniyorum.
I'm learning a ton.
Dans edeceği birini arıyor ve ben adım atmayı daha yeni öğreniyorum.
He's looking for the whole dance and I'm just relearning the steps.
Boyamayı öğreniyorum bir portre, büyük birtane
I learned painting A portrait, kinds of big
Neden en son ben öğreniyorum, hiç bilmiyorum.
Why I'm the last one to find out, I'll never know.
- Öğreniyorum.
- I'm learning.
Ondan o kadar çok şey öğreniyorum ki.
I am learning so much from him.
Dağdayken, her gün yeni bir şey öğreniyorum.
I learn something every day when I'm on the mountain.
- Yöntemini öğreniyorum.
. - I'm learning your method.
Ben de sizden çok iey öğreniyorum.
I'm learning a lot from you too.
Yaşamayı öğreniyorum biraz.
I figured why not learning to live a little.
Dünya hakkında çok şey öğreniyorum.
I've been learning much about Earth.
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğreneceksiniz 19
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğreneceksiniz 19
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17