Öğrenmelisin перевод на английский
1,381 параллельный перевод
Amcam Alvin Yark'ı çağırayım. O sana yeni bir tekne yapar. Ayrıca nasıl kullanman gerektiğini öğrenmelisin!
I'll get my uncle, Alvin Yark, to build you a proper boat and learn how to use it, okay?
Böyle sözcükleri öğrenmelisin.
You have to learn these hip words.
Yalnız başına kalmayı öğrenmelisin.
You must learn to be on your own.
- Daha esnek olmayı öğrenmelisin.
- You'll have to learn to be more flexible.
Bunu görmen gerek, Archie, kışın beslenmeyi ve hayatta kalmayı öğrenmelisin.
You need to watch this, Archie, to learn how to feed yourself and survive in the winter.
Çizginin nereye çekileceğini öğrenmelisin.
You gotta know where to draw the line.
Hayalleri ve gerçekleri birbirinden ayırmayı öğrenmelisin.
You must learn to distinguish visions from reality.
Belki kısa sürede çalışıp öğrenmelisin.
Maybe you should bone up.
Sıfatları dinlemek için öğrenmelisin.
You've got to learn to listen for adjectives.
İnsanlar güvenmeyi tekrar öğrenmelisin.
You have to learn to trust people again.
Minnettar olmayı öğrenmelisin. Değil mi?
You should learn how to be grateful.
Fırsat bulursan, fotoğraf çekmeyi öğrenmelisin.
You should learn to take pictures If you have the chance
Grubun parçası olmayı öğrenmelisin.
You've got to learn to just blend in.
Bir adamı nasıl heyecanlandıracağını öğrenmelisin.
You have to learn how to excite a man.
Ona başka bir açıdan bakmayı öğrenmelisin.
You should learn to look at her differently.
Daha az duyarlı olmayı öğrenmelisin.
Jumped five feet in the air, flew right into my lap. Oh, no!
Bunu yapmayı öğrenmelisin.
- You're gonna have to learn to.
Bunun temeline ulaşmak istiyorsan, diğerleriyle nasıl oynayacağını öğrenmelisin.
You gotta learn how to play with others.
Belki önce ne sattığımızı bir öğrenmelisin.
Maybe you should find out what we're selling first.
İblis gibi dövüşmeyi öğrenmelisin.
You need to learn how to fight like a demon.
Üstelik bu adamın nelerden hoşlandığını öğrenmelisin.
You gotta find out what this guy's into.
Bana güvenmeyi öğrenmelisin.
All right, you have to learn to trust me.
İşleri yürütmeyi öğrenmelisin.
You have to learn to keep things flowing.
Ne diyeceğim bak, biraz vidaları gevşetmeyi öğrenmelisin bebiş. Öyle mi?
You need to learn how to loosen up a little, toots.
Sen inanılmaz umut vaat eden yetenekli bir çocuksun. Bazı insanların senin geri kalmana yol açabileceğini şimdiden öğrenmelisin!
You are a gifted girl with immense promise... and you should learn very early that certain people can hold you back.
Andrew gibi biraz yalakalık yapmayı öğrenmelisin.
TO DO A LITTLE BIT OF ASS-KISSING, LIKE ANDREW.
Avın hakkında herşeyi öğrenmelisin.
You must learn all you can about your kill.
Tatlım, belki de birkaç şaka yada ona benzer bir şeyler öğrenmelisin.
Oh, sweetie, maybe you can learn some jokes or something.
O halde onun o gece Galpex-Orpheus Petrol Platformu'ndan kaybolan tek kişi değil, iki kişiden biri olduğunu da öğrenmelisin.
Then you must also know he was not the only man to vanish from the platform that night, but one of two men.
Buradaki tüm çocuklar kızak kayar. Öğrenmelisin.
Look Kyle, sledding is something all kids out here do.
Ama bu öfkeyi kanalize etmeyi, yapıcı yönde kullanmayı öğrenmelisin.
But you have to learn to channel that anger, to use it constructively.
Hey, onu biraz rahat bırakmalı... ona güvenmeyi öğrenmelisin.
Hey, you just gotta give him some space... learn to trust him.
Kapıyı çalmayı öğrenmelisin.
You really should learn to knock.
Gözlerin açık uyumayı öğrenmelisin.
You should learn to sleep with your eyes open.
Tatlım, kendini korumayı öğrenmelisin.
Honey, you have to protect yourself.
Ama bunun için gençler liginin başkalarına saygısızlık yapmak demek olmadığını öğrenmelisin.
But in order to do so, you're going to have to learn that youth basketball ain't about you and your lack of respect for others.
- Eğer Beyaz Amerikaya gideceksen, mayonezin nasıl bişey olduğunu da öğrenmelisin!
- If you're going to pass in white America,... you are going to have to learn to like mayonnaise!
Sidda'yı aramalısın, gerçekleri öğrenmelisin.
You should call Sidda, get the facts.
Biraz rahatlamayı öğrenmelisin.
You've got to learn to relax.
Batmadan durmayı öğrenmelisin ayaklarınla it, geriye yat.
You got to know how to float and kick, so lean back.
- Paylaşmak mı? - Kalbinin ışığını nasıl yakacağını öğrenmelisin.
- Learn how to turn on your heart light.
Kapını kilitlemeyi öğrenmelisin.
You really should get in the habit of locking your door.
- Sakin olmayı öğrenmelisin.
- You got to learn how to relax.
Konuşmak yerine dikiş dikmeyi öğrenmelisin.
You should learn to sew instead of talk.
Bunu tüm kalbinle öğrenmelisin.
You have to learn this off by heart.
Eğer diğer erkeklerin... beraber savaşa gireceği bir adam olmak istiyorsan... ortağını okumayı öğrenmelisin.
If you hope to become the kind of man... that other men choose to go into battle with... you have to learn to read your partner.
Nasıl bitirileceğini öğrenmelisin.
You need to learn how to fiinish.
Birşeyleri arkanda bırakmayı öğrenmelisin.
You should learn how to put things behind you.
Eğer topukları giyeceksen onlarla koşmayı öğrenmelisin.
You got to learn to run in those heels if you're gonna wear them.
Kavga etmeyi öğrenmelisin.
You'll have to learn to fight. Umet voevat.
Bana güvenmeyi öğrenmelisin.
You should learn to trust me.
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenebilirim 18
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenebilirim 18