Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ü ] / Üc

Üc перевод на английский

75,615 параллельный перевод
Oyuna dönmek için var gücümle çabaladım ve üç beş kıçı bezli amatörün beni tekrar saf dışı bırakmasına müsaade etmeyeceğim.
It's taken everything in my empty soul to get back in this game, and there's zero chance I'm gonna let some amateurs in diapers push me out again.
Neyse, fark etmez. Araştırmalarımda bana yardımcı olacak üç Baudelaire bambino'm varken asistana ne hacet?
Who needs an assistant when I have three charming Baudelaire bambinis to help me with my research?
19 anahtar, üç şifre, iki parmak izi ve bir retina taramasını geçmeden içeri giriş yapılamıyor.
You can't get inside unless you have 19 keys, three combinations, two fingerprints and one optical scan.
Küçük olabilir ama üç çocukla yaşadığım için
It's small, but like I said, I have three young children living with me,
Stephano hepsini anlattı. Kendisinin, günde en az üç kez elinde bıçakla merdivende koşturmasını gerektiren çok sıkı bir spor programı varmış.
Uh, Stephano has explained to me that he has a very strict fitness regimen, where he has to run up and down the stairs brandishing a knife at least three times a day.
O laboratuvar asistanıysa ben de üç ağızlı Brezilya kaplumbağasıyım.
He's no more a lab assistant than I'm a three-mouth Brazilian waxed turtle.
İki yetişkin, üç öğrenci.
Two adults, three minors.
Ve bir ve iki ve bir, iki, üç, dört.
And a one and a two and a chicka-booma-chick.
Dünyada yapayalnız üç çaresiz çocuk.
Three helpless children all alone in the world.
Siz üç kardeş değil miydiniz?
I thought there were three of you.
Bu tür bir işi yapmaya üç kişi yeter.
I don't know if three people are enough to do this sort of work. I...
Kredi kartları üç eyaletin her yerinde kullanılıyor.
His credit cards are pinging all over the Tri-State area.
Hafızasında beş farklı ton, üç de hazır ritim var.
Five preset tones. Three unique demo modes.
Dört, üç, iki, bir.
4-3-2-1.
Kadınlar hakkında yazılan her şey üç ana başlıkta toplanmış.
Everything written for women seem to fall into just three categories :
Sen film yapmayalı üç sene oldu.
You haven't worked in three years.
Okula giden üç tane çocuğum var.
I've got three children whose schooling is not yet complete.
1781'deki savaşta ağır yaralıydım ve üç yıl önce Sleepy Hollow'da uyanana kadar mistik bir uykudaydım.
I was mortally wounded in battle in 1781, and put under a mystical slumber until I awoke three years ago in... Sleepy Hollow.
Hayatının son üç senesini ise ağabeyinin sıhhatine adadı.
He's devoted the past three years of his life to his brother's welfare.
Aynen, üç dolar falan ediyor.
All right? That's worth about three bucks.
Neredeyse üç yıldır bir davaya katılmadım, sırada o var.
I haven't argued a case in almost three years, so that's next.
Son iki haftadır bütün müvekkillerle görüşebilmek için günde üç kez yemeğe çıktım.
And I'm doing it three meals a day for the past two weeks with every one of our clients.
Sana bir şey daha diyeyim üç Oscar kazanan ilk kişi ben olacağım.
And let me tell you something else, I'm going to be the first person to have three Oscars.
Bu sırada üç sahte ihbara ve iki tane evsizin bir alışveriş arabası için kavgasına gittik.
In the meantime, we got three negative contacts and two homeless guys fighting over a shopping cart.
üç...
Three...
Ayrıca bu kadar üç noktaya gerek var mı?
And I was also wondering, do we really need all these ellipses?
Sadece Charlotte, üç nokta.
"Only Charlotte," dot, dot, dot.
Sırf beni görmek için üç uçağa ve bir trene binip taksiyle dağ kenarından geçerek gelmiş.
He had taken three planes, a train, a taxi up a goat trail, just to get to see me.
Tom, baban öldüğünden beri geçen üç haftadır onun kim olduğu ve annen ile onun senden niçin vazgeçtikleri konusu aklına takıldı kaldı.
Tom, in the last three weeks since your father died, you have been obsessing over who he was and why he and your mother gave you up.
Bu yüzden üç gün sonra kızı kaçırdım.
That's why we eloped after only three days.
Nez, sağa dönüş yapman lazım üç, iki...
Naz, you've got a right turn coming up in three, two...
Ve üç ay önce istihbarat Dudin, Zidane ve Kota'yı saldırının kilit elemanları olarak gösterdi
And three months ago, intel named Dudin, Zidane, and Kota as key players in the attack.
Toplantı üç saatten az sürer.
Meeting's in less than three hours.
Bende de üç.
I got three.
Arkada dört tane var, öğle yemeğine kadar üç tur daha var.
Well, I have four in the back, three other trips to make by lunch.
Olay üç dakika önce bildirilmiş... birkaç dakika geri gidersek...
Dispatch reported the incident three minutes ago... and if we go back another minute...
Tek, üç kişilik bir takımdan oluşan tipik protokol.
Typical protocol as a single, three-man team.
Cantara'nın üç Amerikalıyı kurtarmada yardımcı olacağına söylememe rağmen.
Cantara could help save the lives of three Americans.
Rocha'nın telefonundaki yer tarihçesi... James Burton'a ait Chesapeake Körfezi'ndeki bir araziye üç yolculuk.
Location history on Rocha's cell... three trips to an estate on Chesapeake Bay owned by one James Burton.
Ee, siz üç geveze ne dedikodu ediyorsunuz?
So, what are you three hens gossiping about?
Bu üç kelime ne kadar şok edici olsa da otopside Jason'ın cesedinden çıkan sırların yanında bir hiçti.
As shocking as those three words were, they were nothing compared to the secrets that Jason's body had given up during its autopsy.
Bir, iki. Bir, iki, üç.
One, two, one, two, three.
Bankada, sadece üç haftalık ödemeye yetecek kadar karşılığın var.
You only have enough in the bank to cover three more weeks of payroll.
Hapiste olduğu için üç aydır babamı görmedim.
I haven't seen my dad in three months because he's in jail.
Ve babanın yasal bir kılıf vermek istediği sözleşmeyi yapmak için üç imzadan ikisine ihtiyaç var.
And two out of three signatures are needed to award the contract, which your father wants to give to a less than legit outfit.
Beni geri araması için üç dakikası var.
He has three minutes to call me back.
Beni arayıp anlaşma teklif etmek için üç dakikan olacak.
You have till 12 : 03 to call me back with a deal.
Ben komünizmin çöküşü ve üç başkan atlattım.
I survived the fall of communism and three Presidents.
Her üç katın planı burada.
I have the plans for all three floors right here.
Saldırıdan üç yıl yattı.
Served three years for assault.
Komite bunu çözmek için üç saattir toplantı yapıyor.
Guys, the committee met for three hours trying to figure this out.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]